MENÜ
İzmir 13°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
İstim arkadan gelir mi?
Fatih YAPAR
YAZARLAR
17 Haziran 2019 Pazartesi

İstim arkadan gelir mi?

Yıl 2007...

Yani bundan tam 12 yıl önce!

Daha dün, 15. ölüm yıldönümünde andığımız Efsane Başkan Ahmet Piriştina’nın ardından Bornova Belediye Başkanlığı’ndan gelerek koltuğa oturmuş İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun belediyede, bürokraside taşları yeni oturttuğu dönemler…

Kısaca, 2004 yılı yerel seçim sonrasında çıkan kamuoyunda “Melih Gökçek Yasası” olarak bilinen Büyükşehir Yasası’nın getirdiği sorumluluklarla boğuşan bir başkan. Üstüne her ilçede en az 4-5 belde belediye başkanı, her partiden farklı ses, her yerden hayati talepler. Mezarlıklar, itfaiye, ova yolları, altyapı, su ve kanalizasyon, ulaşım gibi halledilmesi gereken yüzlerce mesele…

O zamanlar; özellikle belde belediye başkanları Büyükşehir’e “büyük” saygı gösteriyor. Kimisi gerçekten ve kalpten kimisi ise sadece kurumun büyüklüğünden. Birkaç belediye başkanı hariç arıza çıkartan, bağırıp çağıran da yok. Hemen hemen hepsi, nüfusu bugün merkezde bir mahalle kadar bile olmayan beldelerine hizmet kapmak için uğraşıyor. Kimisi bir kepçe-dozer, kimisi bir kamyon çakıl-asfaltı “ganimet” olarak görüyor.

Biz de,  belediyeleri yakından takip eden birkaç gazeteci arkadaşımızla birlikte gece yarılarına kadar süren bir konuyu takip ediyoruz. Saatlerce süren meclis toplantılarında artık gözlerimiz kapanıyor, ellerimiz kalem oynatmıyor.

Gündem ise; “İzmir Büyükşehir Belediyesi Nazım İmar Planları”

Ve günlerden bir gün o toplantılarda alınan kararlar nedeniyle özellikle tarım ve sanayi alanlarının birbirine karıştığı Torbalı-Menderes-Aliağa-Menemen ve Kemalpaşa gibi ilçelerden Büyükşehir’e kalabalık heyetler geliyor.  Başkana müthiş tepki gösteren belde ve ilçe belediye başkanları kimi zaman isyan ediyor, kimi zaman bürokratların kellesini istiyor.

Sebep?

Uygulamada fiili olarak tarım yapılan ve tarım vasfını kaybetmemiş geniş arazilerin, belde belediyelerinde yapılan mevzi imar planlarında dönüştürüldüğü “sanayi imarı” kararlarının iptal edilmesi!

Hatta bazılarının üstünde fabrika, sanayi tesisleri, üretim yerleri bile kurulmuş ama tapuda tarım arazisi vergisi ödeniyor. Ne denetleyen var ne de bir gören. Dönemin İmar ve Şehircilik Daire Başkanı Fügen Selvitopu’ndan veto yiyen “görmezden gelelim” teklifleri bir süre sonra duruluyor.  Ve birçok beldede yapılan imar planları “altlıkları olmadığı, kurum görüşleri bulunmadığı, başkanlık ve encümen kararıyla basit bir şekilde alındığı” gibi onlarca gerekçeyle iptal ediliyor. Böylece, geniş tarım arazilerinin üzerine yürüyen sanayi tesislerine bir set-duvar çekiliyor.

Peki bunları neden anlattım?

İzah edelim!

Malum, İzmir’in köklü spor kulübü Göztepe 94. kuruluş yıldönümünü kutladı. Yaşı-ömrü uzun olsun. İzmir’i nice başarılarıyla gururlandırsın.

Herkes biliyor ki Göztepe artık bir şirket… Yani profesyonel bir ekip tarafından yönetiliyor. Nasıl ki kulübü 2007 yılında Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'ndan 1 milyon 305 bin lira bedelle alan Altınbaş Holding daha sonra şimdiki Başkan Mehmet Sepil’e7.5 milyon dolara sattıysa Sepil’in de kulübü tüm taşınır, taşınmaz mallarıyla birlikte satma hakkı var.

Hem de şimdiki stadı, altındaki AVM’si, altyapı tesisleri ve tüm varlıklarıyla birlikte!

Gelelim ayrıntıya!

CHP’li Torbalı Belediye Başkanı İsmail Uygur daha önce iki dönem başkanlık yaptığı ilçede, geçen dönemAK Partili eski Belediye Başkanı Adnan Yaşar Görmez tarafından Göztepe’ye tahsis edilen 103 dönümlük araziyle ilgili kararı iptal etti. Göztepe’nin sadık destekçisi ve en kıdemli taraftarları arasında bulunan AK Parti İzmir Milletvekili Atilla Kaya’nın koordinasyonunda yapılan işlemi meclis kararıyla veto etti.

Üstüne, “düzelteceğiz, böyle şey olmaz” dedi.

Peki neden?

Söz konusu protokolde iki önemli kısım var. Birincisi tahsis edilen 103 dönümlük arazinin genel durumu ikinci ise Göztepe’nin Torbalı’ya gelmesi halinde kurulacak altyapı tesislerinden başta Torbalılar olmak üzere belediyenin ne kazancının olacağı. Protokol incelendiğinde görülüyor ki tesis sadece altyapı hizmeti verecek ve kulübe genç futbolcular yetiştirecek. Suni çim ve halı saha ruhsatı kesilen 103 dönümlük arazideki gelirin (!) yüzde 20’sinin belediyeye verilmesi öngörülüyor. Bilet kesmeyeceğinize ve büyük maçlar oynanmayacağına göre tesislerin bir geliri olmayacak.

En önemli mesele ise imar açısından yaşanan sorun. Yazının başında 12 yıl önce bahsettiğim belediyeler arasında Torbalı ilçesi de vardı. Torbalı’ya bağlı Pancar Belediyesi de sanayi ve tarımın birbirine karıştığı yerler arasındaydı.  Göztepe’ye devredilen 103 dönümlük Pancar’daki arazi de işte bu sorunlu yerlerden birisiydi.  Belediyenin, ilgili teknik birimlerin çekincesine rağmen kulübe tahsis ettiği arazi imar planlarında “sanayi” alanı, tapu kayıtlarında ise “tarım alanı” olarak görünüyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Mekansal Planlama Genel Müdürü’nün masasında bekleyen dosyada İzmir Tarım ve Orman İl Müdürlüğü’nün, “araziler sanayi vasıflı olduğu için görüş veremeyiz” görüşü (!) yer alıyor.

Öte yandan, Torbalı Belediyesi ile Göztepe Spor Kulübü Derneği arasında imzalanan “intifa hakkı sözleşmesi” 13.11. 2017 tarihinde “iki yıllık süreyle” imzalanmış. Yani sözleşmenin süresi zaten Ekim ayında bitiyor.  Ve sözleşmeye göre intifa hakkı verilen parsellerde bu süre içinde “spor kompleksi” ile ilgili bir imar planı da yapılmamış. Ortada geniş, tel örgülerle çevrilmiş bir araziden başka hiçbir şey yok!

Meseleye hukuki zeminde ve evraklar üzerinden bakmadan görevde olan belediye başkanını kötülemek “siyasi prim yapmaktan” başka bir şey değil. Şimdiye kadar emek verenleri de yok saymak “projeye set çekmekten” başka bir şey değil.  Göztepe gibi geniş taraftar kitlesine sahip bir kulübün taraftarını yerel yönetimlerin üzerine gitsin diye “kışkırtmak” da hiç etik değil.

Anadolu’da bir söz var : “İstim Arkadan Gelsin”

“Yapılması gereken işler ne ise yapılsın, işin yasallığı gerekliliği neyse daha sonra nasıl olsa hallederiz, benim/bizim gücümüz her şeye yeter” anlamına gelir.

İşte tam da yaşadığımız durum budur!

Bir fıkrayla bitirelim;

Osmanlı paşalarından biri istimle yani buhar basıncı ile çalışan vapurlardan birine biner. Acelesi de vardır ama vapur bir türlü hareket etmez. Paşa öfkelenir kaptanı huzura alır; bre dallama niye gitmez bu vapur kimi beklersin diye sorar; zavallı kaptan ‘efendim motora daha istim gelmedi, istimi bekliyoruz’ der. Paşa bir an düşünür hafızasını tarar, bu istim kendinden daha etkili bir paşa olabilir mi diye düşünür. Sonra kendinden daha yetkisiz olduğuna karar verir. Ardından şöyle der; ‘Benim acelem var, biz şimdi gidelim istim arkadaki vapur ile gelsin’…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Alen35
 18 Haziran 2019 Salı 13:13
ilk yorumu yapan ismail bey. söz konusu arazilerin etrafından esnaf vs.. hiç bir şey yok. ksıa bir hatrlatma olsun.
 Tarık
 18 Haziran 2019 Salı 02:29
Kamu arazileri özel şirketlere peşkeş çekilemez.Başkan uygur halkın malına sahip çıkıyor..Akp döneminde belediyenin arazileri haraç mezat satıldı..Ve buna rağmen belediye borç batağında..
 TACETTİN Bayır
 18 Haziran 2019 Salı 01:58
Sayın yazar siyasete alet edilen oy avcılığı İçin türübünlere oynanan bir konuyu tüm sadeliği ile anlatmışsınız teşekkür ederim 40 tıklım bir Gözztepeli olarak
 TC misafir
 18 Haziran 2019 Salı 01:05
Net açıklamalarla güzel bir yazı olmuş. Futbol kulüplerine destek verilebilir abartılı olmamak şartı ile. Burada zaten Torbalı Belediye Başkanının verdiği kararın haklılığı gün gibi ortada. Mahalle arasına stat yapılır alkışlanır, tarlaya hukuki altyapısı olmadan oy maksatlı tesis sözü verilir "olmaz" denildiğinde eleştiriler havada uçuşur. Yahu bu kafayla daha çok çile çeker bu şehir. İçeride keşmekeşi, taşrada betonu eksik olmaz sonra pazarda soğan 10 TL diye şikayet edilir. Torbalıda böyle giderse o güzelim ovada 10-15 yıla tarla kalmayacak. Gürkan arkadaşımızın dediği gibi Menemen de özellikle Seyrek bu yapılaşmadan nasibini almaya başlamış Tirede de tehlike çanları çalmaya başladı.
 Gürkan
 17 Haziran 2019 Pazartesi 17:02
Türkiye mevye, sebze, canlı hayvan ithal ederken, İzmir Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Kocaoğlu kırsala özel önem vermiş, çok sayıda projeyi hayata geçirmiş, örnek de olmuştu fakat bir taraftan da bakıyoruz yazıda da geçen "tarım arazilerinin" hızla betonlaşma süreci halen daha devam ediyor. Benzer durum Menemen Ovası için de yaşanıyor. Yollar, villalar, sanayi alanları orada da yapılmaya başlandı. Sonra kamu spotu diye TV'lerde tarım arazilerini koruyalım reklamları dönüyor :)
 ismail
 17 Haziran 2019 Pazartesi 15:25
Oraya o tesis kurulunca Torbalı hem kısa vadede hem uzun vadede milyonlarca lira gelir elde edecek.Altyapı maçları orada olacak.Gelecek aileler ve ziyaretçiler hem esnafına hem de tesisteki işletmeye gelir getirecek.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz