MENÜ
İzmir 13°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Gerçek gıdanın peşinde…
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
25 Haziran 2020 Perşembe

Gerçek gıdanın peşinde…

Farkındasınız biliyorum, yinelemekte zarar yok: Ne kadar çok konuşuyoruz son haftalarda gıdayı ve tarımı. Merak etmeyin sadece biz değil bütün dünya “gerçek gıdanın peşinde”… Milyonlarca insan yaşamlarının virüsün bir sonucu olarak tamamen değiştiğini görmüş durumda. Üç aydır başka bir dünyada yaşıyoruz. Bu değişimin farkında olanlar kısa, orta ve uzun vadede başarılı olacaklar. Farkına varmayanlara bu yeni dünyada maalesef yer yok…

AB Komisyonu, biyolojik çeşitlilik kaybını durdurmak ve sağlıklı ve sürdürülebilir bir gıda sistemi oluşturmak yoluyla Avrupa’nın dayanıklılığını güçlendirmek üzere kapsamlı bir yeni Biyoçeşitlilik Stratejisi ile Çiftlikten Çatala Stratejisi’ni kabul etti malum… From FarmtoFork… Türkçeye “Topraktan Çatala” diye de çevirebiliriz. Bu çoktandır gündemde olan bir mevzu idi ve geçen Mayıs ayının sonunda AB bu projeyi resmen açıkladı, bu köşede de yazmıştık. Biyolojik çeşitliliğin korunması kadar önemli bir konu “Topraktan Çatala” meselesi… Elbette burada üretici kadar önemli olan bizleriz, yani tüketiciler. Sadece “gerçek gıdanın” peşinde koşan tüketiciler olarak bu işin gerçekleşmesini sağlayabiliriz….

Günümüzde tüketici davranışı, gıda sektöründe en önemli parametre… Her şey değişiyor, satın alma alışkanlıklarında, tercihlerinde, tüketiminde önemli olan tüketicinin tavrı… Gıda üretiminin kalitesi ve güvenliğini daha çok merak eden tüketiciler var şimdi…

AB’nin geliştirdiği “Avrupa Yeşil Anlaşması”aslında sadece tüketicinin “gerçek gıda” taleplerine bağlı bir durum. Çünkü gerçek gıda için olmazsa olmaz birinci madde biyoçeşitlilik stratejisi… Tohumların ve türlerin korunması… İkincisi ise “Çiftlikten Çatala” … Tüketicinin gerçek gıda talepleri üzerine tarımsal üretimin hangi amaçlarla, hangi standartlara uyacağı veya hangi mevcut standartları koruyacağını ortaya koyuyor….

İki stratejinin karşılıklı olarak birbirlerini güçlendirmesi ve doğayı, çiftçileri, tarım işletmelerini ve tüketicileri rekabetçi bir sürdürülebilir geleceğe yönelik olarak harekete geçirmesi hedefleniyor.

Daha önce de yazmıştım, tarım zararlılarının itlafında kullanılan zehirli ilaçların (pestisitleri) 2030’a kadar yüzde 80 oranında azaltılması da gözetilen bir başka hedef. Pestisitlerin azaltılması gerçek gıdanın olmazsa olmazı… Salgınla birlikte en büyük risk grupları arasında obezlerin, kötü beslenenlerin bulunması, AB komisyonunun “Çiftlikten Çatala” projesi çerçevesinde, insanların lokmalarını saymaktan çok ne yiyeceklerine karışacağı anlamına geliyorlar. “Daha sağlıklı” gıda gerçek gıdada en önemli adım…

Bugüne kadar “Özgürlükçü” yanını hep en önce ortaya koyan AB’nin bundan sonra sofra düzeninde o kadar da özgürlükçü olmamasını beklemek hatalı olmaz…

***

Yineliyorum. Bu iş bir gerçek gıda stratejisidir. Belgenin satır başları da şöyledir:

İnsanlık ve üzerinde yaşadığımız gezegenin sağlığının ve gıda değer zincirindeki tüm aktörlerin geçim kaynaklarının korunması;

Kara ve denizlerin sürdürülemez kullanımı ve doğal kaynakların aşırı kullanımına son verilmesi, kirlilik ve istilacı yabancı türler ile mücadele;

Pestisit kullanımında yüzde 50 azalma, gübre kullanımında en az %20 azalma sağlanması;

Çiftlik hayvanları ve su ürünleri yetiştiriciliği için kullanılan antimikrobiyal ilaçların satışında %50 azaltım;

Organik tarım yapılan tarım arazilerinin toplam tarım arazilerinin %25’ine ulaşması;

AB Komisyonu, Avrupa Parlamentosu ve AB Konseyi’ni bu iki stratejiyi ve içerdiği taahhütleri onaylamaya, tüm vatandaşlar ve paydaşları da kamuoyu danışma sürecine katılmaya davet ediyor.

***

Bu durum Türkiye’de nelere yol açacak?

Avrupa Komisyonu’nun hazırladığı belgeleri değerlendiren Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği Genel Müdürü Batur Şehirlioğlu’nun sözleri durumu özetliyor: “Umut ediyoruz ki Tarım ve Orman Bakanlığımız da sivil toplumun ve halkımızın haklı taleplerini dikkate alarak, pestisitsiz yani zehirsiz bir tarım için hızla AB’ye paralel adımlar atar. Unutmayalım ki yıllarca bizleri ve çocuklarımız zehirleyen pestisitler yasaklandıktan onlarca yıl sonra bile doğamızda, su kaynaklarımızda var olmaya ve bizleri zehirlemeye devam edecek. Her ne kadar bu gelişmeyi olumlu karşılasak da AB Komisyonu, Dünya Sağlık Örgütü, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Tarım ve Orman Bakanlığı gibi kurumların sorumlulukları ve görevleri doğayı, insan sağlığını ve biyolojik çeşitliliği korumak için önlemini baştan alan politika, strateji ve uygulamalar geliştirmektir. Zehirlerin onlarca yıl kullanımına izin verdikten sonra yasaklamak değil zararlarını baştan tespit etmek, hiç uygulamaya sokmamak ve alternatif uygulama ve teknikleri desteklemektir.”

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Enver Olgunsoy
 25 Haziran 2020 Perşembe 14:44
Nylon gıdaya ciddi cezalar getirilmezse gercek gida hayal olarak kalir..
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz