MENÜ
İzmir 10°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Kapitalist sistemin neresindensiniz?
Tayfun MARO
YAZARLAR
31 Mayıs 2018 Perşembe

Kapitalist sistemin neresindensiniz?

Osmanlı’da ekonominin kapitalizme göre örgütlenmesi iki alt döneme ayrılıyor; 1839-1908 dönemi yavaş ve yüzeysel. 1908- 1922 dönemi hızlı ve kapsamlı.

1839’da Tazminat’ın ilanıyla başlayan “Yeni Osmanlı” dönemini, kapitalist sisteme entegrasyonun kısa tarihi olarak anlamak da mümkün.

!922’den sonra, Mustafa Kemal sahneye çıkıyor ve Türkiye’nin kapitalist sisteme entegrasyonunu tamamlıyor; İzmir İktisat Kongresi ile de bunu teyit ediyor.

Genç Türkiye Cumhuriyeti, Dünya sisteminde bir ulus devlet olarak yerini alıyor. Aydınlanma, modernite ve laisitenin getirdiği Batı normlarına yaslanarak inşa edilen devlet, kapitalist sistemde, bütün kurumlarıyla çağdaş uygarlık düzeyine odaklanıyor.

Bu geçeğin ışığında, 1923’te kurulan Cumhuriyet’in üretim ilişkilerinin ve üretim biçiminin kapitalist olduğunu söylemek mümkündür. Kurtuluş Savaşı’nın antiemperyalist niteliği bu gerçeği değiştirmez; Türkiye, geçen yüzyılın başında, Batı bloku içinde, kapitalist sistemde yerini aldı. 

Günümüz Türkiye’si siyasal yaşamına yalansız dolansız baktığımızda, kahir çoğunluğun gönlünün sağda olduğunu, sistemle sorunlu olmadığını görebiliriz.

Neresinden bakarsanız bakın, merkezin sağını ve solunu veya merkezi tutan siyasi partilerin yeni bir dünya tasavvuru yok. Ben göremiyorum. Gören varsa beri gelsin.

“Piyasa ekonomisi” veya “serbest pazar ekonomisi” gibi ibarelerle bütün parti programlarında sisteme sadakat deklare edilmiştir. Mülkiyet ve para kutsanmıştır. Üretim araçlarının mülkiyeti, üretim ilişkileri, tam da kapitalizmin gerektirdiği gibidir. Sermaye birikimi, Cumhuriyet’in kuruluşundan beri, ülkenin başat sorunu olagelmiştir.

Mesela, karma ekonomi, sermaye birikimi sorununun zorlamasının sonucu başvurulan yol olmakla birlikte, çakma solun ardıllarınca, devrimci bir yol gibi algılanmıştır. Solcusu da böyle olunca, bekle ki ülkede devrim olsun! Zaten olmuyor da…

Ne yazık ki o bildiğimiz sistem partilerinin arasındaki iktidar mücadelesine amacını aşan anlamlar yüklemek, bizleri gerçeğin bilgisinden de uzaklaştırıyor.

Ne istediğini bilmeyen insanların “olmayacak duaya âmin” demesi, güncel siyasetin amentüsüdür.

Tüketim çılgınlığının ve süren göz kamaştırıcı gösterinin parçası olmak için herkes yarış halinde; ama varsıl ama yoksul ama laik ama islamcı ama sağcı ama solcu… Mesele, sistemde tutunmak.

Sistem partileri içinde sağcı ile solcu arasındaki farkı çok abartmamak gerekir. Sağ cenah, hibe ekonomisi ve sadaka ile yoksullara nefes aldırıyor. Sol cenah ise, aynı yardımları, sosyal devlet eliyle yapmayı uygun görüyor. Fakat ekonomide sosyal devleti mümkün kılan “fazla” yok olduğu için, bu pek mümkün olmuyor. Bu yüzden de sosyal demokratlar bir türlü iktidara gelemiyor.

Bugün için, Kürt sorununu ayrı tutmak koşuluyla, ülke siyasetinde, yaşam tarzları üzerinden bir ayrışma süreci yaşanıyor. Kültür çatışması. Din grupları ile seküler toplum arasında süren ayrışma, siyasetin mecralarını belirliyor. Kimselerin antikapitalist bir mücadelenin peşinde olduğu falan yok. Tabii, siyasette belirleyici gücü olmayan küçük grupları saymazsak…

Doğru şeyler ‘söylemek ve yapmak’ istiyorsak, önce hepimiz eteğimizdeki taşları dökmeli ve çıplak gerçeğe yüzümüzü dönmeliyiz. Ve şu soruya içtenlikle yanıt vermeliyiz:

Dünya sistemi kapitalizmin neresindensin?

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 ISMAIL
 31 Mayıs 2018 Perşembe 18:07
Tebrikler...! Genelde cok iyi bir analiz olan yazinizi okuyup da anlayacak Adam zor bulursunuz! Yazilan kalir vê bir zaman sonra bazilarinca anlasilir.. Anlatmaktir konum ancak anlamak iseteyenlere ... vê de o kavrayisa sahip olanlara... Siz yazilarinizi surekli kiliniz! Zaman gelir de birileri anlarlar ama is isten gecmis olur. Hic bir yeryuzu makaminin yenemeyecegi; deneyime vê hissiyata dayali olan dusuncelerdir... Saygilar
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz