Kurumsuz, kuralsız ve isimsiz demokrasi!

Defalarca yazıp söyledim. Şüphesiz başkaları da yazıp söylüyor.

Demokrasi, kurumlar ve kurallar rejimidir.

Milli Şairimiz Mehmet Emin Yurdakul, “Şairleri haykırmayan bir millet, sevenleri toprak olmuş öksüz çocuk gibidir” diyor. Buradaki “şairleri” kelimesini geniş yorumlayıp tüm demokratik kitle örgütlerini anlamak gerekir… Böylece eğer bir rejimde demokratik kitle örgütleri yoksa veya işlevsiz ise o rejim asla “demokrasi” değildir…

Son zamanlarda bazı ve çok önemli kurumun isimlerinin başındaki “Türk” veya “Türkiye” kelimelerinin kaldırılacağına dair hazırlıkların olduğuna dair haberler var… Mesela Türkiye Barolar Birliği’nin başındaki  “Türkiye” kelimesi kalkacak. Daha buna benzer 18 kurum ve kuruluşun başında yer alan “Türk” ve “Türkiye” kelimelerinin kalkacağına dair yasa çalışmaları yapıldığı söyleniyor.

Bunun bir izahı var mı? Aslında asla bir sürpriz değil. Çünkü yıllar yılı söylediğimiz “Andımız” kaldırılmadı mı? Bazı kurumlardan “TC” kaldırılmadı mı? Şimdi de İstiklal Marşımız’la ilgili çeşitli söylentiler dolaşmıyor mu? Hatta “İlahi” tarzında bestelenip okunmadı mı?

Hazırlıklar gerçekleşirse ortaya çıkacak garip durumu düşünebiliyor musunuz?

Mesela uluslaraarası bir toplantıya Türkiye Barolar Birliği davet ediliyor. Ve hatta söylentilere bakılırsa bu tarz davetlere katılmak bile Adalet Bakanlığı’nın iznine tabi olacak… Bahse konu toplantı başlıyor ve katılan barolar tanıtılıyor.

Alman Barolar Birliği.

Ukrayna Barolar Birliği,

Brezilya Barolar Birliği

Ve sıra bizimkilere geliyor.

Takdimi yapan ne diyecek?

Burada bir Baro var ama ülkesi belli değil.

Böyle şey olur mu? Bunu sadece Barolar için düşünmemek gerek. Bütün kurum ve kuruluşlarımız için düşünmeliyiz ve doğacak garip sonucu tahayyül bile etmek dehşet verici.

“Türk”, “Türkiye” ve “Atatürk” kelimeleri aynı zaman da ortak paydalarımızdır.

Anayasamız açık bir biçimde “Bu Devleti kuran ahaliye Türk milleti denir” demektedir.

O halde:

Belirtilen kurum ve kuruluşlarımızın başında bulunan “Türk”, “Türkiye” ve “Atatürk” kelimelerine asla dokunulmamalıdır. Bu bir “mensubiyettir” ve “aidiyettir”… Bu kavramlar milletimize gökten zembille inmemiştir. Bu uğurda kan dökülmüştür, ter dökülmüştür, gözyaşı dökülmüştür. Bu uğurda bugün dahi kan, ter ve gözyaşı dökülmeye devam etmektedir.

Bu ve benzer konularda makam ve mevkii ne olursa olsun herkesi her türlü politik düşüncelerden uzak sağduyuya davet ediyorum…