MENÜ
İzmir 13°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Karabağlar’daki grevde beklenen ve gerçekte olan!
Fatih YAPAR
YAZARLAR
31 Ocak 2017 Salı

Karabağlar’daki grevde beklenen ve gerçekte olan!

Belediyelerde sendikacılığın bir sisteme oturması 1980’lerden sonra başlar. Türkiye genelinde sendikalı çalışan sayısı oturan sisteme tezat bir şekilde her geçen gün düşmüştür. TÜİK verilerine göre 13 milyona yaklaşan çalışan işçi sayısı içinde sendikalıların sayısı 1 milyonun biraz üstünde kalır. Belediyeler ise sendikalı çalışanların en örgütlü olduğu kurumların başında gelir. Siyasi iradenin tercihi, halkın sandıktaki kararı ile seçilen belediye başkanları bu sistemin ister istemez bir parçası olurlar. Ülke genelinde belediyelerde örgütlü birçok sendika var. Sosyal demokrat, CHP’li belediyelerde en örgütlü sendika Devrimci İşçi Sendikaları Federasyonu’na (DİSK) bağlı Genel İş Sendikası’dır.  Federasyonu başkanı ise İzmir’de uzun yıllar Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı ESHOT’ta çalışmış ‘lastikçi Kani’ lakaplı Kani Beko’dur. Kendisi, işçiyi de düzeni de çok yakından tanır. Mücadelesi ve azmi ile başkentin fırtınalı, sert havasına başkaldırarak İzmir’den liderlik koltuğuna oturan isim olarak da sendikacılık tarihine geçmiştir.

Bazı belediyelerde Türk-İş’e bağlı Belediye İş Sendikası örgütlü olsa da onlar bu aralar genel başkan ile şubeler arasındaki iktidar-güç savaşı ile zaman harcıyor. Zaten, Belediye-İş’in Genel Başkanı Nihat Yurdakul’un aile fertlerine sağladığı saltanat imkanları ayrıca tartışılıyor. Genel başkanları CHP ile yakın temasta olan sendika olan DİSK’in en örgütlü olduğu yer de İzmir’dir. Sendika başkanlarının büyük bölümü belediyelerde çalışır çalışmasına da sadece kendisi değil kızı, oğlu, gelini, damadı hatta dünürleri bile belediyelerde istihdam edilenler vardır.

DİSK’e bağlı Genel İş Sendikası’nın İzmir Büyükşehir Belediyesi bünyesindeki İZELMAN’da çalışan yaklaşık 6 bin 500 personeli ilgilendiren toplu iş sözleşmesi (TİS) görüşmeleri ise devam ediyor. Burada zam oranlarında anlaşma olmayınca konu arabulucuya gitti.  Bu arada ilçe belediyelerle masaya oturan sendika Karabağlar Belediyesi’nde anlaşma sağlayamadı. Şimdi ise grev kararı var. O da uygulanıyor. Karabağlar Belediyesi’nin KARBEL şirketinde çalışan 915 işçiyi kapsayan toplu sözleşmede sendika tıpkı Konak Belediyesi’nin MERBEL şirketinden aldığı yüzde 24 oranındaki zammı talep etti. Bu talebin şimdilik yerine gelmesi mümkün görünmüyor. Orta yolun bulunması konusu ise biraz muamma. Çünkü Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu yüzde 8 oranında zam verdiklerini bunun da sosyal yardımlar, ikramiye ile birlikte yüzde 18-19 oranında bir zamma denk geldiğini ifade ediyor.  Yine başkanın yaptığı değerlendirmeye ve hesaplamalara göre 3 bin liranın üzerinde olan personel maaşlarına 500’er TL zam yapılmış olacak. Başkan Selvitopu deneyimli bir isim. Önüne konulan Konak örneğini kabul etmiyor. Çünkü Konak Belediyesi’nde yıllarca başkan yardımcılığı yapmış birisi. Mali yapıyı da idari düzeni de çok iyi biliyor. Bu arada, Çarşamba günü yapılacak Konak Belediyesi meclis toplantısına belediye şirketinin sermaye artırım kararı gelecek. Kısaca, zamlar, maaşlar ve ekonomik sıkıntılarla boğuşan MERBEL’in kasasına belediye kasasından para aktarılacak. Selvitopu,  şimdilik geçici önlemler ile yürüyen bu sistemin Karabağlar Belediyesi’nin başına gelmesini istemediğini söylüyor. Yarın yüksek zam oranları nedeniyle kilitlenecek olan belediye, maaşlarını alamayacak olan işçiler nedeniyle sorun yaşanmaması için “ne yaşayacaksam baştan yaşayayım” diyor. Ve grev kararıyla ilgili “bu tür yaklaşımlara prim vermem, teklifi de imzalamam” diyerek noktayı koyuyor.

Bu arada sendika tarafından Karabağlar’ın önüne konulan “örnek” sözleşmeye imza atan Konak Belediyesi’nde toplam çalışan işçi sayısı bin 200’ün üzerinde. Bunun sadece 625’i belediye şirketinde sendikalı yüksek ücretle çalışıyor. Geriye kalanlar ise Çalışma ve Sosyal Güvenlik eski Bakanı Konak eski Belediye Başkanı Hakan Tartan döneminde mantar gibi çoğalan “taşeron şirketlerde” istihdam ediliyor. Konak’ın nüfusu 380 bin ama bütçesi 213 milyon TL olarak kayıtlara geçerken Karabağlar’ın nüfusu ise 480 bine ulaşıyor. Konak’tan 100 bin kişi daha fazla nüfusa sahip Karabağlar’ın bütçesi ise aksine 175 milyon TL olarak meclisten geçti. Aslında mali yapı ve gelir gider dengesi her şeyi ortaya koyuyor.

İşçi temsilcileri burada bir karar vermek zorunda. Sendikanın kendi içindeki güç dengeleri, koltuk kavgalarını işçiye ve işverene yansıtmadan vatandaşın da mağdur edilmemesi için orta yol bulunması gerekiyor. Sendikanın bu şekilde direnmesi durumunda çöplerin toplanamayacağı, altyapı ve birçok hizmetin duracağı da bir gerçek. Bu yüzden grevden doğrudan vatandaş etkilenecek. Ekonomik koşulların ortada olduğu bir ülkede yüksek oranda zam talebinde bulunmak kimseye fayda getirmez. Bu durumda en başta yarın maaşları ödenmeyen ya da başka belediyelerde olduğu gibi yarım maaş alma tehlikesiyle karşı karşıya gelebilecek işçiler mağdur olur. Emeğin en yüce değer olduğunu her yerde söyleyen sendikanın işçileri de doğru yönlendirmek gibi bir sorumluluğu var. Birilerinin “ücret sendikacılığı yapıyorsunuz” eleştirileri de böylece karşılık bulmamış olur.

Bu arada OHAL nedeniyle “grev yapılabilir mi” soruları geliyor. Toplu sözleşme süreçleri yasal olarak OHAL’den etkilenmiyor, sınırlandırma getirilemiyor.  Yani bu dönemde de greve çıkılabiliyor. Grev uygulamaları OHAL ilanına neden olan sebeplerle ilgili olmadığı için yasaklama diye bir durum söz konusu olmuyor.  Yine, OHAL nedeniyle tam yetkili olan valilerin grevleri yasaklama yetkisi de yok. Fakat OHAL’e dayanarak vali işçilerin grev ve toplantılarını sekteye uğratabilir. Valiler grev ve direniş yerlerinde toplu halde bulunmayı engelleyebiliyor. Bunun da belli şartları var. Greve çıkan, hak aramak için işyeri önünde toplanan işçileri dağıtmak, müdahale etmek ve engellemek mevcut OHAL’in amacına aykırı olduğu için tercih edilmesi beklenmiyor.  Fakat Karabağlar’da toplanmayan çöpler nedeniyle oluşacak salgın hastalık tehlikesine karşı valilik önlem alabilir. Bunun için de talimat vererek harekete geçirebileceği birçok kurum ve kuruluş var.

Ne diyelim; emek en yüce değerse emekçi üzerinden geçilenler değil gerçek emekçiler kazansın.
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 İzelman
 1 Şubat 2017 Çarşamba 12:23
Fatih bey,izelmanda tis devam ediyor doğru,ama bu işyerinde yüzde 40 eksik maaş kuralının ne olduğunu da yazarmısınız.İzelmanda bir ay hatta 15 gün arayla işe başlayan aynı şartlardaki iki işçiden birinin diğerinden yüzde 40 eksik maaş almasında adalet varmı.Sayın başkanımızın bize bir babalık yapmasını bekliyoruz.Yoksa sendikadan bir beklentimiz yok.
 izenerji
 1 Şubat 2017 Çarşamba 08:37
fatih bey tesbitleriniz eksik ama dogru buyuk şehirde iki şirket arasında aynı işi yapan izelman ile izenerji işçisi arasında da maaş olarak ucurum var bunu nasıl acıklayaacaksınız merak ediyorum
 Kartal
 31 Ocak 2017 Salı 21:30
Evet fatih yapar bey biz emekciyiz biz kazanacagiz. Oyle sizin yazdiginiz gibi üç binin uzerinde bir maas soz konusu deyildir.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz