MENÜ
İzmir 12°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Kahraman itfaiyeciye bu eziyet neden?
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
2 Ekim 2020 Cuma

Kahraman itfaiyeciye bu eziyet neden?

Onlara “alev savaşçıları” diyorlar…

En azından “itfaiyeci” demekten daha anlamlı…

Neden?

Bizim canımızın uğruna kendi canlarını hiçe saydıkları için!

***

Dokuz buçuk yıl önceydi…

Karabağlar’daki bir mobilya atölyesinde yangın çıktı…

Cehennem alevleri kilometrelerce öteden görünüyordu…

İtfaiye erlerinden biri…

34 yaşındaki Ozan Avşar’dı…

Aslında arkeolog’du…

Aylarca iş aramış, bulamamıştı…

Diplomayı bi’kenara koydu, sınavalara girdi itfaiyeci oldu…

O yangında alev alan ahşap parkeler üstüne düştü…

Kurtaramadılar; oracıkta şehit oldu…

Geride gözü yaşlı bir eş, minicik bir kız çocuğu bıraktı…

***

Dört yıl önceydi…

Pınarbaşı’ndaki fabrikadan alevler yükseliyordu…

İzmir İtfaiyesi’nin 23 yıllık alev savaşçısı Muammer Kahramantürk

Soyadı gibi kahramandı…

Çatıdan bir maestro gibi söndürme işlemini yürütüyordu…

Çatı çöktü…

Beton zemine çakıldığında…

Kahraman itfaiyeci artık yaşamıyordu…

***

10 ay önceydi…

İzmir’in kalbi Konak’ta iki katlı evde yangın çıktı…

İtfaiye birkaç dakika içinde yetişti…

Mahalleliye göre…

Zemin katta bir kadın ve çocuk yaşıyordu…

Kaybedecek saniye yoktu…

Kilitli kapıyı iki omuz darbesiyle kırdılar…

Kapının göçmesiyle birlikte…

Alevlerin neden olduğu zehirli duman…

Bir fabrika bacasından çıkıyormuşçasına…

Yaladı itfaiyecilerin yüzünü…

Gaz maskesini takıp içeri daldılar…

“Kahraman”ın gözü…

Minicik banyoya takıldı…

Olsa olsa üç metrekarelik bir yerdi…

El fenerinin zifiri karanlığı yırtan ışığında…

Lavabonun altında…

Bacaklarını karnına çekmiş, cenin durumunda…

Birinin olduğunu fark etti…

Eğildi, yokladı; komşuların sözünü ettiği kadını buldu…

Genç kadının soluk almadığını fark etti…

Bundan ötesi n’olur diye düşünmedi…

Bi’çırpıda kendi hava solunum cihazını çıkardı ve…

Talihsiz kadının yüzüne bastırdı…

O anda tecrübesiyle şunu fark etti…

Kadın son saniyelerini yaşıyordu…

Çok kötü durumdaydı…

Zehirli dumanı yuttuğu için…

İtfaiyecinin de başı dönmeye başladı…

“Dayan…” dedi, kendine…

“Dayan, kurtarmalısın o canı…”

Gözünün önünden eşi ve iki oğlu bir film şeridi gibi geçti…

Bir kez daha solunum cihazını bastırdı kadının yüzüne…

Yaşasın, nefes almaya başlamıştı…

Giderek, kendisinin kötüleştiğini hissediyordu…

Son bir gayret…

Kadını kucakladı, o haliyle kapıya yöneldi…

Son duyduğu…

Birlikte eve girdiği arkadaşının sesiydi:

“Ev boş… Başka kimse yok…”

***

Alevlerden kurtardığı kadını ambulansa yerleştirdiler…

“Kahraman İtfaiyeci”yi de…

Gerisi kolaydı; en yakın hastaneye taşıdılar…

***

O kahraman’ın ilk sözü şu oldu:

“Kadın kurtuldu değil mi; durumu nasıl?”

“Alev Savaşçısı” olmak, kolay değildi…

***

Takvim yapraklarını geri çağıralım!

25 yıl önce…

Çınarlı Endüstri Meslek Lisesi’nin Makine Bölümü’nde…

Çalışkan bir öğrenci vardı…

Yetenekli bir makine kalıpçısı olarak mezun oldu...

Aslında, ortaokuldan beri kafasında tek hedef vardı:

“Savaş Pilotu” olmak…

Nasip değilmiş; kader O’nu 26 yaşında itfaiyeci yaptı…

Heyecan ise, işte heyecan…

“Savaş Pilotu” olarak kokpite oturamamıştı ama…

“Alev Savaşçısı” olmuş, can kurtarıyordu…

O kahramanın adı, Mehmet Çağlar’dı…

İzmir’de hala görevinin başında…

Alevlerle savaşıyor, can kurtarıyor…

***

Bu acıklı, yürek burkan örnekleri neden verdim?

Bir soru ile açalım konuyu:

“İtfaiyecilik neden meslek kabul edilmiyor?”

Yaptıkları iş son derece tehlikeli mi?

Evet…

Alevlerin arasından can kurtarıyorlar mı?

Evet…

Bir öğretmen’den…

Bir sağlıkçı’dan…

Bir muvazzaf asker’den…

Bir polis’ten…

Farkları var mı?

Yok!

O zaman, neden itfaiyecilik “meslek” olarak kabul edilmiyor?

Neden?

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun…

Sadece…

“Genel İdare Hizmetleri Sınıfı”nda yer bulabilmişler?

***

İzmir Milletvekili Atila Sertel, hem meslektaşım hem kadim dostum…

Yıllardır Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında…

“Kahraman İtfaiyeciler”in hakkını savunmaya çalışıyor…

AK Parti’nin yaptığı düzenlemeyle…

“Genel Hizmetler” sınıfına gönderilen(!) kahramanların…

Israrla…

Neden meslek olarak görülmediğini sorguluyor…

Bir vekil olarak…

Tek başına mücadele veriyor…

Gazeteci kimliği ile defalarca yangın haberleri yaptığı için…

İtfaiyeci’nin…

Kızıl Cehennem ortamında döktüğü terin her damlasını…

Nasıl hak ettiğini…

TBMM çatısı altında…

Belki de “en iyi bilen” kişi…

Savaşı, şunun için:

Neden bu kahramanlar, diğer mesleklerde olduğu gibi…

Özlük haklarına sahip değiller?

Adalet bu mu?

***

Vekil Atila Sertel…

Sendikacılara çağrı yapıyor…

“Bütün olun, benim gibi tüm vekillere baskı yapın…”

Neden böyle diyor?

Çünkü, Sertel’in, “itfaiyecilik” için verdiği kanun teklifi…

AK Parti ve MHP’nin oylarıyla reddedilmişti…

Oysa, yapılması gereken iş çok basit…

Diyor ki, İzmir’in vekili:

“657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda itfaiyecilik (Genel Hizmetler) sınıfında sayılıyor… Onun yerine 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 36’ncı maddesinde 6’ncı kısma (İtfaiye Hizmetleri Sınıfı) yazılacak… Ve bu değişiklikle itfaiyecilik meslek olarak kabul edilecek... İtfaiyeciliğin meslek olarak kabul edilmesi için verdiğim kanun teklifinin komisyonlara gelmesi, tartışılması, ardından Meclis’e sunulması gerekir… Dört yıldır inatla bekletiyorlar…”

***

Şeytan, insanın aklına şunu getiriyor…

Bu kadar haklı bir istek, inatla “olmuyor” ise…

İtfaiyecilik “siyasi” bi’şi mi?

Alev Savaşçısı’nı “kategorize” etmek mümkün mü?

Vekil Sertel’in “ironik” örneği, aslında her şeyi anlatıyor:

“İtfaiyecilere, Mezarlıklar Müdürlüğü’nün çalışanlarıyla aynı hak veriliyor... Biri canını ortaya koyuyor, diğeri sakin ve kazadan uzak bir iş yapıyor. İkisinin arasında çok büyük fark var... Can güvenliği olan işlerin meslek sayılmaması akıl alır gibi değil…”

***

Bazı belediyelerde itfaiyeciler “taşeron” kadrosunda…

Yaptıkları “ince ve hayati” işi düşünün…

Ve vicdanınıza sorun:

“Taşerondan itfaiyeci olur mu?”

***

Bitiriyoruz…

Atila Sertel vekilime sordum:

“Alev Savaşçıları için hala meslek olma ihtimali var mı?”

Hala mücadeleye başladığı ilk günkü gibi kararlı:

“Her ilden bir itfaiyeci resmi kıyafetiyle Meclis’e gelsin… Ve onları temsil eden vekillere, neden meslek grubu olmadıklarını sorsunlar... İnatla verilmeyen hakkımızı söke söke almasını bilmeliyiz…”

Nokta…

Sonsöz: “İtfaiyecilik, bu güzel memlekette meslek olarak kabul edilmiyor ama tam 44 kentimizde İtfaiyecilik Meslek Yüksek Okulları etkin eğitim veriyor… / Hayatın içinden…”

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Bayram
 3 Ekim 2020 Cumartesi 19:53
İTFAİYE HAFTASIMI dediniz ! İtfaiyeci kardeşlerimiz bakımından bu yılda İzmir’de İtfaiye Haftası kutlamaları, Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen KLASİK alışa la gelmiş törenle start aldı ve beklentileri umutları yarınlara kaldı. Türk İtfaiyesinin 96. yılını kutlamak için 23 – 29 Eylül tarihlerinde düzenlenen İtfaiye Haftası Törenine , İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Yıldız Sezgin Devran, İtfaiye Daire Başkanı Murat Varlıorpak, sendika temsilcileri ve itfaiye çalışanları katılım sağlamış ve personel de idare tarafından verilecek mücdelere odaklanmışlarken bir kez daha hayel kırıklığına uğradılar ; İzmir Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanı itfaiyecilerin dünyanın en riskli görevlerinden birisini yaptığını belirterek konuşmasında 12 bin kilometrelik alana yayılan 30 ilçede 50 müfreze, 1245 personel ve 293 üstün teknolojik donanıma sahip araç ile 24 saat yangın, trafik kazası, deprem, su baskını, karada ve denizde can kurtarma hizmeti verdiklerini belirterek itfaiyecilerin itfaiye haftasını kutladı. Sayın daire başkanı biraz da keşke İTFAİYE teşkilatının kendi içindeki yangınlarından bahsedip Baskıya ugrayan , Mobbing yiyen oradan oraya sürülen hatta verdikleri disiplin cezaları ile tarihe geçen haksızlıklara boyun eğmeyen zülmün karşısında dimdik duran yiğitlerden söz edip idare adına yaptıkları bu zülümlerin artık son bulacağı mücdesini verebilseydi. Ya da alışıla gelmiş har vurup harman savuranlardan hesap soracaklarını bu güne kadar devam eden yaklaşık 30 kişiye tahsis edilen hizmet aracı adıyla erinden amirine müdürüne kadar yüksek bedelle lüx araçlar kiralayıp makam aracı gibi kullanılan bu araçların artık kullandırtmayacağını haykıp teşkilattaki bu düzene son vereceğini söyleyebilseydi. Ya da birilerin kızları için bu araçları servis aracı gibi kullanamayacağını,bir iddiaya göre merkezden Kemalpaşaya bir müdürün bahçesinden üzüm toplayıp şarap fabrikasına gidilemeyeceğini,yada bir erin evinden işine işinden evine istediği saatte gelip gidemeyeceğini yada her gün bir amire 3 posta dan birer şoför tahsis edilip evinden iş yerine iş yerinden evine götürülmeyeceğini yada yerel bir gazete de çıkan habere göre MANGAL partisine gidilemeyeceğini haykıra bilseydi. Biliyoruz Yıpranmayı ,Mesai ve diğer sosyal haklarını Merkezi hükümetten alacak kudretiniz yok ama en azından Teşkilatta ki kutuplaşmayı ortadan kaldırıp kardeşliği sevgiyi ve hoş görüyü yeniden tehsis edeceğinizin sözünü verebilseydiniz. İTFAİYECİ KARDEŞLERİMİZİN İTFAİYE HAFTASINI tebrik ediyor ve HAYIRLARA VESİLE OLMASI dileği ile kazasız belasız görevler diliyorum.03.10.2020 Bayram KAVUN Emekli İtfaiyeci
 İzmirli
 2 Ekim 2020 Cuma 14:36
Eline yüreğine sağlık sayın karabel..Ya seneler önce suçu günahı yokken itfaiyeden gönderilen 70 kişi donanımlı cesur atılgan kişiler..Bina önünde babasıyla bekleyen çocuk 6 yaşında babasının arkadaşına diyorki elinde simidiyle abi 'babamı neden itfaiyeden gönderdiler benim arabalarım hep itfaiye arabası babamla gurur duyuyorum der babasının elinden tutan çocuk.Baba gururla oğlum biz her yerde görev yaparız sen babanla daima gurur duy tabiki ağlamaklı çocuk ve baba o gönderilen kişiler daima birlik beraberlik içinde gururla görevlerini yerine getirdiler.Fakat unutamadığım o ufak çocuğun babasına o anda sanki babası suçluymuş gibi bakmasıydı..üzerinden 10 sene geçmesine rağmen unutamadım unutamamda...
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz