MENÜ
İzmir 14°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Hekimler ve vicdanları
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
30 Kasım 2018 Cuma

Hekimler ve vicdanları

Geçtiğimiz gün yazdığım “Hayat aslında çok ucuz” başlıklı yazıma çok sayıda katkı geldi dostlardan...

Bir emekli hekim dostum da Yavuz Dizdar Hoca'nın yeni kitabı ‘Vicdan Hayat Kurtarır’a dikkatimi çekti. Kitabı aldım dikkatlice okumaya başladım.

Ülkemizde tıp alanı gerçekten çıkmazlarda. Çok sevgili hekim arkadaşlarım var. Yıllardır hepsiyle konuşurum ve maalesef Dizdar'ın dediği gibi “Doktorlar aşırı derecede paraya meftun olmuşlar, bağlanmışlar. Önemli bölümü vicdanını kaybetmiş, bir kısmı daha imkan bulursa kaybedecek” dedi.

“Hasta olsanız dahi gözü kapalı tıbba güvenmeyin” diyen Dr. Dizdar şöyle diyor :

“Kitapta, özellikle gençlerin geleceği dert edinildi ve gençlere önemli mesajlar veriyorum. Hasta olmayın ama hasta olursanız da tıbba çok fazla güvenmeyin. Doktorlar aşırı derecede paraya meftun olmuşlar, bağlanmışlar. Kitapta tıbba ciddi eleştiri var ve bir zahmet üstlerine alınsınlar. İsim verilmese de birlikte çalıştığımız meslektaşlarımız var. Ama alınmaları lazım çünkü bu iş ticarete çevrildiği vakit tıbbın geleceğini bekleyemeyiz. Bu çocukları nasıl eğiteceğiz. Doktor saat 11 veya 12’de işten çıkarak hatta bazen hiç gelmeksizin piyasada olmak istiyor. Mesleğin esaslarını çocuklar kimden öğrenecek?”

***

Doktorların büyük çoğunluğu olmasa bile önemli bölümünün vicdanını kaybettiğini söyleyen Dr. Dizdar şöyle devam ediyor:

“Bir kısmı daha imkan bulursa kaybedecek, kesinlikle göz ardı edebilirler. 1900’lü yılların başında İstanbul’a gelen yabancı bir doktor Beyoğlu’nda muayene açtığında haftada 1 gün ücretsiz hasta bakıyordu.

Ben burada kendi meslektaşlarıma haftada 1 gün hastaya ücretsiz bakmayı kabul ettiremedim. Ameliyat değil, alt tarafı muayeneden bahsediyoruz. Tıp kendi misyonundan bu kadar sapmış ve ticarete dönüşmüşse eğer doktorlara vicdanlarını bir daha hatırlatmak gerekiyor”

Gelişen tıp değil, tıbbi cihaz teknolojisi!

Hasta ve hasta adaylarına uyarılarda bulunan Dr. Dizdar, “Bizim sektörün temsilcileri 80 yıldır yatmış, teknoloji gelişmiş. Gelişen teknoloji, tıp değil. Bunu hasta ve hasta adayları çok iyi bilsin. Yeni birkaç ilaç ama bol miktarda görüntüleme, Ultrason, MR, PET gelişmiş ve kendilerine pazar arıyorlar. Dolayısıyla hastalar tıp için artık pazar özelliği taşıyor. Okuyucular işte kitapta bunların ne halde olduğunu, nasıl bu noktaya gelindiğini bulacak. Bu noktada çıkış için bir şeylerin değişmesi gerektiğini fark edeceksiniz. Okuyucular kitapta bunu fark etse yeterli. Mallar ve canlar bu kadar ucuzlamışken birkaç kişi bir hareket başlatırsa ve sürekli tüketime sevk eden sistemi hayatlarından kısmen de olsa çıkartabilirlerse bütün ayaklar yere bir daha basacaktır. Dünyanın şekli bir daha böyle olmayacak, kitaptaki amaç bu farkındalığın sağlanmasıdır. Vicdan hayat kurtarır mı? Evet kurtarır”

“2050 yılında 2 kişiden 1’i otistik hale gelebilir”

Toplumda şu anda ekran bağımlılığının hızla artmasıyla yarı otistik bir tablonun olduğunu aktaran Dr. Dizdar, “Otizmle ilgilenen derneklerden hastalığın artışıyla ilgili verilere baktığımız zaman hastalık yukarı doğru çıkıyor. Böyle devam ettiği sürece insan sayısı toplum içinde yükselecek. Aslında şu anda yarı otistik bir tablo olmadığını söyleyemem.

O nedir? Ekran bağımlılığı. Gençlerde bol miktarda var. Devamlı hareket halindeler, yerinde duramıyorlar ama sürekli telefon ekranına bakıyor, bu da bir cins otizmdir. 2050’de 2 kişiden biri otistik hale gelirse o toplum teorik olarak tükenir, bitmiş demektir...” diyerek tamamlıyor sözlerini.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 ENVER OLGUNSOY
 30 Kasım 2018 Cuma 15:41
hekimlerın içinden böylesi bir eleştiri sesei yükselmesi çok önemli.Dizdar hoca az bile söylemiştir herhalde
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz