MENÜ
İzmir 14°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Genel Başkan kuralları
Fatih YAPAR
YAZARLAR
8 Mayıs 2017 Pazartesi

Genel Başkan kuralları

CHP’nin 17 Ocak 2016 tarihinde gerçekleştirdiği 35. Olağan Kurultayı’nda Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun listesinde olmamasına rağmen Parti Meclisi’ne (PM) girdi.  Parti içinde sol siyasetin temsilcileri arasında yer aldı. Geçmişteki bakanlık deneyimi, milletvekilliği tecrübeleri SHP-CHP geçiş dönemindeki fikirsel önerileri hem gündemde olmasını sağladı. Ne de olsa “Demokrasi, Değişim ve Kardeşlik” parolasıyla gerçekleştirilen kurultayda listeyi delerek gelmişti.  CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun değerlendirmesine göre “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın AK Partiye üye olduğu” 3 Mayıs günü hükümete yakın Akşam Gazetesi’nde geniş bir röportaj yapmış, genel başkanı, yönetimi, hakim iradeyi adeta topa tutmuştu.  Hatta eleştirilerinde öyle ileriye gitmişti ki genel başkanı “diktatörlükle, tek adamlıkla” suçlamıştı. Ve kader yıllarca partiye üye yapılmayan Fikri Sağlar’ı genel başkanlığı sırasında dönemin PM üyelerini “tek tek arayarak” ikna eden Kılıçdaroğlu’na kendi eliyle partiye davet ettiği ismi yine kendi eliyle attıracaktı!

Peki Türkiye’nin merakla izlediği sonuçları her açıdan tartışılan kritik toplantıda neler yaşandı. Tabi ki birçok açıklama, yorum, ifade gündeme çoktan düştü. Halen de tartışılıyor. Kılıçdaroğlu’nun bu toplantıda sert konuştuğunu, konuşurken de ciddi analizler yaptığını vurgulamak lazım. Parti kaynaklarına göre Kılıçdaroğlu, kendisinin değil partisinin alenen, herkese açık, basın önünde eleştirilmesinden rahatsız. Referandum kampanyasını “tek adam ve diktatörlük” gibi önemli vurgular üzerinden yürütürken parti içiresinden birisinin kendisine aynı kelimelerle hitap etmesine çok içerlemiş. Durumu kendi kalesine gol atmak olarak nitelendirmiş!

Yine Kılıçdaroğlu’nu yüzde 49’a varan “Hayır” blokunu kucaklama çalışmalarına başlayacağı sırada gelen bu darbe çok çok sinirlendirmiş.  Bununlar ilgili de, “Sandıklara dönüp, teşekkür ziyaretleri yapacakken, insanların hevesini kırdınız, bu duyguyu yaşatmadınız” sözleri de dikkat çekiyor. Kılıçdaroğlu’nun üzerinde durduğu bir önemli mesele de Erdoğan’ın AK Parti’ye üye olduğu 3 Mayıs tarihi ile Sağlar’ın açıklamalarının aynı günde gerçekleşmiş olması. Bu yüzden durumu “tek merkezden” idare edilen bir operasyon olarak nitelendiriyor. Cumhurbaşkanlığını, iktidarı işaret ediyor.

Kılıçdaroğlu’nun konuşmasında altını çizdiği çok önemli bir konu daha var. O da erken seçim kararı.  Kendisi, parti içinde bazı isimlerin kurgulanan oyunda figüran olduğunu, parti içindeki tartışmalara girerek oyuna alet olduğunu söylüyor. Bu konuyla ilgili ağzından, “Hedefte erken seçim var. İktidar kendisini en iyi hissettiği zamanda seçime gidecek. Ne yazık ki arkadaşlarımız bu duruma alet oluyor. Partimizin içi karışık, parçalı gösteriliyor. Eğer çıkıp da ‘tek adam Kılıçdaroğlu derseniz Erdoğan’ı aklarsınız” cümleleri dökülüyor.

Partide olağanüstü kurultay taleplerine sıcak bakmayan Kılıçdaroğlu’nun “Partiyi kurultaylar partisi imajından kurtaracağım” sözleri de bu noktada kararlılığını gösteriyor.  Genel başkan değişikliği taleplerine ve adaylara “hayallerinizi erteleyin” diyen Kılıçdaroğlu’nun bir de önerisi var; “hepiniz her yere aday olabilirsiniz, cebimden parasını verir size kurultay delegelerine konuşmanız için salon da tutarım. Ama partiyi yıprattırmam, tartıştırmam. Koltuk derdim yok”…

İşte Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından yansıyan önemli satır başları böyle… Peki gündemde olan iki isim Fikri Sağlar ve görevlerinden istifa eden Selin Sayek Böke ne diyor? Sağlar toplantıda, “Akşam Gazetesi’ne röportaj vererek hata yaptığımı biliyorum. Tek adam, diktatör de demedim. İhraç kararı alınacak bir şey yapmadım. Hırsızlık, namussuzluk da değil yaptığım” demiş. Bazı isimlerin özür dile çağrılarına ise, “Sadece PM üyelerinin zamanını, vaktini burada aldığım için özür diliyorum” ifadelerini kullanmış. Kılıçdaroğlu’nun partiye daveti ve görevleriyle ilgili de, “Partiye çağrınızı kabul ettim ama ben de sizin büyüyüp bu noktaya gelmenizi sağladım” diyerek lidere katkılarını sıralamış!

PM’de en çok eleştirilen, adeta topa tutulan Böke mi? O da son zamanlarda dışlandığını, ciddiye alınmadığını ifade ediyor. Mesela kurultay takviminin parti sözcüsü olmasına rağmen Örgütten Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl tarafından kamuoyuna açıklanmasına çok içerlemiş! Koltuk sevdalısı, mikrofon heveslisi olmadığını vurgulamış. Partiye dışarıdan geldiği, çaba göstermeden tepeden inme görevleri kaptığı eleştirilerine ise, “sadece kariyer yapmadım, siz sahada çalıştıysanız ben de akademik camiada mücadele ettim” demiş.

Gelelim İzmir’den PM’ye giden ve parti üst kurullarında yer alan isimlerin oylamada tercihlerinin ne olduğuna… Birincisi, partideki görevlerinden istifa eden Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke “hayır” diyenlerin en başında yer alıyor. Diğer Genel Başkan Yardımcısı Zeynep Altıouk da hayır cephesinde bulunuyor. Milletvekili Musa Çam’ın oğlu Emre Çam da bu yapının kararına uymuş durumda. Çünkü Çam’ın parti kulislerine yansıyan bilgilere göre toplantıda, “Partimiz Fikri Abi’ye sahip çıkmalıdır, bu tür bir cezalandırma işlemi uygulanmamalıdır” sözleri kayıtlara geçmiş. Toplantıda, tıpkı “fahri İzmirli” Tunceli Milletvekili Gürsel Erol gibi “Baykal da eleştirilerde bulundu, o da disipline gitsin” diyenlerin karşısında duran bir isim var. O da İzmir’in PM Üyesi Dr. Hakkı Akalın. Kurultayda özellikle Karşıyaka’nın desteğini alarak listeye giren Akalın, “İhraç kararını doğru bulmuyorum. Buna ret oyu kullanacağım” demiş.  Baykal’ı kast ederek, “Toplantıda olmayan birisi hakkında konuşmak doğru değil, yanlış yapılıyor” diyerek de partinin Baykalcı isimleri arasındaki yerini korumuş.  Tabi ki bu arada nasıl bir tercihte bulunduğu merak edilen başka isimler de yok değil. Bunlardan birisi de eski Milletvekili PM Üyesi Mustafa Moroğlu. Bu toplantıdan yansıyan, “Sayın Sağlar’ın yaptığı açıklamayı doğru bulmuyorum. Yaptığı yanlış ama cezasını da ağır buluyorum. İhraç kararı yerine uyarı verelim. Böyle karar alınsın istiyorum” sözleri  onun da tercihini aslında ortaya net olarak koyuyor.  Tabi ki Genel Sekreter Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır, İzmir eski Milletvekili Genel Başkan Yardımcısı Erdal Aksünger, PM Üyesi Prof. Dr. Özkan Yıldız da Sağlar’ın disipline gönderilmesine onay veren isimler olarak listeye adını yazdırdı. Yine İzmirli PM Üyesi Avukat Sevda Erdan Kılıç da toplantıda bir konuşma yapmış. Partinin içinde bulunduğu durumu yorumlayan Kılıç’ın, "Referandumda alınan yüzde 49’luk oyu kucaklamamız gerekiyor. Partinin tartışılması, suni meselelerle yorulması doğru değil. Bu durum ayrıca referandumda ‘hayır’ oyu veren, hayır için emek verenlere ihanet olur” sözleri not edilmiş.

Bu arada PM’den ihraç kararı çıkan Sağlar’ın Yüksek Disiplin Kurulu’nda durumunun ne olacağı meselesi ise biraz karışık. YDK yapısal olarak Kılıçdaroğlu’na karşı bir duruş şimdiye kadar sergilemedi. Başkanlıktan gelen “öneri” cezalarını uyguladı. Tıpkı İstanbul Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Haznedar meselesinde olduğu gibi. Orada da İzmir, YDK Üyeleri Şehrazat Mercan ve Mahir Polat tarafından temsil ediliyor. Fikirsel olarak, ihraç kararına şerh koyması beklenen bu iki ismin genel başkanın alacağı tavra göre şekil alabileceği dile getiriliyor.

Ne diyelim; siyaset yeniden ısınıyor, kartlar her yerde yeniden karılıyor…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Cesamin ÖZKAN
 10 Mayıs 2017 Çarşamba 10:28
Kapının önüne konulmaya başlanacak ise Aziz Kocaoğlundan başlasınlar. Türkiye genelinde CHP ye sekiz il büyüklüğündeki ilçe belediyelerini ve buna koşut en az altı miletvekilliğini kaybettiren başka bir kişi gösteremezsiniz. Aziz Kocaoğlu birde belediyeler toplantısında CHP ye zarar verenler konusunda ahkam kesmiş. İzmirin ve CHP nin sorunlusu.
 Cesamin ÖZKAN
 10 Mayıs 2017 Çarşamba 10:26
Musatafa Moroğlu Fikri Sağlar'ı doğru bulmuyorsunda sen doğrumusun ?. 15 yıldır AKP ye rahat iktidar ortamı sağlayanlar neden şimdi rahatsız oldular. Şunu iyi bilinizki CHP içerisindeki bu hareketlenmelerden en çok AKP ve recep Tayyip kaygı duymaya başlamıştır. AKP için en önemli durum Kılıçdaroğlunun yönetimindeki CHP dir. Sık sık onlarda ifade ediyorlar. En bölünmüş en içinde sorunlar yaşayan CHP, şu anki statik CHP den çok çok daha faydalıdır çünkü yararlı sonuçları getirecek hareketlenmelerdir.
 Cesamin ÖZKAN
 10 Mayıs 2017 Çarşamba 10:23
En kavgalı en bölünmüş CHP şu anki CHP den daha hayırlı ve daha yararlıdır. Kılıçdaroğlu'nun genel başkanlığındaki bir CHP zaten sürekli ve rahat AKP iktidarı demektir. NOKTA.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz