MENÜ
İzmir 13°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Krize hazır olmak
Harun ÖZDEMİR
YAZARLAR
24 Mayıs 2018 Perşembe

Krize hazır olmak

2008’de ABD’de tarihin en büyük iflası yaşandı. Medyada “Mortgage krizi” olarak geçen konu, gerçekte “Future Türev Vadeli İşlemler Piyasası”nda ortaya çıkan bir krizdi.

Öncelikle şunu belirtmek gerekir:  

Vadeli İşlemler Borsası’ndan işlem gören senetlerin Türkiye’de satışı ABD tarafından yasaklanmıştı. Eğer “Eyy ABD, Türkiye özgür bir ülkedir, bütün dünyada alınıp satılan senetleri biz Türkler neden alamıyoruz, bunu bize nasıl yasaklarsın!” gibi bir hava estirmiş olsaydık, olabilecekleri düşünmek bile istemiyorum! 2001 krizinden henüz çıkmakta olan Türkiye, tarihinde görmediği çöküşü iliklerine kadar yaşardı. 

Emperyalist ve hain ABD, bu senetlerin Türkiye ve İsrail’de satışını yasaklamıştı!

***

Başlangıçta Türk yetkililer, ABD’nin en zengin şirketlerinin hisselerini alamayışımızı 2001 krizine yordu. Ve ABD dünyada en çok işlem gören senetleri bizlere layık görmüyordu… diye düşündü.

O günlerde Türkiye’ye akl-ı selim hâkimdi. Kimse tek başına karar alamıyordu.

2002’lerde anlam verilemeyen bu yasak, 2008’de Türkiye’nin kurtuluşu oldu.

Haberimiz bile olmadan kurtarıldığımızı kıyamet koptuktan sonra anlayabildik.

TÜSİAD’ın çok kıymetli üyeleri, ABD’nin yasağını aşmak için 35 milyar doları yurt dışına çıkararak Vadeli İşlemler Borsası’ndan senet almışlardı.   

2008’de 35 milyar dolar kaptıran TÜSİAD’ın değerli üyeleri o gün bu gündür ters köşe…

***

Dünyanın yaşadığı en büyük krizde Türkiye’yi koruyan ABD, acaba bugünlerde ete ve kemiğe bürünen krizde de bizi korur mu?

“Osmanlı tokadı” yanlış oldu dersek bize acır mı?

***

2008’in ilk aylarında yapılan açıklamalara göre Çin’in zararı 2 trilyon dolar, Arap Emirliklerinki ise 2.5 trilyon dolardı. Almanya 600, Fransa 450, İngiltere 500, Japonya 600, Rusya 450 milyar dolar kaybetmişti...  

Bir yıl sonra ise krizin dünyaya maliyetinin 30 trilyon dolar olduğu açıklandı.

2008’de üç kuruş birikimi olan bütün devletler bi güzel soyulurken Türkiye ve İsrail neden korundu?

Bilen var mı?!

Türkiye 2018’de iyice hissedilen ekonomik krizde de koruma altına alınacak mı?

Alınacağına ilişkin görünürde ve duyulurda bir işaret var mı? 

2002’de ABD; Türkiye ve İsrail’i yasa ile koruma altına aldığında da iktidarda Ak Parti vardı, bugün de Ak Parti var!

Türkiye’de ve dünyada ne değişti ki, Türkiye batarken kimsenin kılı kıpırdamıyor?

Dünya para piyasalarını kontrol edenler de değişmedi. O gün de para Yahudilerdeydi, bugünde Yahudilerde!

Mutlaka bir şeyler değişmiş olmalı ki, kimse bize bedavasından akıl bile vermiyor!

Ne değişti, bilen var mı?!

***

Türkiye; 2002’den Aralık 2016’ya kadar sadece İstanbul’daki inşaat şirketlerine 52 milyar (eski para ile katrilyon) TL kredi kullandırmış.

Son 17 ayda ne kadar kullandırıldığını resmi makamlardan öğrenemedik. Konut kredilerinin faizlerinin düşürülmesi, ödenemeyen kredilerin uzun vadelere yayılması…nın bankalara ve genel olarak ekonomiye ciddi bir maliyetinin olduğunu bilmek lazım.

Çok değerli ekonomistlerin ve siyaset adamlarının “üretim ekonomisi”… diye diye dillerinde tüy bitti!

Asıl duyması gerekenler ise gayrimenkul rantından elde etmeyi düşündükleri kazancı maksimize etmeye çalıştılar.

Şimdi konu gelip dayandı “parlak bir mazeret” uydurup halkı ikna etmeye!

Önümüzde seçim var!

FETÖ dersek inanan olur mu?! Sanmam!

Saman ithalatına bağlasak? Buna çocuklar bile güler!

Hain Kılıçdaroğlu!” dersek? Adamı evliya mı yapmak istiyorsunuz; bu hiç olmaz!

25 Haziran’da faizi de dövizi de hatta enflasyonu da düşüreceğim” dedik henüz anket sonuçları gelmedi. İnanan olmuş mudur, bunu ben bile bilmiyorum!

İyisi mi “Kandırıldık!” Diyelim!

Halk kandırıldık sözünü çok sevdi.

Tamam, kandırıldık diyelim!                           

***

2008’de yaşanan krizde Mortgage‘ın yani konut kredisinin payı 1.5 trilyon dolardı. Oysa zarar 30 trilyon dolardı. Sonunda görüldü ki, bu büyük sahtekârlık Vadeli İşlemler Borsası üzerinden işlenen akıl almaz bir suçtu.

Görünen o ki Türkiye 2008 krizinden hiç ders çıkaramamış!

Üzülerek ve kahrolarak belirtmeliyim ki Türkiye dünyaya acı bir gerçeği daha öğretmek üzere:

Üretim ekonomisine ayırması gereken tüm kaynakları inşaat sektörüne kullandırarak büyük bir yanlış yapmış.  

Türkiye bu krizden çıkmak için nelere katlanmak zorunda kalacak, tüm dünya bunu canlı yayınlarda kah gülerek, kah ağızlar açıkta izleyerek öğrenecek!

                                                                                     

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Bornovalı
 28 Mayıs 2018 Pazartesi 12:44
T.Özal yanılmıyorsam bir büyük yanlış yaptı (şort ile askeri denetledi-hotlayacak olan terörün boyutunu anlayamadı) ve bir doğru yaptı, İhracat Rejimi- Türk Lirasını Koruma Kanunlarını basitleştirdi- kullanabilir hale getirdi--Bu sayede makina-fabrika ithal edildi-Çok yerde fabrikalar kuruldu- döviz tahsilatı arttı. İnşaata yönelmeyi bilmiyormuydu ? Tercihi sanayii üretimi- ve ihracat oldu. İnsanımız sanayii tanıdı.
 Harun Özdemir
 25 Mayıs 2018 Cuma 09:25
Sayın Kayahan, Serbest piyasadan yanayım, senin gibi. Ama sadece İstanbul'la 70 milyar TL'ye yakın inşaat kredisi kullandırmanın serbestlikle ve piyasa ile nasıl bir ilgisi olabilir? Bu olsa olsa diğer sektörlere kulak tıkayıp kaynakları hükümet marifetiyle belli inşaat şirketlerine aktarmakla olur. Dünyanın hangi döneminde ve ekonomisinde ülkenin "piyasa ekonomisi" modelinin bir gereği olarak yatırım bütçesinin çok büyük kısmı lüks inşaatlara aktarılmış... İstanbul, Ankara, Antalya, Bursa... gibi büyük şehirlede rantın çok yüksek olduğu yerlerde yasaları çiğneye çiğneye "ihanet" denebilecek inşaatlara kredi kullandırmak neyin nesidir? Tarım arazilerinin boş halini seyre dalıp samanı, sarımsağı, eti, bakliyatı... ithal etmek... döniz darboğazındaki bir ülkeye nasıl bir hizmettir? Özel sektörün üretmediği ama ülkenin ihtiyacı olan ürünleri devlet desteği ile üretmek ekonomiye müdahale midir? Piyasanın içinde olan bir iş adamı olarak ülkenin tüm kredi olanaklarını yandaş müteahhitlere aktarmak hangi ileri ekonomi modelinin gereğidir, modellemesini temel kavramlarla açıklarsanız bizleri de okuyucuya yanlış bilgi vermekten kkurtarmış olursunuz...
 Hüseyin Kayahan
 24 Mayıs 2018 Perşembe 17:17
Sevgili hocam Türkiye de serbest ekonomi var. Bankaların kredileri her türlü müteşebbise açık. Benim gördüğüm her çeşit teşvik de var. Ne yapmak lazım? Ekonomiye müdahil mi olalım? Müteahhitlik hizmetleri yapılamaz mı diyelim? Yoksa devlet olarak yeniden sanayi ve tarım üretimine mi girelim? Önce sosyalizm sonra da kominizm mi diyelim? Ben varım sen de var mısın?
 Fikret ASLAN
 24 Mayıs 2018 Perşembe 14:55
80 yaşındaki babam artık yaşlandığını kabul ederek 2017'de sahibi olduğu eski arabasını satmaya karar vererek 30.000.-TL'ye sattı ve beni aradı. "oğlum bu parayı ne yapayım" dedi. Bende Dolar al dedim. Dolar 2.92'ydi. 10.000. dolar aldı, sonra dolar 3.40'a çıkınca beni aradı, "ben bu gavur parasını bozduracam" dedi. Bende niye dedim, dediki "Tayyip öyle diyormuş" bende hayır bozdurma, onlar kendi birikimlerini dolar yapıp millete bozdurun diyor. Sakın bozma dedim. Ama onun için Tayyibin sözü daha kıymetli. Doları 3.40'dan bozdu. Bugün dolar an itibariyle 4.81. Yani babamın kısa vadede tam 14.100.TL zararı var. Bugün Tayyip yine açıklama yapmış dolarınızı bozdurun diye. Babamı aradım "baba doların varsa bozdur Tayyip öyle diyor" dedim. Babam "oruç ağzımla beni küfre sokma kapat telefonu" dedi. Belliki babam da ekonomik krizden etkilenmiş ama hala Tayyipçi. Doları olanlar kılını kıpırdatmyor, çünkü işlerine geliyor. Benimde işime geliyor çünkü Tayyibi dinleyenler doları 3.40'dan bozdurdukları için seviniyorum. Müstehak olmuş. Oh olmuş. Daha beter ol Baba.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz