MENÜ
İzmir 17°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Kılıçdaroğlu neden   Kocaoğlu diyecek
Abdi KARAGÖZOĞLU
YAZARLAR
26 Eylül 2018 Çarşamba

Kılıçdaroğlu neden Kocaoğlu diyecek

 "Adalet Yürüyüşü" ile büyük ses getirdi.

Parti içindeki en büyük rakibi Muharrem İnce'yi Cumhurbaşkanı adayı gösterdi.

CHP'liler bu kararları sonrasında Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu için "Tamam, asıl şimdi lider oldu" şeklinde yorumlar yaptı.

Taa ki 24 Haziran genel seçimlerine kadar.

Muharrem İnce'nin gölgesinde kalan partisi için "kurultay kararı" almayarak eleştiri oklarının hedefi oldu.

O Kılıçdaroğlu, şimdi yeni kararlar arefesinde.

Mart 2019'da yapılacak yerel seçimler için bir çok kentteki adayları tek tek belirleyecek.

Bunların başında da İzmir geliyor.

24 Haziran sonrasında "Kemal Kılıçdaroğlu yönetiminde partide bir değişim olsun" diyen Büyükşehir Belediyesi Başkanı Aziz Kocaoğlu ile ters düşen Kılıçdaroğlu, bakalım şimdi ne karar verecek.

CHP'nin dümenine geçerken ve Muharrem İnce'nin aday olduğu kongrede destek aldığı Kocaoğlu ile "devam mı" diyecek, yoksa o da İzmir için "değişim" mi isteyecek.

Veya, bir başka deyişle kazanmaya en yakın isim Kocaoğlu dururken bir başka adaya yönelecek.

***

Önceki gün ziyaret ettiğim Narlıdere'nin CHP'li Belediye Başkanı Abdül Batur'la sohbetimizin konusu İzmir Büyükşehir Belediyesi idi.

Dört dönemdir belediye başkanlığı yapan Batur'a CHP'yi, aday olup olmayacağını, partideki son durumları sormaya çalıştım..

O ise konuşmaktan ziyade fikrimi almaya çalışıyor, bana sorular soruyordu.

Aziz Kocaoğlu'nun değişim sözlerini hatırlattım, "İzmir'de ben tam aksini söyleyen ilk kişiydim" dedi; Kılıçdaroğlu'na anında sahip çıktığını ima etti.

Dedim ki; 

Kılıçdaroğlu eğer siyaseten emekli olmak istemiyorsa tabii ki Aziz Kocaoğlu dedim..

'Neden', dedi, şöyle özetledim;

- Öncelikli olarak İzmirli "dürüst" olmasından dolayı O'nu çok seviyor. Tamam, zaten adayların hepsi dürüst olmalı. Bu meziyet değil ama burası Türkiye. Maalesef her zaman olmuyor.

- 15 senede tarım başta, aklımıza gelen her sektöre sahip çıktı. 

- Ulaşımdan sosyal projelere kadar bir çok yatırımlar gerçekleştirdi.

- Hükümetten bir kuruş almadan yapılacak projeler yıllarca Ankara'dan onay beklerken O ve ekibi İzmir'i kendi imkanları ile en yaşanılası kentlerden biri haline getirdi.

- Ayrıca yerine gelecek kişi (kim olursa olsun) bilinirlik ve projeler konusunda Kocaoğlu kadar önde değil.

- Başkası "şunu yapacağım" derken, Kocaoğlu "Yaptım" deme avantajına sahip. Yani, herkesten çok seçilme şansına sahip.

***

Başkan Abdül Batur'a CHP'nin İYİ Parti ile ittifak yapılıp yapılmaması hakkındaki fikirlerini sordum;

"İzmir'de İYi Parti yüzde 5 civarında. O eski havaları da kadroları da yok. Dolayısı ile ittifak yapmanın da bir anlamı yok" şeklinde yanıt verdi.

Doğrusu CHP'li Başkan Batur sohbetimizde "Büyükşehir'e adayım falan demedi" ama gönlünde yatan aslanın bu olduğuna eminim. 

Kaldı ki olmalı da. 

Dört dönemdir ilçe belediye başkanlığı yapan (Beşinci kez seçilme şansı çok yüksek) birinin bu kente Büyükşehir Başkanı olarak da hizmet etmek istemesinden doğal bir şey olamaz.

Ancak Batur'un Büyükşehir'e aday gösterilmesi halinde seçilme şansının Kocaoğlu'ndan az olacağına inanıyorum.

***

27. 08. 2015 tarihinde Habertürk'teki yazımda erken seçimin de, yerel seçimlerin de yükünü belediyelerin taşıdığını yazmış, İzmir’deki Büyükşehir Belediyesi yarışının AK Parti ile Aziz Kocaoğlu arasında geçeceğini iddia etmiştim.

Bunun nedenlerini de o tarihte şöyle özetledim:

"— 400 milyon liralık yatırımla Türkiye’nin en büyük ve en modern fuar kompleksi Fuar İzmir yapıldı. Kent ekonomisine büyük katkı yapıyor.

— 2004 yılında 11 km olan raylı sistem 130 km’ye çıkarıldı. Sırada 8.5 km’lik Narlıdere ve 9.6 km’lik Buca hatları var.

— Ulaştırma Bakanlığı ile işbirliği yapılarak 80 km’lik Aliağa-Menderes hattı kente kazandırıldı. Hat önce Torbalı’ya sonra da Selçuk’a uzayacak. (Uzadı)

—Karşıyaka ve Konak tramvaylarının yapımına başlandı. (Bitirildi)

—Engelli dostu “Tam Adaptif Trafik Sistemi” yakında hizmete girecek. (Girdi)

—Körfezden daha fazla faydalanmak için yüksek hızlı ve güvenli 15 geminin 6’sı geldi. Sırada 3 yeni arabalı yolcu gemisi var. (Filo tamamlandı)

—Körfez’de yaşam başladı. ÇED onay verirse sirkülasyon kanalı açılacak ve dip taraması yapılacak.

—TÜİK verilerine göre İzmir, AB standartlarındaki arıtma sayısı ve kapasitesi bakımından Türkiye’nin lider kenti konumunda.

— Kentteki yeşil alan büyüklüğü ikiye katlandı. İnciraltı ve Sasalı’da kent ormanları kuruldu.

— Sasalı’ya 425 bin metrekarelik alanda Türkiye’nin ilk doğal yaşam parkı yapıldı.

— 42 kilometrelik sahil şeridi yeniden tasarlandı. (Büyük bölümü bitirildi)

— Engellilere yönelik ilk stratejik plan hazırlandı. İlk Tarım Daire Başkanlığı da İzmir’de kuruldu.

— Yerli üreticiye 2007 yılından bu yana 185 milyon TL’nin üzerinde katkı yapıldı.

—7 yıl boyunca “Okul Sütü Projesi” ile çocukların süt içmesi sağlandı.

—Organik tarım desteklendi. Üreticilere 1 milyon fidan dağıtılıyor, toprak tahlili ve danışmanlık hizmeti veriliyor.

— Ova yollarına yatırım yapıldı, tarım arazileri tozdan kurtarıldı. 4 bin km.’lik yol asfaltlandı.

—Kadifekale, Agora ve Kemeraltı aksındaki 270 hektarlık alan kültür ve tarih turizmine açılıyor. Tarihi yapılar onarılıyor.

— Balçova’daki teleferik tesisleri AB standartlarında yenilendi.

—16 bin kişilik Roma antik tiyatrosu gün yüzüne çıkarılıyor. Tarihi ibadethanelere destek verildi.

— Taşeron sistemine savaş açıldı. Binlerce işçi belediye şirketlerinde sosyal güvenceli çalışma koşullarına kavuştu.

— Kent Ekmek Fabrikası, tüm Türkiye’deki çölyak hastaları için glutensiz ekmek üretiyor.

— Ülkedeki tek belediye hastanesi olan Eşrefpaşa’da dar gelirlilere ücretsiz sağlık hizmeti veriliyor.

— Tam otomatik katlı otopark yapıldı, Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi, Aşık Veysel Rekreasyon Alanı, Homeros Bulvarı, Adnan Kahveci Köprülü Kavşağı, sosyal yaşam kampüsleri gibi daha aklıma gelmeyen onlarca, binlerce yatırım yapıldı, onlarcası da sırada.

— Ayrıca Büyükşehir Belediyesi’nin 2012’den itibaren Hazine’ye borcu kalmadı.

— Fitch, Büyükşehir Belediyesi’nin ulusal uzun vadeli kredi notunu, AA+’ya yükseltti. 

— İzmir dünyadaki 300 metropol arasında en hızlı büyüyen 2. kent konumuna geldi, yaşanılası kentler arasında zirvede yer aldı."

***

Bu üstte saydıklarım Aziz Kocaoğlu yönetimindeki Büyükşehir Belediyesi'nin icraatlarından sadece bir bölümü.

Aradan geçen üç yılda kente iki stadyum olmak üzere bir çok proje kazandıran, turizme ve tanıtıma büyük önem veren Kocaoğlu, Karşıyaka Opera Binası gibi yeni projelerin de temelini atmaktan geri kalmadı.

Bu nedenledir ki; AK Partili siyasetçiler her genel seçim öncesinde CHP'yi eleştirmekten çok Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nu hedef aldı.

Oyları artırabilmenin yolunun Başkan'ı zayflatmaktan geçtiğine inandılar.

Vekil adayları metrodan girip çöp tesisinden çıkarken, eleştirileri tek tek hep Kocaoğlu yanıtladı;

Ve partisinin İzmir'de birinci çıkmasına katkıda bulundu.

Şimdi sıra geldi yerel seçimlere.

Yukarıdaki saydığım Büyükşehir'in hizmetlerini düşününce...

Kılıçdaroğlu ya Kocaoğlu'nu işaret edecek, ya da "Kalem" dediği İzmir'de macerayı seçecek...  

 

SONSÖZ:

Vatanını en çok seven, 

görevini en iyi yapandır. 

Atatürk

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Zafer
 28 Eylül 2018 Cuma 10:13
Ben tam anlaşılmıyorum farkındayım. Niyetlerden bağımsız olarak sonuçları konuşuyorum. Çünkü millet sonuca bakıyor. Şahsi olarak eskisi gibi her yerden her yere tek araç gitsin demiyorum. 1- Raylılar doğru planlanmadı, 90 dakika fazla popülist, bu sebeplerle çok kısa mesafelere çok aktarma gerekiyor (Balçova-Konak meselesini mesafeye örnek olarak söylüyorum, bu mesafeler tek araç gidilebilmeli. Buca-Bornova ise ayrı konu, biri ucuz konut mekanı öbürü iş yerlerinin olduğu, K.Paşa'daki fabrikaların servislerinin de kalkış yaptığı yer. Buraların ulaşımı tek araçla olabilmeli). Öte tarafta da hatalı anlayış yüzünden artı para geldi. Netice; gün içinde Konak'a gidip gelen kişi 90 dakika ile git-gel işini tek bilet parasına yapıyor. Sabah işine akşam evine gelen gerçek ihtiyaç sahibi adam, kuzeyde hem fazla para ödüyor, hem aktarma çilesi çekiyor, güneyde de daha fazla aktarma yapıyor, trafiği sıkıştı evine gelemiyor. Bu da hem adil değil hem bezdirdi. 2- Mevcut caddeleri daraltarak iş gören sistemler (adı tramvay olur başka bi şey olur fark etmez) İzmir için cevap değil. Arazi fakiri, plansız, yolları dar (ki kaldırım genişletilerek daha da daraltılıyor), alt yapı ve trafik kültürü olarak buna uygun olmayan şehiriz (Bunun sorumlusu o dur budur önemli değil, gene sonuç önemli, burası böyle bir şehir, sistem de şehre uygun olmalı). Adı her ne olursa olsun, yapılacak raylı sistemin caddelere bulaşmaması, kendine ait yerden gitmesi gerekiyor. Bu artık köprü üstü olur, yer altı olur fark etmez. Sokak tramvayı (manevrası olmadığından), aksamaması için herkesin ve her şeyin ona uygun davranmasını gerektirir. Bu, pratikte mümkün olmayan bir şey. Her gün de bir kaza bela geliyor başına ve gelmeye devam edecek. Tramvayların aynı şekilde uzatılması daha büyük facia, daha büyük nefret kaynağı olacaktır. Bu kadar metroya-köprüye para yok deniyorsa (ki olabilir) kalıcı hata olan tramvaydan uzak durulmalı. Aynı fayda geçici olarak kurulacak troleybüs ile sağlanır. Üstelik oralara metro yapıldığında troleybüs kolayca sökülüp başka yere taşınabilir. 3- Oy verecek normal vatandaşa, geçen seçimden hemen sonra dayatılan aktarma işinin gerekliliğini anlatamazsın. Hele 4-5 aktarma, artı para falan hiç anlatamazsın. Eskiden şöyleydi, şimdi böyle diye kıyaslar, raylı biçimi-kullanım şekli, aktarma ve fiyatlama planı hatalı olduğu için de yarı yarıya haklı olur. Ki önemli olan haklı olup olmadığı da değil, algısının ne olduğu ve o algıya göre ne kadar kızgın olduğu. Kilit soru, İzmirli'nin Akp karşıtlığı mı yoksa mevcut durumda Chp+Kocaoğlu'na kızgınlığı mı daha fazla? Benim görüşüm ikisine de ayrı ayrı kızgın olduğu yönünde (şahsi olarak ben bu noktadayım zaten). Parti kapanmayacağına göre, öteki kızgınlık odağı olan Kocaoğlu yeniden aday yapılmamalıdır. Chp'de böyle bir hazırlık görünmüyor katılıyorum buraya. Ama tabii kapalı kapılar ardında ne oluyor bilmiyoruz. Parti içinde olacaksa Tunç Soyer yerine Olgun Atilla daha iyi bence. Ama illa parti içi şart olmamalı.
 Gürkan
 27 Eylül 2018 Perşembe 13:43
X yerden Y yere tek araçla bir insan gidebilmeli, eskiden öyleydi diyorsan bu şehre raylı sistem yapılmasının bir manası yok. Alırsın 5000 tane otobüs sefer yaparsın. Öteki türlü hem raylı sistem olsun hem de Balçova'dan Alsancak'a tek otobüsle gideyim çok gerçekçi değil. Çok gerek de yok. Otobüs alternatif olarak yine olur ancak sadece pik saatlerde, diğer saatlerde eskisi gibi çalıştırmanın bir manası yok. Zamanında metro Alsancak' tan geçseydi de F.Altay Aktarma Merkezi olacaktı. Balçova ve civar sırtlarda oturanlar da otobüs+metro ile Alsancak' a gelecekti. Bugün Karşıyaka' dan İZBAN + metro ile Bornova' ya gidebilirsin. Metronun geçmediği yerler için daha önce "Karşıyaka' ya madem ki tramvay yapıldı , bu hattın adliyenin oradan Bornova Merkez ve Halkapınar şeklinde uzatılması gerektiğini" yazdım. Çiğli'ye de uzayacak. Çiğli-Karşıyaka-Bayraklı-Konak ve Bornova ağına sahip bir tramvay hattı olsa hiç fena olmaz. İZBAN'a bir alternatif olmuş olur. İzmir'de değişim olmalı da şu ana kadar , seçimlere az bir zaman kala CHP'den benim projelerim şunlar şunlar, ben hazırım diyen birini görmedim. Yazıda da zaten bundan bahsediliyor. Muhalefet belediyesi olarak yapılanlar ortada , macera aramaya gerek yok diyor. Ben Tunç Soyer ismini birkaç defa yazdım ancak sayın Soyer de istiyorsa çıkıp açıklama yapacak. Projelerim şunlar diyecek, tabi varsa. Diğer adaylar için de geçerli. Herkes büyükşehire başkan olmak ister de kimseyi hazır göremedim. En azından mevcut başkanı biliyoruz. CHP 'den de İzmir'de değişim yapacaksa adayının çoktan belli olması , o adayın da hazır olmasını beklerdim ama öyle bir durum da sanırım yok. Nasıl olsa kimi koysak alırız düşüncesi hakim.
 Zafer
 27 Eylül 2018 Perşembe 12:30
Gürkan, doğru diyorsun önemli olan doğru planlama. Ama burada doğru planlama maalesef yok. 2 aktarma, çok uzun mesafelerde maksimum 3 aktarma tamam, ama bizde öyle değil. Zaten benim söylediğim de bu değil. Bornova-Karşıyaka arasını tek araçla gidebilmeli bir insan, Balçova-Alsancak arasını gidebilmeli. Bak bu kadar aktarma ile 90 dakikanın da bir anlamı kalmadı zaten, 3 aktarma yapabilen bilet getirsin. Aktarma mesafelerini düzenlesin. Bir de bunu 2014 de seçimden hemen sonra yaptı, halk kandırılmış hissediyor. Milletin hayatından gidiyor, bunu affetmeyecekler. Raylı sistem raylı sistem gibiyse aktarın, ama banliyöye tüm kuzey şehir içinin aktarması olur mu? Zaten iki başlı şirket, yan da bakılıyor, bu kadar yoğunluğa yürümeyeceği belli. Banliyöyü metro gibi kullanayım, üstüne de gerçek banliyö kadar uzatayım, maliyet artınca da şehir içi yolcusuna ucube ödeme sistemi getireyim olmaz ki. Metroya yapılan aktarmaya kimse bir şey demez. Tramvaya aktar, İzban'a aktar olunca hayat çekilmez hale geliyor. Bu yüzden de arabası olan arabaya biniyor trafik kilit oluyor. Kanal hatalı yapılmış ise 2012 yılında tıkanana kadar o hataya Kocaoğlu'da ortak oldu. Yeni açtığı tüm yağmur kanallarını Büyük Kanal'a bağladı. Hata var ise ortak hata, ama 6 yılda bu hatadan çoktan dönülüp işlerin eskisi gibi işler halde olması lazımdı. 2004 de deniz bugünkünden çok daha temizdi, ben diyorum. Her gün geçtiğim yer deniz kıyısı yani anlatma bana onu. Burada bakış hatası var, bu hatanın düzelmesi lazım. Kocaoğlu bu anlayışı getiren insan olarak nefret kazandı, düzeltme işini yapamaz. Seçimde aday olursa belki alır ama oy farkını çok çok düşürerek ancak alır. O zaman ne anlamı kalır? Bir dahaki seçime ne olacak? @Nankör diyen kişi; Güzelbahçe'den Alsancak'a gidiliyordu. Bornova-Karşıyaka, Buca-Bornova gidiliyordu. Aynı güzergahlara elektrikli troleybüs kurarsın, birim maliyetin raylı sistemden de aşağı olur. İzban adında kurduğun sistemi %90 şehir içi yolcusu kullanacak şekilde aktarmalarla besliyorsan, adeta şehir içi metro muamelesi yapıyorsan, o sistemi 100 km si şehir dışında olacak şekilde uzatmamak lazım değil mi? Uzatıyorsak da şehir içi yolcusuna başka alternatif koymak lazım ki şişik fiyat, parayı bas çıkışta geri al vs ucube sistem olmasın adama. Belediye, insanı denizden değil, denize akıttığı lağımdan koruyacak beyefendi. Denize lağım akıtmayacak ki, bir insan dalga ile ıslanırsa bu dalganın maiyeti sadece deniz suyu olsun. Kentsel dönüşüm metodu, bahanesi her neyse bizi ilgilendirmez. Görev oysa 15 yılda yapılması gerekir, nasıl yaptığı ya da yapamadığı halkın terazisine çıkacak. 15 yılda uzlaşılamadıysa yöntemde hata var demek ki... Belediyeden talebim asli görevlerini kusursuza yakın icra etmesi. Zira Türkiye şartlarında iktidara değil muhalefete oy vererek hükümet yatırımının kesilmesini göze aLmış bir insanım. Bu isteğimin karşılığını alamıyorum. Arabama da her sene jant tornalatmaktan, her gün fazladan 2 saat trafikte kalmaktan usandım, bunlar da cabası. Kim bilmeden atıyor, kim bahane yapıyor okuyan anlıyor zaten. Netice, anlamsız savunmalarla oyalanmayın. Halk bu anlayıştan bıktı, devri geçti. Zaten çoğunluk sadece akp karşıtlığı ile oy veriyordu ve seçimden beri kızgın. Bunları 5 milyon kişiye anlatmaya çalışacağınıza, halkın şikayet noktalarına anlamsız savunmalar getireceğinize (böyle yapınca oy isteyeceğiniz yer ile inatlaşmış oluyorsunuz) genç-dinamik aday çıkarın. Ki halk da laf ile değil icraat ile görsün işlerin değişiyor olduğunu.
 Gürkan
 27 Eylül 2018 Perşembe 12:28
Şehir içi ulaşım şimdi de mükemmel değil de geçmişi övüp de şimdiyi eleştirmek de tam komedi. Yahu eskiden İkarus, Sanos gibi "tenekeler" ile bu şehirde toplu ulaşım yapılmaya çalışılıyordu :) 2004'e kadar koskoca şehirde 11 km raylı sistem vardı. 2000-2004 arası tek çivi çakılmamış. Yeni yol açılmamış , tünel, karayolu altgeçidi yapılmamış , kentsel dönüşüm zaten yapılmamış ama bakıyorsun İzmir en borçlu belediyelerin başında geliyordu. Yaptıkları tek doğru düzgün iş var, o da büyük kanal. Onda da hatalar yapılmış. Proje eksik yapılmış. 11 km metro yapmışlar o da hatalı. Biri ucuz olsun diye metroyu eski banliyö hattından geçirmiş , diğeri de direkt eski banliyö hattını metro diye bu şehrin başına bela etmiş. Ama sorsan metro olarak planlanmadı diye de kendilerini kandırıyorlar. Halbuki arşiv haberleri İBB' nin sitesinde duruyor :)
 Gürkan
 27 Eylül 2018 Perşembe 11:08
Kardeşim büyük şehirde aktarma olur. 2000 'lerde de aktarma vardı , şimdi de var. Önemli olan doğru planlama. Aktarma olmadan sistem kuramazsın. Aktarma olmadan her yerden her yere tek otobüs ile gideyim diye bir sistem dünyanın neresinde var ? Raylı sistem de varsa raylı sisteme aktarmanın da olması gayet doğal. Büyük kanal işi de tam bir fiyasko. 2002' de açılan sisteme 5-6 yıl önce ek imalatlar yapıldı. Şimdi yenileri de yapılacak. Bu nasıl planlama ? 2004' de Körfez tertemizmiş. Yok ya ! Kim diyor ?
 nankör ya da
 27 Eylül 2018 Perşembe 10:53
Bir insanın yorumcu zafer gibi yazması için ya nankör ya da trol ya da kuyruk acısının olması gerekiyor. Uzun yazdığından biliyormuş havası doğsa da bir halt bildiği yok! Sadece işkembeden atmış, tutarsa diye. Adama sorarlar 2004 yılında tek araçla nereye, nasıl gidiyordunuz diye? Adama sorarlar raylı sistemle lastik tekerlekli sistemin birim maliyeti nedir diye? Adama sorarlar 136 km'lik hatta nasıl bir ücretlendirme hakça olur diye? Adama sorarlar deniz dalgalı iken sahilde yürüyeni de mi koruyacak belediye diye? Kentsel dönüşümün %100 uzlaşma özelliğini göz ardı etmenin nasıl bir hinlik olduğunu da sorarlar? Adama sorarlar TC tarihinde daha önce böylesine planlı, programlı iş yapılıp yapılmadığını? Ve adama sorarlar, belediyeden ne talep ettiniz de Kocaoğlu vermedi diye? Öyle ya, kuyruk acısı olanların feveranı bu feveran. Süslü fakat altı boş laflar!
 Zafer
 27 Eylül 2018 Perşembe 09:58
Yazar dahil herkesin bildiği yanlışları uzun uzun anlatmaya gerek yok. Bütün bu yazılan icraat listesinin neticesine gelelim. Toplu ulaşımda 2004 yılında tek araçla gidebilen yerlere bugün 4-5 araç değiştirilerek ve 2-3 katı zamanda gidilebiliyor. Üstelik kendisine aktarmaya mecbur edilen ve yolcusunun çoğunun kullanmayacağı mesafelere kadar uzatılan İzban'a, bu sebeple artı para denilen ucube ödeme sistemi getirildi. Toplu ulaşım kilit, şehir trafiği kilit halde. Bu kadar atık su parası ödenmesine, en çok biz arıtıyoruz denmesine rağmen 2004 yılında tertemiz olmuş körfeze yeniden lağım boşaltılır hale geldi! Bütün yaz kokusunu çektik. Dün sahilde yürüyüp de fırtınadan üzerine deniz suyu (su mu acaba?) sıçrayan insanlara üzüldüm... Kentsel dönüşüm adına yapılanlar, bu kadar zamana kıyaslandığında yok hükmünde kalıyor. Şehir hayatının sürekliliği açısından bakıldığında elle tutulur tek iş tarım desteğidir, ki bu da asli görev değil. Neticede geçen zaman içinde vatandaşın hayatı zorlaştı, bir çok konuda maalesef belediye eliyle zorlaştırıldı. İzmir tek bir kişiye muhtaç edilecek yer değildir. Yaş 70 olmuş, artık zorlanmasın. Zaten değişim isteyen de değişimi kendisinden başlatmalı. Chp, artık yeni bir aday çıkarmalı. Bunu yaparken de particilik gibi reflekslerden uzak durmalı. Genç-dinamik, iş bilir, ihale bilir, kadro kurmayı bilir, doğru zamanda doğru şeyi yapmayı bilir bir aday aramalı.
 Tayfun
 27 Eylül 2018 Perşembe 02:54
Aziz bey izmir için büyük bir şanstir hem kişiliği hem dürustlüğü hem de ekonomik dehasi ; elindeki imkanlari en verimli kullanan Belediye Başkanidir. 2012 den beri Belediyenin hazineye borcunun olmamasi ve ekonomik notunun AA+ olmasi fevkalade önemlidir. Girilen tüm ihalelerde üstlenici firmalara zamaninda ödeme yapma konusunda da bir numara. I izmir linin butçesini koruyan dengeli harcayan kenti büyuten bir Başkan. Bir dönem daha mutlaka devam etmeli.
 gürkan
 26 Eylül 2018 Çarşamba 18:45
Oooo biraz sonra Sayın KARAGÖZOĞLU gerçekleri yazdığı linç başlar. Yalnız metro hatları yanlış yazılmış. Narlıdere 7,2, Buca da 13,5 km.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz