MENÜ
İzmir 11°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Dünya iradesinin dolarla imtihanı!
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
22 Aralık 2017 Cuma

Dünya iradesinin dolarla imtihanı!

ABD Başkanı’nın başlattığı Kudüs krizinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başından sonuna kadar haklı bir noktada durduğunu 7 Aralık’ta kaleme aldığım “İç ve dış politika açısından Kudüs” başlıklı yazıda ifade etmiştim. Dün gece BM Genel Kurulu’nda ABD, İsrail ve birkaç müstemlekesi dışında ezici çoğunlukla kabul edilen tasarı için Erdoğan’ı tebrik ediyorum.

Tarihi bir başarıdır.

Dünya iradesinin ‘dolarla’ imtihanıdır.

Emperyalizmin kalesine giren en net gollerden biridir. Emeği geçen herkese (Papa dahil) teşekkürler.

*

Ve 7 Aralık’ta yayınlanan o yazıya CHP’li bir dostumun “Galiba Trump da AKP’li... Baksana adam Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan etti. Ne Reza davası kaldı ne Man Adası belgesi… “ sözleriyle başlamıştım. Gelinen noktada CHP’li dostuma hak vermeye başladım. Sanıyorum Trump da Erdoğancı… Man Adası iddiaları ve Zarrap Davası üzerinden sıkıntılı günler geçiren iktidara derin bir nefes aldırdı zamansız, hadsiz ve haksız Kudüs çıkışıyla…

*

Bu sütunların takipçileri bilir. Bir siyasetçi ve de devlet adamı kimliğiyle Erdoğan’ı sıklıkla eleştiririm.

Ama bazı siyasetçiler ya da gazeteciler gibi ‘at gözlüğü’ ile değil.

Doğruya doğru dediğim de olmuştur. Ve yarın da tüm yanlışlarında Erdoğan’ı eleştirmekten, doğrularında alkışlamaktan imtina etmeyeceğimin garantisini verebilirim. Çünkü birilerinin kabul ettiği gibi Erdoğan insanüstü biri değildir benim için. Ya da her yaptığı yanlış biri… Hırsları, kini, yanlışları ve kandırılmışlıklarıyla birlikte Erdoğan tipik bir Türk siyasetçisidir.  

*

Ancak Kudüs krizini çok iyi yönetmiştir. Çok doğru noktada durmuştur.

Papa’yı bile aramaktan imtina etmemiştir ki Kudüs’ü Müslümanlar gibi kutsal kabul eden Katoliklerin lideri Papa ve diğer Hristiyan mezheplerin de BM’de alınan bu kararda rolü, katkısı büyük olmuştur.

ABD’ye dümen kırmaya çalışan kimi sözüm ona  ‘İslam ülkelerinin’ önü İstanbul’da düzenlenen İslam İşbirliği Toplantısı’yla alınmıştır.

İlk kez İslam İşbirliği Toplantısı’na Rusya gibi gayrimüslüm bir ülke ‘gözlemci’ sıfatıyla katılmıştır.

Ve sonuç…

Oylamaya katılan 172 ülkeden 128’i tasarıyı kabul etti, 9’u reddetti. 35 ülke ise çekimser kaldı.

Bu sonucu çok yönlü olarak okumak mümkün…

Ama ABD gibi kendisini dünyanın üzerinde gören süper güç bir ülkenin taraf olduğu tasarının destekçi sayısının 10’u bile bulmamış olması önemlidir. Ki Trump’un Kudüs kararını geri almasını talep eden tasarıya ABD, İsrail’in dışında Guatemala, Honduras, Marshall Adaları, Micronezya, Nauru, Togo ve Palau gibi çoğu ABD mandası sayılabilecek, haritadaki yeri bile bilinmeyen ülkelerin ret oyu verdiği de vakıadır. Çekimser kalan 35 ülkenin profiline baktığımızda ABD Başkanı Trump’un ‘maddi yardımı keseriz’ tehdidinin işe yaradığı düşünülebilir.

Çekimserler arasında bizi en çok şaşırtan Bosna-Hersek oldu. Romanya, Macaristan, Hırvatistan gibi Türkiye’nin komşusu sayılabilecek ülkelerin çekimserliği de ikincil dereceden önemlidir. Ancak ABD’nin ‘maddi yardımı keseriz’ tehdidinin de bu süreçte rol oynadığını kabul etmek gerekiyor.

Peki, bu karar ne anlama geliyor?  

Tabi ki hukuki bir bağlayıcılığı yok. ABD büyükelçiliğini İsrail’e taşıma kararının arkasında durabilir. Ancak bu karar, ABD’nin her fırsatta ortaya attığı ‘dünyaya demokrasi ihraç etme iddiasını’ temelden çürütecektir. Kaldı ki BM’deki tarihi oylama öncesi ‘maddi yardımı keseriz’ çıkışı ABD’nin demokrasiye bakışını özetlemeye yetmektedir.

Hiç kuşku yok ki BM’deki Kudüs Zaferi, Erdoğan’ı siyaseten de güçlendirecektir. Güçlendirmiştir de…

Davos’ta İsrail Başbakanı Peres’e yaptığı ‘One minute’ müdahalesi ve 15 Temmuz darbe girişiminden hemen sonra ulaştığı kitlesel desteğe yakın belki de üzerinde bir desteğe ulaşmış olabilir.

Ancak bu desteğin iç siyasette ne kadar kalıcı olacağını zaman ve de Erdoğan’ın sonraki adımları gösterecektir.

Unutulmamalıdır ki Erdoğan’ın BM’deki zaferinin altında ABD’nin (Trump’un) haksız, hukuksuz, adaletten yoksun, barışa katkı sağlamayan, şovenist duygularla, tek taraflı, küçük bir zümrenin (Yahudilerin) mutluluğunu hedefleyen adımlarının etkisi vardır.

BM genel kurulunda “güç ve para bende” diyerek “astığım astık, kestiğim kestik” diyenler kaybetmiştir. Güçlü olanın değil haklı olanın kazandığı bir sonuç ortaya çıkmıştır.

Ve bu sonuçtan herkesin ders çıkarması zaruridir.

Erdoğan açısından BM genel kurul kararı zafer olduğu kadar tehdittir de…

Demek ki güçlü olanın değil haklı olanın kazanmasının mümkün olduğunu göstermiştir bu sonuç.  

O nedenle hak, adalet gibi kavramlara iç siyasette de önem vermek gerekir. Trump’un içine düştüğüne benzer bir “Güç zehirlenmesinden” kaçınılmalı, son dönem belirginleşen ‘dediğim dedik, öttürdüğüm düdük’ duruşu gözden geçirilmelidir.

İç barışa hizmet edecek diyalog süreçleri çalıştırılmalı, askıya alınan demokrasi ve zarar gören hukuk devleti mekanizması yeniden işler hale getirilmelidir.

Dahası her bakımdan normalleşmeye dönük adımlar atılmalıdır.

Muhalefete gelince;

Erdoğan’a hizmet ediyor düşüncesiyle BM’nin Kudüs kararına sırtlarını dönmemeliler… Aksine 7 Aralık’taki yazımda da ifade ettiğim üzere Kudüs üzerinden yapılmak istenen emperyalist darbeye karşı en yüksek sesi çıkarmak CHP’ye yakışır.

Amerikan emperyalizmine Cumhuriyet’in ilanından bu yana derin itirazları olan CHP, ‘Erdoğan’a yarar’ düşüncesiyle Kudüs topundan kaçamaz.

Bu noktadan sonra Kudüs topuna nasıl girerler bilemem… Lakin Kudüs, iç siyaset açısından Erdoğan’a bırakılamayacak kadar değerli bir alandır. 2019’a ramak kala…

Bırakmayınız!

Ve bir not…

Düne kadar Erdoğan’ın ‘erken seçim yapacağına’ ihtimal vermiyordum.

Hazır kamuoyunda bir rüzgar yakalamışken bahar ya da yaz başında bir seçimi bile düşünür oldum.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 HASAN NEBI
 23 Aralık 2017 Cumartesi 23:30
Ümit bey merhaba ben Hasan Nebi. Ben sizi yakından takip ettigim bir siyasetçi olarak bazı arkadaşlarımızın aday olarak isminin geçtiğini görüyoruz benim ismimin geçmemesine üzülüyorum benimle simdiden ilgileneceginiz için teşekkür ederim. Cep telefonum o5531902048
 Zafer Zafer
 23 Aralık 2017 Cumartesi 21:02
ABD’nin "dünyaya demokrasi ihraç etme iddiası" daha doğrusu yüzü kaldı mı ki, temelden çürüsün Sn.YALDIZ? :)
 Merkez
 22 Aralık 2017 Cuma 18:06
"Erdoğan tipik bir Türk siyasetçisi" nedir bu hazımsızlık elbette yanlışları var ama o bir lider girdiği bütün seçimleri kazanmış ve gerçekten büyük reformlar yapmış mesala sağlık alanında savunma sanayii... de gel Ümit bey onun bir Lider olduğunu ve görünür siyasetçilerin içinde ne rakibi nede altarnatifi olduğunu itiraf et hazım iyidir...
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz