MENÜ
İzmir 13°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Kuran-ı Kerim’de Türkler ve Atatürk
Cumhur BULUT
YAZARLAR
11 Eylül 2017 Pazartesi

Kuran-ı Kerim’de Türkler ve Atatürk

Gel bakalım Kerameddin, nasılsın ne var ne yok?

Bizi boşver ağabey, asıl siz nasılsınız, merak içindeyiz, külahlı delilerin bir saldırısı olmadı değil mi size?

Yok be aslanım, onlara bakacak olursak halimiz yaman, değerlerimiz curcuna… Elin raporlu delisi de, Müslümanlıktan bi’haber siyasal İslamcısı ve bilumum örgütçü de vız gelir bize!

Geçen yazdığınız yazı çok etkili oldu ağabey! Tarihle kavga edilmeyeceğini, İslam’la Türklüğün zıt şeyler olmadığını, aramızda etnik ve mezhepsel ayrılıkçılığın olamayacağını ve daha birçok şeyi öğrendik yazınızla.

Sahi ağabey, Kur’an-ı Kerim’de biz Türkler geçiyor muyuz? Neydi hangi ayetti?...

Geçiyoruz elbet Kerameddin, geçmez miyiz?... Hem de herkesin geçtiği kadar! Anlatayım sana; önce basit yoldan Kur’an-ı Kerim’i anlayalım… Rabbimiz, Kutsal kitabımızda verdiği örneklerde yani kıssalarda herkese mesaj verir. O yüzden Kur’an-ı Kerim’de tarih anlatımı yoktur. Surelerdeki kıssalarda “Anlayalım ve öğüt alalım" diye “mesele” nin özü, değerler, ilkeler ve ölçüler verilir. Sonra da bu değerlere uyanlar ve uymayanlar hakkındaki hükmün ne olduğu anlatılır.

İşte Maide suresi 54’de böyle bir ayettir. İstersen şimdi ayetin Türkçe anlamına bakalım, yolumuza öyle devam edelim;

"Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse, bilsin ki Allah yakında öyle bir toplum getirir ki, Allah onları sever, onlar da Allah'ı severler; müminlere karşı yumuşak, kâfirlere karşı da onurlu ve şiddetlidirler; Allah yolunda mücahede eder, hiçbir kınayıcının kınamasından da korkmazlar. Bu, Allah'ın bir lütfudur, onu dilediğine verir. Allah, geniş ihsan sahibidir, her şeyi çok iyi bilendir."

Kutsal Kitabımızda “inzar” ayetleri olarak sınıflandırılan bu ayette, Müslümanların dikkati çekilmiş, yaptıkları ve yapmadıkları fiillerden dolayı nasıl bir hükümle karşılaşacakları Allah tarafından kendilerine beyan olunmuştur. İşte “inzar” da uyarı, ikaz demektir!

Biz Türklerin geniş kitleler halinde İslam’la şereflenmesi 10 yüzyılda başlar Kerameddin. Yani Efendimizin Risalet’e başlamasından üç yüzyıl sonraya… Bu üç yüzyıl içinde sen de çok iyi bilirsin ki İslam Âleminde zaferle birlikte bir o kadar da üzücü olay ve sıkıntı yaşanmıştır. Hele hele son dönemlerinde… Ehlibeyt eza ve cefa görmüş, İslam’ı yayma yani fütuhat durmuş, sapık mezhepler ve yalancı peygamberler türemiş yani bir bakıma boşluk dönemi başlamıştır.

Büyük lütuf sahibi Cenab-ı Allah da ezeli ve ebedi bilgisiyle bu akamet dönemi için her an olduğu gibi önceden kullarını uyarmıştır, nasıl hükmedeceğini bildirmiştir. O döneme kadar İslam’ı taşıyan Arapların yerine Araplardan olmayan öyle bir kavimi, toplumu, yani milleti İslam’ın sancaktarlığına getirmiştir ki; “Allah onları sever, onlar da Allah'ı severler; müminlere karşı yumuşak, kâfirlere karşı da onurlu ve şiddetlidirler; Allah yolunda mücahede eder, hiçbir kınayıcının kınamasından da korkmazlar.” İşte bu kavim, bu toplum yani bu millet de hiç şüphesiz Türklerdir. Çünkü gerçekten Türkler, bu dönemden sonra İslam’ın hadimi, sancaktarı ve devleti olmuşlardır. Allah yolunda mücahede ve mücadeleden hiçbir zaman geri durmamışlar, zulme ve zalime karşı savaşmışlar; Müslümanlara ve mazlumlara karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı da zorlu, onurlu ve şiddetli olmuşlardır… Kimsenin kötü sözüne kulak asmamış, fitneye imkân vermemiş ve temiz Müslümanlar olarak her şart ve zeminde çalışmaya devam etmişlerdir… Bu ise, Allah’ın bir lütf-u inayeti, mevhibesi ve ihsanıdır. Her şeyin Hâkimi olan Rabbimiz bu şerefi bize ihsan etmiştir, Kerameddin. Çünkü Rabbimiz her şeyi hakkıyla bilen sonsuz Kudret ve Azamet sahibidir.

Sevmiş işte Kerameddin, Rabbimiz bizi sevmiş, inşallah da bu sevgi bitmez!… O yüzdende her türlü zorlukta imdadımıza yetişmiştir. İstanbul’u fethederken de, çölü geçerken de vatanın her karış toprağı işgal altındayken de bize yardım etmiştir. Türk Milletine güçlü bir iman, birlik ve dirayetli devlet adamları nasip etmiştir. Kutsal yolda bize hep zafer vermiştir. Bunu görmeyen, görmezden gelen cahil takımı için söylenecek söz çoktur. Ama anlamazlar!

Atatürk de işte Büyük Türk Milletinin başında emsalsiz zaferler kazanan, baş eğmeyen ve onurumuzu bayraklaştıran atamızdır! Ona laf söylemek milli şuurumuza saldırmaktır. Değerlerimizi yok etmektir… Atatürk’ün şahsında Türklüğe saldırmaktır!

Şimdi Atasına söz söyleyen nerededir ve kimlerdir Kerameddin, neye hizmet eder ona bakmak lazım? Kendini tanımayan, küçük gören, Türk kimliğini yok sayan kimdir, kime hizmet eder, bunu çok iyi anlamak lazımdır?

Bir daha söyleyelim, Rabbimiz bize lütfettikçe her türlü zorluğu aşarız, aşacağız! Gemileri karadan, atları denizden yüzdüreceğiz! Çölleri ordularla aşacak, yedi düvel denilen vahşi-sömürgen batılıları yere serecek ve emperyalizm karşısında yine şahlanacağız!

Gören gözlerimiz açık olsun; Hz. Kur’an’ da da geçeriz, Peygamberimizin hadislerinde ve övgüsünde de oluruz… Sinan da oluruz, Itri de… Yunus da bizim, Hacı Bektaş da Pir Sultan Abdal da…

Oğuz Han da bizim, Alparslan Han da; Ertuğrul Gazi de Mustafa Kemal Atatürk de…

Ve biz…

Gerisini de sen söyle, sen yaz Kerameddin, çünkü gönül zenginliğinin ve yükselmenin senin için hududu yoktur!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Nurşen'e Öneriler
 12 Eylül 2017 Salı 15:56
Bu konu üzerinde çokça çalışılan alandır. Elmalılı Hamdi Yazır ve Ömer Nasuhi Bilmen bu konuda en önemli referanslardır. Müstakil olarak da başta önemli tarihçilerimizden İsmail Hami Danişmend "Türk Irkı Niçin Müslüman Oldu", Mehmet Doğan'ın "Tarih ve Kuran Gölgesinde Türk'ün Muhasebesi" adlı eserler gibi müstakil eserler vardır. Bunlar dışında da onlarca eser bulunmaktadır
 Nurşen Gediz
 11 Eylül 2017 Pazartesi 13:47
Sayın yazar bu konu ile ilgili olarak kaynak verrir mi? okumak isteriz. bu konu biliniyor mu yani?
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz