MENÜ
İzmir 11°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Kitlelerin afyonu…
Tayfun MARO
YAZARLAR
1 Mart 2019 Cuma

Kitlelerin afyonu…

Aykırı olmaya meraklı değilim; ancak bakış açısını bazen radikal biçimde değiştirmek gerekebiliyor.

Belli koşullarda dinin kitleler üzerinde afyon etkisinden söz eder, Marks. Hayali mutluluğun, gerçek mutluluk arayışının önündeki engel olduğunu söyler.

Ancak benim niyetim, dinlerin afyon etkisini tartışmak değil. Aksine, niyetim, maddi dünyanın olanaklarını sunar gibi yapan efendilerin yarattığı sözüm ona gerçek umudu tartışmak.

Toplumlara afyon etkisi yapan gerçek umudun, sistemin vaatlerinden beslendiğini düşünüyorum. Ve diyorum ki, gerçek umut, seküler toplumun dünya nimetlerinden payına düşeni istemesini dizginlemek için uydurulmuştur.

Dünya’nın ahvali böyle düşündürüyor. Yoksa kimselerin umuduyla alıp veremediğim yok.

Muktedirler halkları umut vererek egemenliği altına alıyor. Efendiler modern köleleri umut vererek avutuyor. Yönetenler yurttaşları umut vererek yönetiyor.

Uzun sözün kısası, kitlelerin afyonu umuttur; Dünya nimetlerini ucundan göstererek yaratılan umut dünyası…

Yeryüzünün efendileri umut verdikçe insanlık daha çok açlık çekiyor, daha çok yoksullaşıyor, daha çok savaşıyor, daha çok ölüyor, daha çok acı çekiyor, daha çok dert sahibi oluyor.

Umudun mu var, derdin var!

Umudu tükense, sığınağından çıkıp kendisine yeni bir yol arayacak da, izin vermiyorlar ki insana… İllaki bir umut kırıntısına tutunacak! Tutunacak ki bir yere gidemesin.

Hal böyle olmakla birlikte; “Umutsuz da olmuyor ki!” diyen kişi sonuna kadar haklıdır.

Gelin görün ki bu haklılığın güçlü kıldığı toplumsal mücadele alanını kuşatan sistem, umudun beslediği mücadele alanını bir sömürü imkânı olarak değerlendirmeyi başarmıştır.

Halkların umut dünyasını şişirmek suretiyle iktidarı ele geçiren muktedir zümreleri, yapmayacakları, vermeyecekleri her şeyi vaat ediyorlar. Ve inandırıcılıklarını yitirdiklerinde, bu görevi muhalefete devrediyorlar. Gerçekte, iktidar ve muhalefet grubu dediklerimiz, sistemin bekası için öngörülmüş, dönüşümlü görev yapan siyasal yapılardır.

Umuda ihtiyacımız olduğu bir gerçek. Ne var ki bu ihtiyacın muktedirler tarafından kullanılmasının önüne geçmenin yolunu bulmak, umut sömürüsüne son vermek gerekiyor.

Biz yurttaşların böyle bir meselesi var; burnumuza umudu halka gibi geçiriyorlar ve bizi istedikleri gibi oynatıyorlar.

Yönetenlere, iflah olmaz bir nihilist edasıyla, çaresizliğin, çıkışsızlığın en dibinden seslenmek ve böyle gitmeyeceğini anlatmak lazım.

Bakış açımızı değiştirmek lazım; Efendilerin vereceği umuda değil, dizleri üstüne çökertilen insanlığın sadece ve sadece doğrulmaya ihtiyacı var.

İşte umut tam orada insanlığı bekliyor.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Emin Ateş
 8 Mart 2019 Cuma 17:58
İnsanlık tarihinin en eski düsturlarından biridir. "İnsanlar, umutları veya korkuları ile yönetilirler."
 TC misafir
 2 Mart 2019 Cumartesi 11:23
En büyük umut dalı şans oyunlarıdır insanlar hep buna tutunuyor, sonu mülakat olan kamu sınavları eşeğe uzatılan havuç gibi mesela, iş bulmakla mükellef işkur'un iş ve meslek danışmanları sana iş bulmakla mükellef ama işsizlikten gelmiş o koltuğa oturmuş ama ne umut, yazacak o kadar çok şey var ki neresinden bakarsak bakalım umutsuz vaka.
 Sarı Çizmeli Memed'A.
 1 Mart 2019 Cuma 16:10
"Sözüm ona umut", din/ler devreye girdiğinde,kanla/gözyaşlarıyla/acılarla/işkencelerle/korkutarak kitlelere kabul ettirilmiştir... diye düşünüyorum.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz