MENÜ
İzmir 11°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Dünya ve insan hikayeleri
Cumhur BULUT
YAZARLAR
13 Aralık 2014 Cumartesi

Dünya ve insan hikayeleri

Dünya ve İnsan üzerine düşünürken bir büyüğümden öyle güzel iki hikaye dinledim ki sizlerle paylaşmak istedim. Okuyunca sizler de beğeneceksiniz… Buyurun hep birlikte okuyalım;
İlk kıssadan hissemiz; türlü türlü vergilerden beli bükülen ve kazanmadan vergi ödeyen, esnaf, sanatkar ve ticaret erbabımıza gelsin…
 
Osman Gazi’nin Ticaret ve Vergi Anlayışı
 Osmanlıların bağımsızlıklarını ilan ettikleri ilk günlerde Germiyan vilayetinden bir adam Osman Gazi’ye gelip:
– Pazarın bacını (vergisini) bana satın, dedi.
Osman Gazi sordu:

- Bac nedir ki?

- Pazara her kim yük getirirse ondan on akçe almaktır.

- Sebep nedir ki bunlardan akçe alasın?

- Adettir. Bu bac mülkün padişahı için alınır ve bunu tahsil eden de içinden hisse alır.

- Bu Tanrı buyruğu mudur? Yoksa bunu her yerin padişahı mı ihdas etmiştir?

- Sultan töresidir.

Osman Gazi kızmıştı, Adama:
- Defol, burada durma ki sana ziyanım dokunmaya. Bir kişi ki malını kendi eliyle kazanmış, bana ne borcu ola, diye bağırdı!!!

Fakat Osman Gazi’nin yanındakiler izahat verdiler ve bu paranın devlet için lazım olduğuna ona ikna ettiler. Neticede ilk Osmanlı kanunu çıktı. O kanunun birinci bendi şu idi:
“Her kişi ki bir yük sata, iki akçe versün, eğer satmaya, hiç nesne vermesün…”
İkinci hikayemiz de vaktimizi boşa harcan biz ehl-i tembele gelsin, buyurun…

Dünya Fani İmiş!

Yoldan geçen birisi, evinin bahçesinde tuhaf hareketler yapan bir adama sorar:

- Niye öyle tepinip duruyorsun?

- Keçe tepiyorum. Sıkıştırıp pazarda satacağım. Ne yapalım, fani dünya işte, üç-beş kuruş kazanıyoruz.

- Başındaki çıngırak ne?

 

- Çevredeki bahçelerin ekin ve meyvelerine kuşların gelmemesi için ses çıkarıyorum. Sahipleri de bana bir miktar ücret ödüyor. Ne yapalım, fani dünya işte, üç-beş kuruş kazanıyoruz.

- Peki, sırtındaki yük nedir?

- Bu yayıktır. Yoğurttan yağ çıkarıyorum. Sonra da götürüp pazarda satacağım. Ne yapalım, fani dünya işte, üç-beş kuruş kazanıyoruz.

- O elinde döndürdüğün nedir?

 

- Bu bir kirmendir. Komşuların yünlerini eğiriyorum. Onlar da ücretini ödüyor. Ne yapalım, fani dünya işte, üç-beş kuruş kazanıyoruz.

- Ağzınla ne mırıldanıyorsun?

- Hatm-i tehlil okuyup, isteyenlere hediye ediyorum. Onlar da bana çeşitli armağanlar veriyorlar. Ne yapalım, fani dünya işte, üç-beş kuruş kazanıyoruz.

 

- Niye öyle sağa sola bakıyorsun?

- Komşu çocuklarını takip ediyorum. Onları tehlikelerden korumak için bakıcılık yapıyorum. Komşular da bana ufak-tefek hediyeler veriyorlar. Ne yapalım, fani dünya işte, üç-beş kuruş kazanıyoruz!..

- Peki, dünya fâni olmasaydı daha neler yapardın?

- Ona göre tedbir alırdım!..
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz