MENÜ
İzmir 17°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Little Boy-Minik Oğlan
Ayda ÖZEREN
YAZARLAR
8 Ağustos 2020 Cumartesi

Little Boy-Minik Oğlan

Minik oğlan…

Saf…Anasının kuzusu, babasının veliahtı…Umut…Gelecek…

Tek derdi bir topun peşinde olmak, dondurma yalamak, kırmızı bisikleti sürmek, ağaca tırmanmak, meyveyi ısırarak, elleri yapış yapış, suyunu üstüne başına akıta akıta, ağzını şaplata şaplata yemek olan minik bir oğlan çocuğu...

Nasıl 140 bin kişinin katili olabilir?

İnsanlık tarihinin en utanılacak en büyük kara lekesi “Hiroşima Patlamasına” sebep olan B-29 bombardıman uçağından bırakılan uranyum-235 tipi bombanın ismiydi Little Boy. (minik oğlan)

“Minik oğlan” 10 yaşındaki hem cinslerinden yaklaşık 2 kat daha büyüktü. 

“Minik oğlan” Hiroşima’ya 43 saniyede düştü ve 600 metre yükseklikte patladı.

“Minik oğlanın” düştüğü noktanın 500 metre çapındaki daire içinde kalan insanların yüzde doksanı saniyeler içerisinde öldü.

“Minik oğlan”ı Hiroşima’ya atan uçağın ismi “Enola Gay” uçuran pilot Paul Tibbets’in annesinin ismiydi. Pilotla yıllar sonra yapılan röportajda hiçbir pişmanlık duymadığını, görev verildiğinde yine yapabileceğini belirttiğinde 89 yaşına gelmişti. Ölümüne sebep verdiği “Shinici” isimli minik oğlan en sevdiği bisikletiyle gömüldüğünde sadece 3 yaşındaydı…

“…bebek olan kardeşim öldü. Ertesi gün ablam öldü. Odun toplayıp yaktık bedenlerini…Her taraf ölü doluydu zaten…ne doktor vardı ne din adamı…Annem çok üzgündü kendi elleriyle çocuklarının cesetlerini yakmıştı…on gün sonra annem öldü…”

Hibakusha’ların anılarından…Atom bombasından kurtulanlar böyle adlandırılıyor ülkelerinde…

Usta şair Nazım Hikmet Ran, Hiroşima’ya atom bombası atıldığında sadece iki yaşında olan ve her hangi bir sağlık sorunu yaşamayan, ancak 12 yaşına geldiğinde birden hastalanan ve kan kanseri teşhisi konulan Sadako Sasaki anısına “Kız Çocuğu” adlı şu şiiri yazmıştı.

Dünyaca ünlü piyanistimiz Sevgili Fazıl Say da bu duygu yüklü umutsuz haykırışı muhteşem notalarına, gözyaşlarını titreten ezgilere dönüştürmüştü.

Kapıları çalan benim

Kapıları birer birer.

Gözünüze görünemem

Göze görünmez ölüler.

 

Görünmüyor ölüler…

İlkokula giden çocukların  “Sayı fasulyeleri”  gibi rakamdan ibaret kaybedilen canlar… 20 şehit, 150 bin kayıp, 3 milyon ölü…

**

Hiroşima’da öleli

Oluyor bir on yıl kadar.

Yedi yaşında bir kızım,

Büyümez ölü çocuklar

**

Büyüyemeyen ölü çocuklar, akıllanmayan siyasetçiler, engellenemeyen açgözlülükler, rahat durmayı bi türlü öğrenemeyen medeniyetler…

**

Saçlarım tutuştu önce,

Gözlerim yandı kavruldu.

Bir avuç kül oluverdim,

Külüm havaya savruldu.

**

İnsanlığın külleri havaya savruluyor, iyiliklerin, güzelliklerin, sanatın, doğanın  değeri bilinmiyor…Kötü olan kazanıyor. Güçlü kendini dev aynasında görüyor. Haksız kazançlar haklı masumane mücadeleleri umursamıyor…

Her şeyin bir fiyatı var, insan hayatı ise en ucuz olanı…

**

Benim sizden kendim için

Hiçbir şey istediğim yok.

Şeker bile yiyemez ki

Kâat gibi yanan çocuk.

**

Çocukların çığlıkları hep daha iyi bir Dünya için…Bir tatlı huzur için…Korkusuzca gözlerini yumabilecekleri huzurla uyuyabilecekleri yıldızlı bir gökyüzü için…

Bir avuç şeker tadında Dünya için…

Barış demek şeker demek… Barışın adı şekerin tadı…

Renk renk karamelli, vişneli, naneli, çilekli, limonlu bazen acı tatlı, bazen kahve aromalı…

Birbirinden farklı ama ayrımı olmayan “keşfedilmek üzere” heyecanla jelatinlerini açıp sürprizlere hazır olduğun avuç avuç kucakladığın zıtlıklar

Aynı anda ağzının içinde patlayan farklı lezzetler…

**

Çalıyorum kapınızı,

Teyze, amca, bir imza ver.

Çocuklar öldürülmesin

Şeker de yiyebilsinler.

**

Ne dil, ne din, ne ırk, ne soy, ne yaş, ne tahsil, ne sınır, ne para, ne cinsiyet…

Şekerimi ver, renk renk tat tat…

Ağacımı ver, kuş seslerimi, yayladan esen rüzgârımı, dağdan gelen temiz suyumu ver…

Nefesimi ver, kahkahamı ver, önyargılarınla kirlenmemiş düşüncelerimi ver…

Şarkılarımı ver, balonumu uçurtmamı ver…

Barışımı ver, huzurumu ver, hayata karşı güvenimi geri ver…

Ama içinde çocuk geçen bir bombayı istemem…

Ne geçmişte ne de gelecekte bir bomba olarak anılmak istemem…

Geçmişten ders alacak ben değilim…

Geçmişim ne ki bu dünyada! Daha yeni geldim…

Bana GELECEĞİMİ ver...

Bana Hayallerimi ver…

 

Müzik Önerisi : Kız Çocuğu _ Nazım Oratoryosu Albümü -Fazıl Say / Gökçe Çatakoğlu / Nazım Hikmet Korosu

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Nilbanu Ercan
 15 Ağustos 2020 Cumartesi 10:00
Hayat devam ettikçe ne yazık ki bu hep böyle olacak:(
 Sami
 9 Ağustos 2020 Pazar 00:35
Kimse çocukların da büyüklerin de ölmesini istemez. Yanlız şunu da görmek gerek. Japonya 2. Dünya savaşında çok militarist ve çok acımasızdı. ABD ye onlar saldırarak savaş açtı ve hitler ile dünyayı paylaşmayı amaçlamışlardı. Savaşı bir an önce durdurmak için ilk bombayı attıktan sonra bile teslim olmadılar. Pasifik adalarındaki savaşlarda binlerce asker öldü her iki taraftan ve bitmeseydi bombalar sayesinde daha kimbilir kaç kişi ölecekti. Yani kısacası bu tip kararlar kolay kararlar değil. İki berbat seçenekten daha az berbat olanını seçmek zorunda yöneticiler.
 Onur Pekkutsal
 9 Ağustos 2020 Pazar 00:35
Ellerinize sağlık.
 Banu Kınay
 8 Ağustos 2020 Cumartesi 23:47
Acilar da ,mutluluklar da ortak . Çok güzel dile getirmişsin canım. Savaş ,adini çocuğa vermek gibi, büyük ikilem. Iyi niyetli insanlar artmalı .Doğayi koruyan, her çeşit sanata ilgi ve saygı duyan, duyarlı insanlar çoğalmalı. Böylece savaşlar biter belki .......
 Musa Polat
 8 Ağustos 2020 Cumartesi 21:00
Ağzınıza sağlık.Eklenecek ne bir laf nede bir söz.Düşündüğüm ve hayal etiğim dünyamı dile getirdiniz.Sağ olun .İyi ki varsınız.
 Saadet Sökmen
 8 Ağustos 2020 Cumartesi 19:48
Ne güzel yazmışsın .Çok duygulandım .Sevgi dolu insan yüreğine sağlık??
 Hakkı Ertan
 8 Ağustos 2020 Cumartesi 19:21
Nazım''ın dehşet şiiri,dünyanın en büyük trajedisi ve şiir gibi bir anlatım.Bravo.
 Aylin Göktaşlı
 8 Ağustos 2020 Cumartesi 19:14
Kafa Radyoda Sunay Akın da konuştu ama siz yazmışsınız daha iyi
 Bilge Solak
 8 Ağustos 2020 Cumartesi 17:01
Ellerine sağlık Aydacım. ????
 Fatma iclal kiracı.
 8 Ağustos 2020 Cumartesi 16:49
Yazı çok güzel.okurken içim yandı.savunmasiz insanlara.ve her türlü canlıya karşı yapılanları kiniyorum. 75 yıldır sönmeyen bir acı.olayin simgesi olan kız çocuğu gözümün önünden gitmiyor.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz