MENÜ
İzmir 13°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
‘İllet’işim
Ayda ÖZEREN
YAZARLAR
1 Şubat 2020 Cumartesi

‘İllet’işim

İletişim bir anlamlandırma süreci. Anlamlarımızı üretiyor sonra bu mesajımızı alıcılarla değiş tokuş yapıyoruz. Ne kadar basit değil mi?

Doğduğumuz andan itibaren önce sözsüz, sonra konuşarak, sonrasındayazılı-sözlü,eş zamanlı kimi zaman jest ve mimiklerle kimi zaman kelimelerle anlatıyoruz meramımızı.

En özlem duyduğum iletişim araçlarından biri kâğıt kokanmektuplar. Hala sakladığım gençliğime ait mektuplarım var ayakkabı kutularında. Sararmış zarfların içinde şu an o adreste olmayan, hayatta olmayan veya hayatımda olmayan soluklaşmış mürekkepten isimler.

Benim olmayan hatıralar, hissetmediğim duygular, yaşanmamış olaylar sanki ben ben değilim.

Kime yazılmış o mektuplar? Bendeki mektuplarla benim yazdıklarımı eşlemek istiyorum çoğu zaman. Bir araya gelip karşılıklı okumayı… Geçmişe tatlı bir seyahat yapmayı yazıştığım kişilerle. Nerden nereye geldiğimizi…

Kim biliryazım kurallarına uymak, gerçek duygularını anlatmak, yanlış anlaşılmamak için kaç defa yazmıştı o mektubu? Postalanma aşamasına gelen o son mektup,bu haline ulaşsın diye kaç kelime kaç sayfa harcamıştı yazan?

Duygularının gücünü kelimeler kaldırabilmiş miydi? Okuyana gerçek hislerini aynı şiddetiyle aktarabilmiş miydi? Bunu bilmek hem zor hem imkansızdı. Yazdığınız mektuba cevabı beklerken yaşadığınız onca duyguyu siz bile unutabiliyordunuz bazen. Zaman her şeyi unutturuveriyordu eskiden. Ama geçmezdi kolay…Posta kutusunda bulduğun mektubun sevincini bilebilir mi şimdiki kuşaklar?

İşte “illet”işim dediğim şey bu. Şimdiki iletişim araçları.

Hayatımızı kolaylaştıran,

Zamansızlaştıran,

Duygusuz paylaşılan,

Özensizce ve hoyratça ve zalimce…

Başarılarımızı, mutlu günlerimizi dostlarımızın gözlerinin içine baka baka dokunarak sarılarak kutlamak yerine iki alkış emojisi ile geçiştiriyoruz mesela.

Kayıplarımızı, üzüntülerimizi, acılarımızı Amerikancadan “bana bi beşlik ver” emojisi ile dua gönderdiğimizi sanarak paylaştığımızı sanıyoruz.

Bir mesaj gönderdiğimiz anda tepki bekliyor, saniyeler içinde karşılık verilmediğinde “niye yazmadın-niye cevap yazmıyorsun” diye taciz boyutuna geçebiliyoruz.

Özensiz yazıyoruz. Duygularımızı mekanik iletiyoruz. Dönüp okuduğumuzda son derece sert, kırıcı içeriği olmayan iletiler olduğunu bazen farkediyor bazen başkalarınca uyarılıyoruz.

Okumuyoruz. Hızlıca gözden geçiriyor, İçeriği bizi bağlamıyorsa hoyratça öteliyoruz.

Anlamıyoruz. Anladığımızı sanıp bazen öfkeyle cevap veriyor ve çatışmaya giriyoruz.

Çokça grubumuzun olmasını çevremizin genişliği sanıyoruz. Ama acil ihtiyacımızda yanımızda bitiverenlerino gruplarda bile bulunmadığını fark edemiyoruz.

Zaman mahremiyetine önem vermiyoruz. Acelesi ve önemi olmayan iletileri zamansız  iletiyor aile zamanlarımızı birbirimizden çalıyoruz.

Üşeniyoruz. Aramaya, ziyaret etmeye, görüşmeye, birlikte olmaya üşeniyoruz !

Günümüzün en revaçtaki eş zamanlı anında direkt haberleşme aracına benim taktığım isim bu. Vazgeçemeyiz, eksikliğine dayanamayız, artık onsuz yapamayız çağımızın“illet” iletişim aracı...

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Ferda
 23 Şubat 2020 Pazar 12:53
Ayda’cım, çok beğendim, kalbine kalemine sağlık güzel kızım
 Saadet Sökmen
 8 Şubat 2020 Cumartesi 18:28
Aydam ne güzel ifade etmişsin.Yüreklerimize dokundun.Kalemine güzel Gönlüne sağlık????
 Neslihan Silahdar
 5 Şubat 2020 Çarşamba 10:33
Fazla söze gerek yok, çok güzel bir yazı.
 Sermin Erdoğan
 4 Şubat 2020 Salı 18:14
Aydacim Çok doğru ne güzel ifade etmiş sin saol canım sevgiler
 Oray Posacı
 4 Şubat 2020 Salı 13:28
Çok hoş anlatılmış, çok güncel bir konu!
 İstem İnan
 4 Şubat 2020 Salı 13:13
Ah o emolojiler , geçiştirmeler
 Özgür Koşar
 4 Şubat 2020 Salı 13:12
Kaleminize sağlık harika.
 Beril bayman
 2 Şubat 2020 Pazar 20:06
Çok güzel daha ne diyebilirim ki
 Esin Kurt
 1 Şubat 2020 Cumartesi 23:47
Gelinen noktayı ne güzel yazmışsınız.
 Dr İnci Erkin
 1 Şubat 2020 Cumartesi 22:51
Çok güzel ve doğru yazmış Aida hn. İlişki danışmanlığı için gelen çiftlere mesajlaşmayı bırakmalarını yüzyüze konuşmalarını en azından telefon ile sesli konuşmalarını öğütlüyorum. Zira bir insanın yazdıkları onun ses tonunu işiterek, yüz ifadesini görerek konuşması kadar bilgi aktaramaz karşı tarafa. Herkes kendi anlamak istediğini anlar, çoğu zaman da ters anlar zaten.. Bu gruplarda bile zaman zaman birbirimizi yanlış anlıyor ve değerlendiriyoruz , o an içinde bulunduğumuz ruh hali algılarımızı da bir güzel şekillendiriyor.??
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz