MENÜ
İzmir 11°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Kozlar Esad’ın ellerinde!
Harun ÖZDEMİR
YAZARLAR
19 Ocak 2018 Cuma

Kozlar Esad’ın ellerinde!

Dünyanın koşulları 1920’lerden çok farklı.

O günlerde hem çok kolay savaşılıyordu hem de kolayından barışılıyordu.

Kimse alınganlık göstermiyordu!

Birinci Dünya Savaşı’na zafer hayalleri kurarak Fransız ve İngiliz bankerlerden aldığımız borç ve Almanların lojistiğiyle girmiştik. Savaşın sonunda Osmanlı’nın Fas’tan başlayan, bir ucu Basra Körfezi’ne, diğer ucu Kafkaslara uzanan ve Balkanları da içine alan toplam 11 milyon km² toprağını kısa sürede kaybetmiştik…

Üç – dört yüz yılda aldığımız toprakları 4 yılda kaybettik!  

Koca imparatorluktan geriye ancak işgal altında 800 bin km² bir Anadolu kalmıştı!

Her şey bir yana, devleti bu duruma düşüren, canları, malları, onuru ve haysiyetini düvel-i küffarın çizmeleri altına seren İttihatçı liderler, 2018’de bile “Milli Kahraman” olarak anılıyor ya, ben de buna yanarım!

Tarihten neden ders alma kabiliyetimizin olmadığı bu örnekle sanırım daha iyi anlaşılıyordur!

Askerliğini para ya da sakata getirip yapmayan vatan evlatlarından “Kahraman İttihatçılar!…”, “Hain Mustafa Kemal!…” nutukları dinleyince düşünmeden edemiyorum.

Diyorum ki;

Varsayalım ki, İttihatçı liderler kahraman! Acaba hain olsalardı, bundan daha ağır bir yenilgiyi Osmanlı’ya nasıl yaşatırlardı?!” 

Aklımdaki sorular bunlarla sınırlı değil!

Acaba diyorum; Enver, Talat ve Cemal Paşalar kahraman değil de Mustafa Kemal Paşa gibi hain olsalardı, Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırlar kaç milyon km² olurdu?

Bütün bunlar başımıza ittihatçı liderler kahraman oldukları için mi geldi?!

Bunları düşündükçe inanın Mustafa Kemal gibi hain olsım geliyor!

***

O günleri bugünlerle karşılaştırıyorum da çok üzülüyorum!

Küçücük Suriye, lideri Beşar Esad ve çelik çekirdeğini oluşturan Muhaberat kadroları dünyanın saldırısına karşı ülkelerini nasıl savundular!

Tarihe nasıl not düştüler!  

Demek ki, kapalı kutu gibi duran komşumuzu, Ak Parti ve Hükümetleri içinde siyasal sistemini, ekonomisini, etnik, dini ve kültürel yapısını doğru analiz eden kimse yokmuş!

Kim bilir belki de vardı, ama o da sözünü dinletemedi!

 

Hala Suriye küçük devletlerden biri ve yanı başımızda! 

Bu devletin mütevazi bir ekonomisi var!

Çok çeşitli etnik, dini ve kültürel yapısı var!

Yıllarca baskı altında yönetildiği için de ülke içinde dünyaca tanına bir bilim insanı yetişmediği gibi bir entelektüeli de yok. Fason ve sahte üretim yapan kimya sanayiinin dışında bir başarısı yok gibi.  

***

Şu an Suriye, PYD’ye toprak kaptırmış gibi görünüyor.

Oysa Esad’ın eli hala çok güçlü! Çünkü siyasetin bütün imkânlarını kullanarak ülkesini savunabiliyor.

Rusya ve İran’a tanıdığı olanakların bir benzerini ABD’ye de tanıyabilir, Türkiye’ye de!

Esad kiminle anlaşırsa PYD işgalinden de kurtulabilir.

Acaba Esad kiminle anlaşır?

Ya da kim Esad’la anlaşır?!

ABD ile anlaşırsa Esad’ın kaybedeceği bir şey olmaz!

Bizim İncirlik’te yaptığımız gibi tıpkı Ürdün, Kuveyt, Katar, S.Arabistan’da olduğu gibi ABD’ye askeri üs verir. PYD işgali de biter!

Esad Türkiye ile de anlaşabilir!

Böylece hem PYD’nin Suriye’deki işgali biter hem de Türkiye açısından Güney’den gelebilecek tehlike uzun süre rafa kalkar!

***

Suriye iç savaşı şunu gösterdi ki;

-Suriye’nin sınırları cetvelle çizilmemiş!

-Suriye tüm dünyaya karşı ciddi bir milli mücadele verebilecek güce sahipmiş!

-Suriye’yi yönetenler hakikaten vatansever insanlarmış!

 

Yine Suriye iç savaşı şunu gösterdi ki;

Rusya ve İran bir devlete “Dostunum!” dedi mi, ölümüne dost! Dünya bu dostluğu 6 yıl yaşayarak gördü!

ABD, AB ve Türkiye gibi Müslüman devletler ise ciddi puan kaybettiler! Ne dostlukları, ne komşulukları, ne dindaşlıkları belli, ne de düşmanlıkları!

Bunu görmek lazım!

İç savaşta ölenlere Allah rahmet etsin!

Kalanlara gelince; bundan böyle Suriyeliler daha ciddi ve saygın bir devlette yaşayacaklar.

Bundan emin olabilirler.  

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 ALİ HIŞMAN
 21 Ocak 2018 Pazar 11:39
Lombak, köşe yazıları Kutsal Metin olmadığı gibi yazar da peygamber değildir. Eğer böyle bir beklenti ile okuyorsan kendine yazık ediyorsun, boşa vakit harcıyorsun. Aradığın şey vahiy alarak yazıya dökülmüş Kur''an ve Kutsal Kitaplardır. Senin yazarda gördüğün kusur yazarın değil senin yazarı peygamber sanma kusurundur!
 Lombak
 20 Ocak 2018 Cumartesi 17:49
Böyle yazmıştınız 2 kasım 2012''de... bi öyle bi böyle?!
 Lombak
 20 Ocak 2018 Cumartesi 14:20
-Hangi Allahın kulu Esad rejiminin yaşayacağına inanıyor -Sahi Easd rejiminin yaşayacağına kimse inanmıyorsa bu muhalefet hangi ülkenin çıkarları için kaç çuval dolara yapılıyor? Maaşallah fırıl fırıl dönmek böyle oluyor herhalde.
 Mustafa
 19 Ocak 2018 Cuma 20:15
Yazar yine farkını ortaya koymuş ve söylenmemiş, yazılmamış şeyler söylemekle kalmamış; Suriye ile ilgili en mantıklı analiz ve tespitlerde bulunmuş. Yazar "Suriye''yi öldürün ama hakkını verin" demiş... Bence haklı; Esed''in, dolayısıyla Suriye''nin bükülemeyen bileğini öpmek yaraşır delikanlı adama
 Zafer Zafer
 19 Ocak 2018 Cuma 15:42
Benim de dediğiniz gibi hain(!) olasım geliyor Sn.ÖZDEMİR, aynen MUSTAFA KEMAL gibi...
 Fikret Aslan
 19 Ocak 2018 Cuma 14:53
Tarihte kim hain kim kahraman onu bilemem çünkü o dönemde yaşamadım ve o döneme ait arşivlerin bir çoğu halkımızla paylaşılmış değil ancak günümüzde kim hain kim kahraman çok iyi biliyorum.... İşin doğrusu geçmiş beni ilgilendirmiyor, ben günümüzün tartışılmasını istiyorum, bence geçmişi irdeleyen Otoriteler iyi niyetli değil, geçmişi irdeleyerek günümüzde yaptıkları hainliklerin üstünü örtmeye çalışıyorlar yani hedef şaşırtıyorlar. Geçmişte yapılan hainlikleri cezalandıramayacağımıza göre ne çok boş beleş işlerle uğraştığımızın farkına vardığımız anda herşey güzel olacak bence.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz