MENÜ
İzmir
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Jeff Bezos ve Takiyüddin
Filiz SEZER
YAZARLAR
23 Temmuz 2021 Cuma

Jeff Bezos ve Takiyüddin

Sosyal medyada “uzaya çıksın ama geri dönmesin” diye uğruna kampanyalar düzenlenen ünlü iş insanı Jeff Bezos, sivil uzay çalışmaları için oldukça başarılı bir şekilde geçen ve 11 dakika süren uzay yolculuğunu geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdi. Bu kısacık gibi görünen 11 dakika, insanlık için oldukça uzun bir zamandır kurulan hayale ulaşmada önemli bir adım.

Bin yıllardır insanlık gözlerini gökyüzüne çevirmiş durumda. Antik Mısır ve kadim Mezapotamya uygarlıklarında gökyüzü gözlemlerinin yapıldığına dair bilgilerimiz var. Gökyüzündeki yıldızlar ve gök cisimlerinin gözlemi, hem mevsim döngülerini takip etmek veya mesela Nil Nehri’nin sularının yükseldiği zamanı öngörebilmek gibi günlük hayata ilişkin konular için olduğu kadar dinsel konular ve geleceğin tahmini yani falcılık / kehanet amacıyla da kullanılıyordu. Yıldızların hizalanmasından geleceği okumak günümüzün de en popüler işlerinden biri. Aslında astronominin ilerleyişinde toplumun zengin kesiminin bu falcılık çalışmalarını desteklemesinin de büyük yararı olduğu söylenir. 

Astronomi gözlem ve çalışmalarına özellikle Antik Yunan döneminde matematiksel ve geometrik yöntemlerin de eklenmesiyle bu alan neredeyse bir bilim dalı haline dönüştü. Yunan mitolojisi ve tarihine ilişkin hemşehrimiz Homeros ile birlikte en önemli kaynak olan yine hemşehrimiz Aliağalı Hesiodos, “İşler ve Günler” adlı eserinde tarlalara ne zaman ne ekilmesi gerektiği veya hangi dönemlerde güvenli deniz yolculukları yapılabileceğine ilişkin bilgileri paylaşır. 

Gelelim yakın tarihimize... Astronomi çalışmalarının binlerce yıldır aynı sebeplerle popüler olduğu bir gerçek. Osmanlı İmaratorluğu’nda da astronomiye ilişkin ilk çalışmalar 1450’de Semerkand Rasathanesi’ni kurmuş olan Uluğ Bey’in öğrencisi Ali Kuşçu sayesinde olmuştur. Ali Kuçşu Akkoyunlu Devleti’nin ünlü hükümdarı Uzun Hasan tarafından barış elçisi olarak Fatih Sultan Mehmet’e gönderilmiş, Fatih tarafından büyük ilgi görmüştür. Yine Fatih’in teklifi ile bu sefer ailesiyle İstanbul’a gelen Ali Kuşçu medreselere astronomi konusunu ekleyen ilk kişi olmuştur. Onun ölümüyle sadece namaz saatlerini ayarlamak gibi işler için kullanılan astronomideki ikinci önemli sıçrayış ise ünlü bilgin Takiyüddin sayesinde olur. Astronomi, fizik, optik, matematik gibi pek çok alanda çalışmaları olan Müneccimbaşı Takiyüddin III.Murat’ı bir rasarthane kurulmasının gerekliliği konusunda ikna eder ve onun verdiği izinle 1577 yılında Topkapı sırtlarında bir rasathane kurulur. Burada özellikle altının çizilmesi gereken konu rasathanede kullanılan alet ve cihazların çağdaşı rasathanelere göre çok daha ileri düzeyde ve donanımlı oluşudur. Diğer yandan yine çağdaşı Kopernik gibi ünlü bilim insanları henüz trigonometriden bahsetmezken kendisinin yaptığı hesaplarda (mesela güneşin yörüngesinin yeryüzüne en uzak noktası gibi) kullandığı trigonometri sayesinde çok daha kesin ve gerçeğe yakın ölçümler yaptığının da ayrıca vurgulanması gerekir.  

Ne yazık ki Takiyüddin’in kurduğu rasathanesinin çok önemli bir sorunu vardı; dini bağnazlık. Yaşanan deprem, veba salgını gibi sıkıntılar da o dönemde gözlemlenen kuyruklu yıldız gibi olaylara bağlanmış ve rasathanesi olan bir devletin yıkılacağı düşüncesi hem halka hem de Padişah’a empoze edilmişti. Nihayetinde Şeyhülislamın verdiği öneriyle rasathane donanma tarafından top atışları ile yıkılmıştı. 

Takiyüddin’in rasathanesinin çağdaşları arasında Avrupa’nın ilk gözlemevlerinden olan 1558 yılında kurulan Kassel Gözlemevi ile 1580’de kurulan ünlü Danimarkalı astronom Tycho Brahe’nin Gözlemevi sayılabilir. Hiç kuşkusuz 16.yy’da hem Batı dünyasında hem de bu coğrafyada dinsel baskılar bilim insanlarının çalışmaları önünde büyük bir engeldi. Örneğin aynı zamanda yaşamış olan Kopernik’in yaptığı çalışmalar ve sonrasında Tycho Brahe’nin gözlemevinde Kepler’in gezegenlerin yörüngelerinin formülize edilmesine ilişkin yaptığı  çalışmalar, Aristoteles’in tanımladığı ve bir şekilde Hıristiyan dünyasında tabu haline gelen evren modelinin yanlış olduğunu ortaya koyan ilk bilimsel çalışmalar olmuştur. Bundan sonra Galileo’nun çalışmaları ile Newton’un Kütle Çekim Yasası’na giden süreç Kepler’in söz konusu formülleriyle başlamıştı. Aya ayak basmaya giden yolculuğun hesaplamaları da Newton yasalarından faydalanılarak yapılmıştı. 

Avrıupa’da ve Osmanlı’da paralel zamanlarda yaşanan bu olayların çok önemli bir kırılma noktasıdır. Kopernik ve Kepler sonrasında yaşanan gelişmeler önüne geçilemez şekilde çığ gibi büyüyüp ilerlerken bu coğrafyada yaşananlar hepimizin zaten malumudur. 

Süper zengin bir çılgının yaptığı uzay yolculuğunu hem imrenerek hem de dudak bükerek seyretmemizin tek nedeni dünya kaynaklarının çoğunun toplandığı küçük bir elit kesim ile geri kalanlar arasında yaşanan uçurum değil, zamanında kaçırılan trenlerin verdiği üzüntüdür de. 

Kaynaklar: 
İTU – Astronomi kulubü 
Kandilli Rasathanesi web sitesi 
İslam Ansiklopedisi

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz