MENÜ
İzmir 20°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Dünden bugüne...
Rifat ÖZER
YAZARLAR
17 Aralık 2023 Pazar

Dünden bugüne...

Kinayeli bir sözdür ‘dünden bugüne ne değişti?’

İsrail’li tarihçi Yuval Noal Harari’nin, gençlere yönelik “Durdurulamayan İnsanlık : dünya neden adil değil” kitabını okuyunca, ‘on bin yıl önce gerçekleşen devrimle’ hala da hayatımızı etkileyen çok şeyin değiştiği görülür ki, dünya için buna kinaye yapılmaz…

İşte değişim dediğimiz de budur. Siyasette ise, bizden uzakta şimdi… ileride belki!

***

Uruk, bugün Irak’ta Tel-el Varka adıyla bilinen antik bir Sümer şehridir. Mezopotamya’da Fırat nehrinin doğusunda, MÖ. 4.binyılın sonlarında ortaya çıkan ilk kentlerdendir.

Hariri’nin yazdığına göre… Uruk’ta 50 bin kişi yaşardı ve hep birlikte karar almaları zordu.

Bazı önemli şeylere çabucak karar vermeleri için bilgelerden küçük bir konsey seçildi…

Bunlar da… özellikle savaş zamanlarında, tartışıp anlaşmaları zor olduğundan, orduyu yöneten büyük şefe danışır oldular. Büyük şef de kendisi karar verdikçe, eninde sonunda bir krala dönüşürdü!

Böylece Lugal dedikleri ‘büyük adam’lar ortaya çıktı... Onlarda kendilerini dünyada en büyük adam sanıyorlardı. Krallıklar ve Mısır’daki firavunluklar da, böyle doğdu…

***

Sonraki dönemlerde ve halen de krallıklar ve demokrasi karma şekilde devam etti… Ama, özellikle Avrupa dışı kimi dünya ülkelerinde, üstelik de seçim yoluyla yeni otoriterler türedi. Dünyada seçimli otoriterizm dönemi başladı ve giderek pıtrak gibi çoğaldı...

Siyasi partiler toplumun örgütlü bir parçasıdır. Toplumdaki yaygın düşüncelerin, partilere de yansıması, doğal bir sonuçtur. O nedenle de demokrasiler de bile, partilere otoriterlik yansıdı... Krallar gibi, onlarda tek başına kararlar verip, kurullara onaylatır oldu!

Hele de kimi sol partiler bile, bu zahiri demokrasiyi savunur oldular ve otoriterin peşine düştüler, parti içi demokrasi bu dediler!

Bunları yazıp çizmek bir işe yarıyor mu?

Pek de yaramıyor. Eğer yarıyor olsaydı kimi partilerin içinde var olan demokratik gelenekler, geriye gitmez, daha da ileri giderdi…

***

Parti demokratik olunca…

Kimse de göçmen kuşlar gibi taa… nerelerden, birilerinden ‘referanslı’ algısı ile, sanki burada yeterli ve yetenekli kimse yokmuş gibi, ikide bir İzmir’e gelip, Milletvekili adayı olamaz, şimdiki gibi de çok ilçelerde başkan veya meclis üyeliğine ve de, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı aday adaylığına soyunamazdı…

Hep önseçimi ve yerelliği savunmuş ve geçmişte üst düzey belediyecilik de yapmışların da aralarında bulunduğu kimileri de, özel kalemi gibi a.adayının günlük programlarını yayınlamaz, gezilerinde de kol kanat germezdi…

Partinin yolunu bilmez, kentin insanını ve kenti tanımaz kimilerine cesaret de gelmezdi…

En azından yereldeki insanların emeklerine, saygıda kusur edilmemelidir denirdi…

Ateş olmayan yerden duman çıkmazcasına…

Büyükşehire dışardan hevesliler de çıkmazdı. Neyseki İzmir İl Başkanı karşı duruş sergiledi de… Olayın ve insanların kızgın ateşleri biraz küllendi. Keşke Partinin İlçe Başkanları da, en azından kendi ilçeleri için, İl Başkanının örgütünü koruyuculuğunu… bir izleseydi!

Hele de İzmir örgütü, Kılıçdaroğlu’nun bir büyük tasarrufuyla, kendini birilerinden kurtarmışken hala, Genel Başkanın peşinden koşmalarına… Futbolcular gibi, kale önünde bekleyip, belki bir pas gelir de beleşten bir gol atarız… Büyükşehiri de kaparız gibi, bir hayale de kapılmazdı!

Hele de, bilgi ve birikimleri ‘toprak olsun’ ister gibi… Hayatını partiye vermiş olanları önemsizleştirmeye çalışan, üstelik kendi hayatını da partiye vermiş olanların öfkesine de… gerek kalmazdı !

İyi Pazarlar…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz