Hamza Dağ’ın talihsiz yanıtı!

Geçen gün ESİAD’taki toplantıda konuk olan AKP İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ’ın, bir gazetecinin sorusuna verdiği yanıt bir hayli sorunluydu. Hem de pek çok açıdan.

Soru yaklaşık olarak şuydu: “Büyükşehir Belediye Başkanı olursanız, insanların yaşam tarzına müdahale edecek misiniz, içkili yerleri kapatacak mısınız..vb”

Hamza Dağ, bu soruya “Ben belediye başkanlığına talibim, Müftülüğe değil” şeklinde bir yanıt vermiş. Özrü kabahatinden büyük derler ya, öyle bir yanıt.

Nereden başlayalım? Müftülüğün böyle bir yetkisi mi var? Yani Müftülük insanların hayat tarzına, giyim kuşamına, içki içmesine karışabilir mi? Bunu nereden çıkarıyorsunuz? Zihin dünyanızda böyle bir şey mi var?

Dağ, hukuk nedir, kamu nedir ya bilmiyor ya da bu alanların dinsel olması gerektiğini düşünüyor.

Müftülük, devlet dairesidir ve müftü de devlet memurudur. Din hizmeti verir ama insan hayatına müdahale edemez ve ayrıca sosyal ve siyasal hayatı ilgilendiren herhangi bir kural da koyamaz.

Bir süredir kamu yönetimimizde tam bir kuralsızlık ve rol karmaşası da yaşandığı için olsa gerek, Hamza Dağ’ın da kafası karışmış durumda.

Bir süre önce bir imam, camide zina yaparken, karısı tarafından basıldığında, müftünün yorumu, bu rol karmaşasına iyi bir örnek oluşturuyordu. Bu olay karşısında Müftü, “Eğer muta nikahı yaptıysa, imam hakkında bir işlem yapmayız” demişti...

Hadi buyurun. Bir devlet memuru olan imam, işyerinde/camide zina yapıyor ve amiri olan ve yetkisini kanunlardan alan müftü, olayı devlet memurları kanununa göre değil de İslam inancına göre yorumluyor.

Müftü yetkisinin dışına çıkıveriyor kolayca. Oysa ki, mesele imamın günah işleyip işlemediği değil, suç işleyip işlemediği.

Diğer taraftan Dağ’ın geçiştirdiği bu soru hiç de anlamsız değil. Çünkü AKP’li belediyeler birçok yerde, yasalara göre değil de inançlara göre kural koymayı normalleştirmiş bulunuyorlar.

Daha önceleri bazı Refah Partili belediyelerin yılbaşı öncesi hindi satışını yasakladığını hatırlıyoruz. Bu yasak yasalara mı dayanıyor yoksa İslam inancına mı?

Başka birçok örnek verebiliriz. Uzun yıllar gidip geldiğim ve defalarca farklı belediye yönetimlerine tanık olduğum Bergama’dan bir örnek vereyim. Belediyeye bağlı güzel bir restoran bulunuyordu Ilıca bölgesinde. Bu restoranda içki servisi belediye yönetiminin değişmesine paralel olarak değişiyordu. Yönetimde CHP varsa içki satışı oluyordu, AKP gelince olmuyordu.

Şimdi bunlar müdahale değil mi? Yaşam tarzı ve tercihine yönelik bir müdahale pekala. İçkiyi yasaklayan bir yasa var mı? Yok. Ama belediye yönetimi yasaklamış oluyor. Yasaya göre değil inanca göre.

Haram ya da helal yurttaşın kendi tercihidir. Kamu görevlileri kararlarını inançlara göre değil yasalara göre verirler.