MENÜ
İzmir 10°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Metin Abi’nin parmak şıklatması!
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
9 Kasım 2017 Perşembe

Metin Abi’nin parmak şıklatması!

İzmir’in kıdemli siyasetçilerinden Metin Öney diyor ki; “Hala siyasi partiler bile anlayamadı. Partimiz iktidara gelince diyorlar. Arkadaş partiniz iktidara gelmeyecek.  Partilerin iktidarı bitiyor. Kim iktidara gelecek? Cumhurbaşkanı”

Bu sözleri okuyunca filmlerden aşina olduğumuz meşhur hipnoz sahnesini hatırladım.  Hipnotize edilen kişinin uyandırılma sahnesini…  İzmir siyasetinin Metin Abi’si geriye doğru saydıktan sonra parmağını şıklatmış “artık uyanın, bendesiniz” diyor sanki.

Metin Abi bu konuşmayı Şube Başkanlığını yürüttüğü Türk Parlamenterler Birliği’ndeki basın toplantısında yaptı. Çok şey söyledi ama konuşmanın en can alıcı yeri burasıydı.
Ey partiler!  Uyanın! İktidara gelen siz değilsiniz.
Artık partilerin değil kişilerin iktidarından söz edeceğiz.
Dahası tek bir kişinin iktidarından…
İşte 16 Nisan’dan sonra yüzleştiğimiz ve de 2019’dan sonra daha beteriyle yüzleşeceğimiz gerçek bu!

Seçimi kazanan kim olursa olsun. Onun iktidarından söz edeceğiz!

Seçilmiş belediye başkanlarının Külli İrade’ye teslim olmak suretiyle ağlaya ağlaya istifa ettirilmesi 2019’dan sonra olacaklara dair bazı ipuçları verse de bir yanımız olan biteni görmezden gelmeyi tercih ediyordu. Yahut 16 Nisan’ı hiç yapılmamış sayıp 2019’dan romantik beklentiler içine girmişti.

Metin Abi işte bu rüyadan uyandırdı bizleri.

Aslında Metin Abi’nin hedefinde 16 Nisan’ın ‘hayırcıları’ varmış gibi görünse de bu tablo en çok da AK Partilileri bozacak gibi görünüyor.
Onlar Erdoğan’ın iktidarına ziyadesiyle aşinalar. Hatta Erdoğan’ın iktidarı onlar için sorun değil, kazanç. (İstifaya zorlanmadıkları sürece)  
Ya seçimi kaybederse?
O zaman n’olacak?
16 Nisan’da kabul ettiğimiz anayasa değişikliği cumhurbaşkanına öyle yetkiler veriyor ki!
Yeni gelen eskinin esamisini bile okutmayabilir isterse… Düşüncesi bile ürkütücü değil mi?
İşin özeti şu. Türkiye Erdoğan’a ve Erdoğancılara alışık da Erdoğancılar seçim kaybetmeye hazır mı?
Bugünün büyük sorusu bu…  

Metin Abi’nin partiler üzerinden vurduğu balyoz,  tozpembe gerçekliğimizi tuzla buz etti.  
Acı gerçekle yüzleştik, soğuk bir duş aldık.

Son 10 yılda öyle çok kurumun, kavramın, düşüncenin içi boşaldı ki!
TBMM mesela…  Yahut TSK!
Neydiler, ne oldular.
Televizyonların 10 Kasım’da Anıtkabir’den yayın yapmasını yasaklamış TSK!
Doğruysa, yazık!  Çok yazık!
TBMM denilince ‘milli irade’ gelirdi akla. O da ‘külli iradeye’ teslim edildi. İçi boşaltıldı. Sayın Vekiller kusura bakmasınlar. İktidar vekilleri ‘el kaldır indir makinesi’ zaten… Muhalefet vekilleri soru bile soramaz hale geldi.  Sorsalar da ciddiye alınıp yanıt alamıyorlar. Müstafi İstanbul Belediye Başkanı Topbaş’ın giderken söylediği gibi… Adam yerine konulmuyorlar.
Eskiden dokunulmazlıkları falan vardı.
Şimdi dokunulmayan kalmadı desek yeri…

Eskiden Vali diye biri vardı. Devlet gibi adamdı. Ciddiyet, adalet ve merhameti birlikte taşırdı.
Şimdilerin valileri iktidar partisinin il başkanından farksız. Hatta kimi illerde il başkan yardımcısı…
Eskiden belediye başkanı vardı. Halk seçer, halk görevden alırdı.
Şimdi halk seçiyor, reis görevden alıyor.

Eskiden aksak da olsa adalet vardı.
Yarım da olsa demokrasi…
Basın biraz olsun özgürdü.
Uğur Mumcular vardı.


Herkesi güldüren, herkesi ağlatan filmler vardı eskiden…  
Herkesi sokağa dökebilen milli takım…
Birlikte kaldırabildiğimiz cenazeler vardı.
Partilerimiz, kahvelerimiz, yollarımız ayrıydı belki ama gönüllerimiz birdi.
Karikatürü yapılan,  güldürü skeçleri yayınlanan, T’ye alınan meydanlarda atıp tutsalar da yuvarlak masanın etrafında canlı yayında konuşabilen siyasetçileri vardı.

Ya şimdi!
Böl, parçala yönet zihniyetinin beslediği toplumsal ve siyasal kutuplaşmanın bizi getirdiği nokta herkesin malumu…
İzlediğimiz kanaldan okuduğumuz gazeteye kadar her konuda öyle derin ayrıştık ki! Şu ampute milliler de olmasa son birkaç yılda birlikte alkış tuttuğumuz hiçbir şey olmayacaktı neredeyse…

Neyse…
Metin Abi’nin parmak şıklatmasıyla nereden nereye geldik.
Çok mu geldi dersiniz?

**
Son dönemde sokakta yanıt vermek durumunda kaldığım iki soru var?
1-İyi Parti ne yapar? Tutar mı tutmaz mı? Kimi böle vs..
2-Şu koskoca İzmir’in bir televizyon kanalı olmayacak mı?

Her ikisine de yanıt vermeye mezun olmasam da dilim döndüğünce bir şeyler söylemeye çalışıyorum. Konunun asıl muhataplarına sesleniyorum.

Bu iki husustaki soru işaretlerini bir an önce kaldırın. Ey İyi Partililer! Bir an önce ete kemiğe bürünün ve de üzerinizdeki perdeleri kaldırın.  Ey İzmir burjuvazisi… Bu kentin televizyon ihtiyacını giderin. Bir babayiğit yok mu koca İzmir’de…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Mazeretsiz
 10 Kasım 2017 Cuma 00:30
Terörün her türlüsüne bu millet tek vücut olur bunda sorun yok.İktidar; iyi niyetimizde hep kandırıldık eyvallah, dünya bizi kıskanıyor tüm komşularla kavgalıyız-ab ve abd dahil eyvallah, biz çok şey yapmak istedik dış mihraklar ve onların içerideki işbirlikçileri engelledi eyvallah.Ne mazeret anlattıysanız eyvallah.15 yıldır iktidardasınız, 2016 referandumunda EKONOMİ nedeniyle millet size mazeret izniniz bitiyor diye uyardı duymamazlıktan geldiniz.Şimdi mazeret izininiz bitti.Ekonomiden bütünlemeye bile kalamadan direkt sınıfta kaldınız.Sakın ekonomiyi bu hale biz getirmedik deyip sorumlu aramayın tek sorumlu sizsiniz.Eylül ayından beri akaryakıt zamları sağanak yağmur gibi,enflasyon,işsizlik,dövizin hali ortada.Mutfaktaki yangın sönmüyor ekonomi bakanları ihracat tarihi rekor kırdı diye bayram ilan ediyor.İhracat artışı %8 ve 11 milyar, ithalat artışı %30.6 ve 31 milyar dolar.Açığa bakın neyin bayramı.2019 seçimlerine muhalefet vaatle iktidar yaptıklarıyla seçmenin karşısına gelecek.Mhp %10 baraj çok demeye başladı Ak Parti gündemde erken seçim yok diyor.Telaşın nedeni anketlerdeki İyi Partinin oy oranı mı? Sayın Özdağ ve ekibi sağlam ekonomi programı ile geldiği söyleniyor.Herşeyin bir ömrü vardır.Ötekileştirme ve ekonomi milletin değişime sıcak bakmasının nedeni.Ben yok biz varız o halde hep beraber bu ülke için herşeyin en güzelini yaparız.
 Lombak
 9 Kasım 2017 Perşembe 12:36
Partilerin iktidarı bitiyor. Ama milletvekili seçimlerinin önemi bence o kadar azalmıyor. Örneğin Cumhurbaşkanı seçilen kişinin partisine aynı ölçüde oy vermezse halk? Yani Tayyip Cumhurbaşkanı ama mecliste genel başkanı olduğu partinin çoğunluğu yok. Bu durum yasama da zorunlu koalisyon getirmez mi? Böyle bir aritmetik olamaz mı? Veya Cumhurbaşkanının partisi sayıca azınlıkta kalır meclisteki muhalif vekiller sürekli Cumhurbaşkanının istemediği kanunlar çıkarırsa? Kanun-KHK savaşları çıkmaz mı? Bu bir meşruiyet krizi çıkarmaz mı? Bence önümüzde çok krizler var. Bunlar için bile biraz erken. Eski tabirle vatandaşta jeton düşmedi henüz. Beni şaşırtan, muhalefet liderlerinden parlamenter sisteme dönüş garantisini hiç birinin vermemesi. Yani Erdoğan'ın kurduğu "tek adamlık" sistemine muhalefet liderleri de talip. O zaman bu neyin seçimi olacak? Muhalefetten birinin "tek adam" seçilmesi ne değişiklik getirecek? Benim de son referandumdan beri merak ettiğim soru bu! Çünkü tek adam seçilen parlamenter sisteme dönüşü gerçekleştirecek mi? Pek sanmıyorum.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz