MENÜ
İzmir 13°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Ey kravat sen nelere kadirmişsin…
Teodora HACUDİ
YAZARLAR
7 Aralık 2015 Pazartesi

Ey kravat sen nelere kadirmişsin…

Gediz Üniversitesince düzenlenen
“Zorla Evlendirme”' konulu konferansın yansımalarını okudukça
hem bir kadın
hem de bir kız annesi olarak
hop oturdum hop kalktım.

Rakamlar ürkütücü,
Türkiye’de
 181bin 36 çocuk gelin bulunuyor(muş),
“muş”u parantez içine aldım
çünkü bu bilinen rakam.
Asıl rakamı duymak bile istemiyorum ama
bunun her 3 gelinden birinin
çocuk olduğu anlamına geldiğini bilmek
dehşet verici…

2012 yılında 20 bine yakın aile
16 yaşından küçük kızlarını evlendirebilmek için
dava açmış.
İroniye bakar mısınız?
16 yaşından küçük çocukları
evlendirmek isteyenlere dava açılacağına
onlar kalkıp dava açıyorlar.

Bu arada 15 – 19 yaş arası genç kızlarda
yani küçük kadınlarda
birinci sırada ÖLÜM nedeni de
HAMİLELİK ve DOĞUMun yol açtığı sorunlarmış.

Bu haberi okuduğum yetmezmiş gibi
bir de “saygın” adam haberi düştü önüme.
Hani adamın biri kendini subay olarak tanıtıp,
14 yaşındaki 3 kıza
önce esrar içirip,
sonra porno film izletip
cinsel istismarda bulunmuştu ya,
işte bu “saygın” adam
kravat takıp pişmanlığını dile getirince
150 yıl istenen hapis cezası
10 yıla inivermiş.

“Saygın” kelimesinin anlamına baktım;
saygı gören
sayılan
hatırlı
itibarlı
muteber
diyor…

Bir tecavüzcü
üstelik çocuklara tecavüz eden bir tecavüzcü
nasıl saygı görür,
sayılır,
itibarlı olur
muteberdir
ben bilemedim…

Tecavüzden,
çocuklara tecavüzden bahsediyoruz,
hani hepimizin korumak zorunda olduğu,
koruyamadığı durumlarda da
Devletin devreye girip
koruduğu
çocuklardan bahsediyoruz…

Hani küçük insanlardan,
fiziksel ve zihinsel gelişimi tamamlanmamış,
gelişme döneminde olan küçük insanlardan...

Kimse bana gelişmiş batı ülkelerinde
cinsel ilişki yaşının düştüğünden,
gençlerin çok erken yaştan itibaren
ilişkiye girdiklerinden filan bahsetmesin.
Aynı şey değil,
kesinlikle aynı şey değil.

Biz burada çocukların hatalarını değil,
yetişkinlerin çocuklara karşı işledikleri suçlardan bahsediyoruz.
Hem de çok ciddi bir suçtan,
pedofiliden,
daha Türkçesi sübyancılıktan
açıklamalı olarak da
çocuklara karşı cinsel istek duyma durumundan bahsediyoruz.

Çocuk gelin diye bir şey yoktur,
çünkü çocuktan gelin olmaz.
Zaten şu “gelin olma” meselesi de başlı başına bir olay,
gelin olan kadın evlenmiş olur,
evlilik de erkeğin cinsel zevklerini tatmin etme durumu değildir,
evlilik durumu
cinsellikten öte bir şeydir,
ortak bir yaşamdır,
aile kurmaktır.

Evlilik söz konusu olduğunda
çocuk evliliğin tadı tuzudur
evliliğin tarafı değil.

Ben yine dellendim,
eğitim imkânları,
çocuklukları,
gelecekleri elinden alınan
çocukları düşündükçe delendim.

O küçücük omuzlara yüklenen sorumluluğu düşündükçe delendim.
O küçücük yüreklerden bekleneni düşündükçe delendim.
Erkek egemen bir toplumda
bu suça iştirak eden,
destek veren kadınları düşündükçe delendim.

Hele ki bir boyun bağına bu kadar anlam yüklenmesi
beni iyice çileden çıkarttı.

Kadının isminin değil de cisminin tercih edilmesi
kız çocuklarının kadınlaştırılması
kadın ve erkek eşitliği arasındaki uçurumun bu kadar açılması
topluma ve geleceğimize tecavüzden başka bir şey değildir.

Anlamadıysanız bir zahmet bir boyun bağı takıp tekrar okuyuverin…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Ali Aydınoğlu
 7 Aralık 2015 Pazartesi 19:44
Ekleyecek hiç bir şey yok.İyi bir noktaya dikkat çekilmiş.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz