Cumhurbaşkanı Erdoğan, Trump’la buluşmaya giderken…
Ana muhalefet lideri ne dedi?
“Bu ziyaretten hiçbir şey çıkmaz!”
İYİ Parti Lideri Akşener nasıl mesaj verdi?
“O hadsiz mektubu Trump’ın suratına çarp!”
Kimilerine göre…
Muhalefet bu ziyarette iplerin kopmasını bekliyordu…
Olmadı…
***
Buluştular; bi’kısmı canlı yayınlandı…
Dün Alman medyasından buluşmayla ilgili flaş bir analiz geldi:
“Dünyanın en güçlü ülkesinin başkanı Erdoğan gibiydi…”
Ne garip!
Aynı Almanya, daha bir ay önce…
“Barış Pınarı Harekatı”nı başlattığımızda…
Türkiye’ye silah satışını yasaklayacağını açıklamıştı!
Eleştiriler, övgüler bir-iki gün daha devam edecek…
Doğaldır…
***
Ancak…
ABD ziyareti sırasında ilginç bir ayrıntı yaşandı…
Cumhurbaşkanı Erdoğan…
Uçaktan Numan Kurtulmuş’u aradı…
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı’na havadan talimat verdi…
Ne dedi?
“Hemen milletvekillerimizi topla ve onlara şu talimatlarımı ilet…”
Neydi o talimatlar?
***
Üç gün Ankara’da kalın, diğer günleri illerinizde geçirin…
Teşkilatta emeği geçen kişilerle “gönüldaş” olun…
Formal değil informal (resmi olmayan) toplantılar yapın…
Kırgın, küskün ve kızgınların gönlünü alın…
Bölgede sözü geçenlerle daha çok buluşun; gençlere ulaşın…
Ziyaretlerinizde partinin eski üyelerine vefa gösterin…
Ve…
Belki de en önemlisi:
Siyaseti bir zenginleşme aracı olarak görmeyin…
***
Bu mesajları adrese ulaştırmak için…
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gelişi beklenemez miydi?
Hayır, beklenemezdi…
Çünkü, “zamanlama” önemliydi…
Nedenlerini sıralayalım…
***
Ekonomi üç çeyrektir küçülüyor; işler iyi gitmiyordu…
İşsizlik tavan yapmış; her gün her şeye zam geliyordu…
Emeklinin feryadı ayyuka çıkmıştı…
Birilerine “sıcak yapmak” için…
Asgari ücreti yumurta fiyatıyla karşılaştıran vekiller vardı!
Erdoğan, 2002’de kendisini iktidara getiren asıl etkenin…
Ekonomik kriz olduğunu iyi biliyordu…
Ayrıca…
18 yılın yıpranmışlığı vardı…
Son günlerde bazı AK Parti il başkanları ayrılmıştı…
İki yeni siyasi partinin kurulma hazırlıkları kapıdayken…
Küskünler için esaslı bir hamleye ihtiyaç vardı…
Memleketin tedirgin işadamlarına…
“ABD ile ilişkiler kopmuyor” mesajı vermenin tam zamanıydı…
Hepsinden önemlisi…
“Yeni Bir Doğuş Hikayesi”nin yazılması gerekliydi…
Algı operasyonu her zaman işe yarardı…
***
Zaman Tüneli’nden bir örnek…
Tam 10 yıl önceydi…
Erdoğan, o sırada Başbakandı…
Davos’taki Dünya Ekonomik Forumu’nda…
İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’e…
Yüksek sesle “One Minute” deyip, eklemişti:
“Siz çocukları öldürmeyi iyi bilirsiniz…”
Sonra da…
Salonu terk etmişti…
Tabii ki, önceki gün Beyaz Saray’da…
Böyle bi’şi yaşanmadı…
Yaşanması da mümkün değil ama…
Şunu hatırlatmakta yarar var…
Erdoğan, 2002 Genel Seçimleri’nde…
Yüzde 34.2 ile iktidar olmuştu…
2007 seçimlerinde AK Parti’nin oyu oyu %46.5 oldu…
Araya…
2009’un ilk günlerindeki “One Minute Olayı” girdi…
Sadece 18 ay sonra…
2011 Genel Seçimleri geldi, çattı…
AK Parti’nin Türkiye oyu taaak diye %50 oldu…
Seçmen, Davos çıkışını oya tahvil etmişti…
***
Bu nedenledir ki…
Daha Türkiye’ye ayak gelmeden…
Milletvekillerine uzaktan seslendi:
“Safları sıklaştırın; küskünleri kazanmaya bakın” dedi ve ekledi:
“Yeni kurulacak partiler değil, partimizin ne yapacağı önemli…”
***
Bitiriyoruz…
Vatandaş’ın göz kırpışında sanki bir “erken seçim” ışığı var…
Erdoğan bunu görüyor ve her defasında…
“Seçimler zamanında yapılacak!” diyor…
Ancak…
Toplumların hayatında öyle anlar gelir ki…
Ortaya sandığı koymaktan başka çare kalmaz…
İşte, o zaman…
Demirel’in ünlü sözü yönetenlerin aklına geliverir:
“Tencerenin düşüremeyeceği hükümet yoktur…”
Bütün bunları hesaba katarak…
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yakın gelecekte…
Muhalefeti filan beklemeden…
Baskın genel seçimi masanın üstüne koyarsa…
(Cumhurbaşkanlığı sandığı hariç…)
Hiç şaşırmayalım…
Nokta…
Sonsöz: “Her şey neye layıksa ona dönüşür… / Hz. Mevlana…”
Sayfa başına git