MENÜ
İzmir 14°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Dış politikamızda zorluklar
Kemal ARI
YAZARLAR
7 Mart 2020 Cumartesi

Dış politikamızda zorluklar

Ülkemiz, tam bir bıçak sırtından geçiyor.

Dış politikamızda olağanüstü zorluklar var.

Bunda yalnız bulunduğumuz coğrafyanın zorlukları etken değil; dünyada Sovyet Rejimi’nin çöküşünden bugüne belki de en sıkıntılı süreçlerden geçiyoruz.

İran-Irak Savaşı oldu, yıllarca sürdü.

Derken ardından Irak Kuveyt’i işgal etti.

Ardından ABD öncülüğünde müttefik güçler tarafından Irak, Kuveyt’ten atıldı.

Sonunda Irak parçalandı; Saddam devrildi.

Olaylar bir türlü durmadı.

Bütün Kuzey Afrika’yı ve Arabistan Yarımadası’nın belli bölgelerini Arap Baharı yalım ateşi gibi sardı.

Müslüman Kardeşler işbaşına geldi, çok yerde…

Sonra bu iktidarların bir kısmı askeri darbelerle yıkıldı.

***

İsrail ise bölgede hep çıbanbaşı oldu.

Ancak anımsayın; bu süreçlerin hiç birinde Türkiye içinde bulunduğumuz şu dönem kadar sıkıntılı bir duruma düşmedi.

Bunun nedeni ne?

***

Kimi saptamaları yapmalıyız:

FETÖ sızma ve kalkışmalarıyla, ülkemizin bütün milli güçleri çökertilmek istendi. En önemli hedef ise Türk Silahlı Kuvvetleri’ydi… Kumpaslarla ordunun en mahrem yerlerine girilerek, Türkiye içten çökertilmek istendi.

Ardından 15 Temmuz gerici kalkışması kendini gösterdi.

Ancak ülkemiz son anda ölüm çizgisinden döndü ve bu bela, ulusal birlik ve bütünlük reflekslerimizle defedildi.

Ancak sorunlar durmadı ki?

***

Bu kez Suriye’ye yönelik neredeyse 10 yıldır önce İŞİD ve benzeri terör örgütlerinin kalkışması, yaşanan iç savaş ve ABD’nin müdahalesi ile bölgemiz tam bir istikrarsızlığın içine itildi.

Bu arada ABD’nin Suriye ve Irak’a karşı PYD güçlerini desteklemesi ve ülkemizin haklı olarak bu yapıyı PKK’nın bir uzantısı olarak görmesi üzerine, ABD ile ilişkiler iyice gerildi ve kopma noktasına geldi.

 

Ve Türkiye Zeytindalı, Fırat Kalkanı ve Barış Pınarı gibi hareketlerle PYD’ye karşı sınır ötesine çıkarak, caydırıcı hareketler yapmak zorunda kaldı.

Ve şimdi de bilindiği gibi Suriye’de oluşturulan güvenlik noktalarını korumak amacıyla Suçi Harekatı; şehit edilen onca askerimiz ve derken Moskova Mutabakatı…

***

İş yalnız bu kadarla da sınırlı değil elbette:

Bir yandan Ege’de yaşanan gerilimler, Doğu Akdeniz’de enerji merkezli çıkar savaşları ve Türkiye’yi kendi sınırları içine hapsetme çabalarıyla İsrail’den Mısır’a, Mısır’dan Yunanistan ve Güney Kıbrıs Yönetimi’ne kadar uzanan şer cephesi…

Bunları sayarken, elbette Rusya’nın Akdeniz’e inme çabalarını hiç göz ardı etmemeliyiz.

***

Şimdi şu saydığımız tabloya baktıkça bile insan kendine sormadan yapamıyor:

Bir ülke bu kadar ağır bir yüke nasıl karşı koyar?

Bu ülkemizin çok şükür ne denli güçlü olduğunu gösteriyor.

Ama unutmayalım; tarihte ülkeler kendilerini çok güçlü hissettikleri zaman da ağır darbeler almışlardır. Bunun sayısız örnekleri var.

O nedenle gevşeyemez, gücümüzde zafiyetler yaratamayız.

Birlik ve bütünlük içinde olmamız gereken en hassas bir dönemde bulunuyoruz.

Atatürk çok kereler olduğu gibi, Büyük Nutuk’ta da belirtir:

İç cephe, dış cepheden daha güçlü olmalıdır.

Eğer iç cephe çökerse, dış cephenin çökmesi kaçınılmazdır.

Dış cephede güçlü olmaktan daha çok, iç cephede güçlü olmalıyız.

Bu çok açık…

O nedenle önerim özellikle siyasetçilere olacak:

Lütfen dilinize hakim olun ve ülkeyi daha çok gerecek söz ve tavırlardan uzak durunuz!

Makul ve itidal içinde olmamız gereken zorlu bir dönemdeyiz.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz