Islak gerçek

Islak imzalar sırılsıklam ortada:

Kurutamazsın…

Martın sonu bahar; çiçekler açtı…

“ Dağlarına bahar gelmiş memleketimin”:

Durduramazsın…

*

Ne yapsan nafile:

Sonucu değiştiremezsin…

Geçersiz oyları, geçerli hale getiremezsin…

Milletin sandığa koyduğu iradeyi, masa başında elinden alamazsın…

Zillet dedin olmadı…

Kandil’in adayları dedin olmadı…

Adiler dedin olmadı…

Sonunda cennet vaat ettin:

“ Vereceğiniz oylar, Ruzi mahşerde beraat belgeniz olacak” dedin olmadı…

*

Ankara’ da tehdit ettin:

“ Seçilsen bile görev yapamazsın.” dedin olmadı…

İstanbul’da; sayımlar bitmeden başkanlığını ilan ettin olmadı…

İzmir’ de; “ İzmir’i düşmana teslim etmeyin.” dedin olmadı…

*

Her gün, her saat başı konuştun…

Devletin bütün olanaklarını kullandın…

Yandaş basın olarak asılsız suçlamalarla, her türlü rezilliği yaptın…

Kaybedeceğini anlayınca, veri alımını durdurdun…

Bütün gece formül aradın bulamadın…

Ne denemeye kalktıysan; karşına ıslak imzalar çıktı…

Islak gerçekleri bir türlü aşamadın…

Kafa karıştırmak için tüm yurtta sonuçlara itiraz ederek, bulanık suda İstanbul’u avlamak istiyorsun ama onu da beceremiyorsun…

Tek çaren kaldı; geçersiz oylar…

Geçersiz oyları, geçerli hale getirecek sihirli formülü (!) bulursan:

Belki…

Onu da ancak görünmez eller yapabilir…

Meşruluğuna ise, kimseyi inandıramazsın…