MENÜ
İzmir 13°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Hala gidelim mi Yunan adalarına kalamar yemeye?
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
11 Temmuz 2019 Perşembe

Hala gidelim mi Yunan adalarına kalamar yemeye?

Kırıp dökmeye şiddetle karşıyım ama…

Çok doğru bir özdeyişimiz vardır:

“Nush ile uslanmayanın hakkı tekrir, tekrir ile uslanmayanın hakkı kötektir!”

Yani, şu demek:

“Doğru söze aldırış etmeyeni uyarırsın… Eğer uyardığında da aldırış etmiyorsa pataklarsın!”

***

Yunanistan’da hükümet değişti…

Batı’nın “yeni format” dediği Çipras gitti…

Yerine Kiryakos Miçotakis geldi…

Komşu’nun yeni başbakanını…

Dünya liderleri arasında ilk kutlayan kim oldu?

Cumhurbaşkanımız Erdoğan…

Peki…

O Miçotakis’in Dışişleri Bakanı Dendias…

Bismillah, koltuğa oturur oturmaz ne dedi?

Şunu dedi:

“Türkiye, Doğu Akdeniz’in haylaz çocuğu olmayı bırakmalı…”

Bu kadarla kalsa yine iyi…

Nokta atışı yaptı:

“Türkiye, uzun zamandır bizi kışkırtarak Yunanistan’ın tepkisini ölçüyor!”

Yani, bi’şi söyleyeceğim, ayıp olacak…

Yav, Komşu’nun bu yeni Başbakanı Miçotakis kim?

Yunan’daki 1967 Darbesi sonrası…

Tutuklanarak ev hapsine konulan dönemin başbakanı…

Konstantinos Miçotakis’in oğlu

O dönemde…

Dışişleri Bakanımız İhsan Sabri Çağlayangil'in yardımı ile…

Ailesiyle birlikte Türkiye'ye kaçtı…

Bu sırada bugünkü başbakan Kyriakos kardeş…

Henüz bir yaşındaydı…

Miçotakis Ailesi, 1974 yılına kadar Türkiye'de…

Daha sonra Paris'te sürgünde yaşadı…

Aile yıllar sonra Yunanistan'a geri dönebildi…

1993-1996 arasında yeniden ülkenin başbakanı oldu…

Baba Miçotakis son başbakanlık görevi sırasında…

Elinden geldiğince…

Türkiye ile yeni bir diyalog kurulmasını savundu…

Mahalle baskısına dayanamadı…

Ve de başaramadı…

***

Komşu, biraz “avare” ruhlu…

Geçmişini hatırlamak istemiyor…

Ne İzmir işgalinde sebep oldukları katliamı…

Ne de 9 Eylül 1922’de…

Nasıl denize döküldüklerini…

***

Komşu’nun bugünkü başbakanının…

Başbakan olan babasını Cunta devirmişti ya…

İşte o Cunta…

Bi’darbe de Kıbrıs’ta yaptı 1974’te…

Kıbrıs Millî Muhafız Ordusu…

Yunan-Rum paramiliter ordusu EOKA-B ile birlikte…

Kıbrıs’ta Türk kanı döktü…

Darbenin amacı…

Kıbrıs Helenik Cumhuriyeti'ni kurmaktı…

Mehmetçik, dünyayı dinlemedi…

20 Temmuz 1974’te…

Çıkıverdik Yavru Vatana…

31 günde ele geçirdik adanın Kuzey’ini…

Yunanistan’a da faydamız dokundu…

Komşu’daki Cunta yönetim sivil iradeye devredildi…

Fransa'da yedi yıldır sürgünde olan Konstantin Karamanlis

Yunanistan'a geri çağırıldı; 24 Temmuz 1974'te hükümeti kurdu…

***

Bu arada…

Meşhur “Kardak Kirizi”ni silmişler tarih sayfalarından…

İki ülkeyi savaşın eşiğine getiren olayı…

Dönemin Başbakanı Tansu Çiller’in…

“O bayrak inecek, o asker gidecek… Can veririm ama çakıl taşı vermem!” sözlerini…

Hepsini…

Ama hepsini unutmuşlar…

Nasıl unutmuşlar?

Şöyle unutmuşlar…

Mesela…

1 Şubat 2017 önemli bir takvim yaprağıdır…

O gün…

Dönemin Yunanistan Savunma Bakanı Kamenos ne yaptı?

Kardak Olayları’nın 21’inci yıldönümü diye…

Ölen üç Yunan askerini…

Kardak Adası’na…

Helikopterden çelenk atarak andı…

Daha altı ay önce…

Komşu’nun Genelkurmay Başkanı Apostolakis…

Hadsizliğin dik alası bir açıklama yaptı:

“Türkler kayalık adalarımıza çıkarsa, onları dümdüz ederiz… Hükümetimiz de aynı görüşte…”

***

Üç sene önce…

Yunanistan’ın “çizgi dışı” başbakanı işbaşı yaptı…

Çipras’ı, bu kadim kent…

95 yıl sonra…

İzmir’e gelen ilk Yunan Başbakanı olarak karşıladı…

Sevimli adamdı…

Üç yıl önceydi…

Dönemin Başbakanı Davutoğlu karşılamıştı…

O gün…

“8 Mart Dünya Kadınlar Günü” diye…

İzmir’deki kadın gazetecilere karanfil verdi…

Pek bi’sevdik arkadaşı…

İşte; o Çipras’ın yönettiği Yunanistan…

15 Temmuz Hain Darbe Girişimi’nde…

Helikopterle kendilerine sığınan…

Sekiz darbeci askeri vermedi…

Çipras Efendi; “N’apalım yargı kararı; elimden bi’şi gelmez!” dedi…

***

Bu kadarla da kalmadı…

Türkiye Doğu Akdeniz’de doğalgaz aramaya karar verdi…

Hatta gövdesini koydu…

Parmak kadar Yunanistan, dünyayı ayağa kaldırdı…

Altı ay önce…

Yunanistan Genelkurmay Başkanı Apostolakis…

“Türkler kayalık adalarımıza çıkarsa, onları dümdüz ederiz... Hükümetimiz de aynı görüşte…” deme cüretini gösterdi…

Hatta…

15 gün önce…

Çipras Efendi, giderayak “koltuğu bırakırken” şöyle dedi:

“Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki faaliyetleri, zayıflığının ve yalnızlığının işaretidir!”

Ve dahi…

“Hazırız…” dedi…

(Artık neye hazırsa!)

İngiltere’de yayınlanan “Times” gazetesi bile…

“Türkiye’nin doğalgaz yataklarına uzanması, adada (Kıbrıs’ı kast ediyor…) sorunu yine alevlendirebilir…”

Yani…

Demek istiyor ki:

“Dünya size karşı el ele verdi, haberiniz olsun!”

***

Biz, Ege kıyılarından Avrupa’ya…

Kapağı atmaya çalışan mültecileri Azrail’in elinden alıyoruz…

Onlar, yakaladıkları mültecileri…

Botlarını “hacamat” edip, tekrar denize bırakıyor…

***

Biz hala “ucuz falan…” diye…

Komşu’nun adalarında tatil yapmak için can atıyoruz…

Sadece geçen yılın yazında…

Ege kıyılarından Yunan adalarına…

Akın akın…

1 milyon Türk tatil yapmaya gitti…

İster bir günlüğüne, ister bir haftalık olsun, fark etmez…

Üstelik…

Vatanımızda bunca cennet tatil merkezi varken…

***

Size bi’şi hatırlatayım…

Üç yıl önce…

Mart 2017’de Hollanda ile “papaz” olduk…

Onlarda seçim vardı…

Türk seçmeni etkileyecek bahanesiyle…

Kadın Bakanımız Fatma Betül Sayan Kaya’yı…

Sınır dışı etmeye kalkıştılar…

Bu durumu protesto eden Türkler’in üstüne…

Toma’larla su sıktılar…

Azgın kurt köpeklerini saldırttılar…

Milletlerarası skandal yani…

O tarihe kadar Türkiye’de tatil yapmak için…

Gelen Hollandalı sayısı bir milyonu geçiyordu…

O olaylardan sonra bıçak gibi kesildi…

Bize “ders” vermeye kalktılar…

Şimdi…

Yeni yeni gelmeye başlıyorlar…

Aynı şekilde…

Rusya ile uçak krizi yaşadık…

Küüüt diye, Rus turisti mumla arar hale geldik…

Allah’tan şimdi durum güzelleşti…

***

Bitiriyoruz…

Bir soruyla…

Bizi bu kadar hor görmeye “cesaret eden” Yunan’ın adalarına…

Neden tatil yapmaya gidiyoruz?

İçgüdüsel yaptırım gücümüzü ne zaman hareket geçireceğiz?

İlle de…

“Şekerim, ben Mikanos’a bayılıyorum…” demek için mi?

Ya da…

Santorini’de güneş batarken şarap yudumlamak için mi?

Veya…

Sakız’da patlayıncaya kadar…

Bize göre daha “ucuz” diye kalamar yemek için mi?

O zaman…

Ne diyeyim?

“Ha’di afiyet olsun dostlar…”

Nokta!

Sonsöz: “Komşu’nu sev ama bahçe duvarını yıkma… / İngiliz Atasözü"

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Jale
 11 Temmuz 2019 Perşembe 17:50
Erdogan'a kizip da hic bir turist Turkiye'ye gelmesin demeye benziyor. Milleti ve iktidari ayiralim lutfen.
 izmirli
 11 Temmuz 2019 Perşembe 11:56
sadece kalamar mı?.. rakının da gerçeği ve ucuzu... burada kazıklayanları mı kalkındıracağım?..
 Mesut gümü?
 11 Temmuz 2019 Perşembe 11:42
Mehmet bey,kaleminize sa?lık..bize ahmet rasim,yahya kemâl ?stadlar tarzında yazılar sunuyorsunuz.?lgiyle ve merakla okuyor,takip ediyoruz.Te?ekk?rler ve tebrikler..
 Işık Teoman
 11 Temmuz 2019 Perşembe 09:53
İzmirliler pek severiz Yunan adalarına gidip gelmeyi; haklılar da, o kadar yakın ki Yunan adaları. Kuşadası Milli Parkı ile Sisam’ın Psili ammos köyü arası sekiz yüz metre, uzatsan Dimitri’nin elini tutacaksın sanki. Çeşme ile Sakız adası artık kardeş şehir olmuşlar, günübirlik gidip gelmeler pek revaçta. Çeşme’den Sakız’a, Kuşadası’ndan Sisam’a, Ayvalık’tan Midilli’ye gidip gelmek çok kolay. Tabii vizeniz varsa; yoksa bas Euro’yu al vizeyi. Tüm bunlar para karşılığında oluyor. Parayı veren düdüğü çalıyor. Peki hiç hesap ettiniz mi, veya merak ettiniz mi, bir Yunan adasına gidip kalmak, üç dört gün tatil yapmak kaça patlıyor diye? Sağolsun bizim arkadaşımız profesyonel turist rehberi Serdar Çelenk Sisam ile ilgili bilgiler paylaşıyor. Baktım bir günlük veya iki günlük turlara katılmanın bedeli bir kişi için yaklaşık 100 Euro civarında, buna vize ücreti dahil değil. Vize ücretini de dahil ettiğinizde 220 Euro toplamda cebinizden çıkıyor. Adada yapılacak olan kişisel harcamalar bunların içinde yok. Neden yazıyorum tüm bunları, herkesin kesesindeki paralar kendini ilgilendiriyor; Sisam, Midilli ve Sakız adaları gerçekten gidilmesi, gezilmesi ve görülmesi gereken yerler. Ancak bizim burnumuzun dibinde iki adamız var. Gökçeada ve Bozcaada; ikisi de birbirinden güzel doğallıklar barındırıyor. Vize derdi yok, Euro gibi bir derdin ise hiç yok, koy cebine Türk lirasını atla arabana Geyikli iskelesinden Bozcaada’ya, Çanakkale’den Gökçeada’ya. Her iki adada da geçmişten kalan izleri görmek mümkün, pırıl pırıl koyları, tertemiz denizleri, yeşili, doğal güzellikleri barındırıyorlar. Bağlarında şaraplık üzümler yetişiyor, özellikle kırmızı şarabın tadına doyum olmuyor, yerel üreticilerin katkısız reçelleri, gelincik, domates, gül yaprağı ve daha niceleri. İzmirliler otlu yemekleri pek sever, adalarda birbirinden lezzetli ot yemekleri, salatalar ve tadına doyulmaz zeytinyağlar. Arnavut kaldırımlı daracık taş sokakları, şirin mi şirin eski Rum evleri, kıpkırmızı kiremitleri, denize bakan yüzleriyle konuksever. Fiyatları Türk lirası, mezeler muhteşem, balıklar taptaze. Adalara gidin sokaklarını arşınlayın. Birbirinden güzel begonvillerin yaslandığı taş evleri seyredin. Ahşap panjurlu evler, kırmızı, mavi ve yeşil boyalı sokak kapıları, taşların arasından süzülüp giden şarap fabrikalarının fotoğraflarını çekin. Koylarında serinleyin, esnaf güleryüzüyle sıcacık mekanlardan size seslensinler. Adalılar güleryüzlü insanlar, gitmek kolay, dil bilme derdi, vize ve Euro yok.
 ALİAĞALI
 11 Temmuz 2019 Perşembe 09:38
yukardakiler kavga ediyor eyvallah. peki onların kavgasına biz de mi uyacağız? yunan halkı ile illa kavgalı mı olmamız gerekiyor?
 
 11 Temmuz 2019 Perşembe 09:36
Bizimkilerin beyni olsa yunan adalarına gitmez yunan ekonomisi tepetaklak giderdi. Adalarımızı gasp etmiş ülkenin adalarına tatile gidiyoruz. Bu kadar tuhaf bir ülke dünyada yok.
 Oğuz Kaan
 11 Temmuz 2019 Perşembe 09:32
Ucuz kalamar yemek için Yunan Adalarına gideceğime hiç kalamar yemem daha iyi. Kötü komşuya destek olma.
 TARZ TARZAN
 11 Temmuz 2019 Perşembe 08:47
TÜRKİYE DE TURİZM BAKANLIĞI VARMI
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz