MENÜ
İzmir 13°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Müebbet aşkla Atatürk’üm
Martı CANITIN
YAZARLAR
20 Mart 2013 Çarşamba

Müebbet aşkla Atatürk’üm

Anaların saçına, eline kına yakıp cepheye yolladığı şehitlerimizi ziyaret ettim dün Çanakkale’de.
Gelibolu’daydım. Uçsuz bucaksız tepelerde gezdim. Her köşesinde, her adımda şehitlerin yattığı Çimentepe’de, Arıburnu’nda, Conkbayırı’ndaydım.



Yere basarken ister istemez tedirgin olduğunuz, son nefesini veren bir Mehmetçik yatıyor mudur diye irkildiğiniz coğrafyada Mustafa Kemal Atatürk’ü ve analarının kınalara boyayarak cepheye gönderdiği evlatları anlamaya çalıştım.

Öyle bir yer ki Gelibolu, tepeler, dağlar, ormanlar her yerde, her karış toprakta yiğit ruhlar geziyor sanki. Mehmetçiğin kanıyla sulanmış ovalar bugün gelincik tarlası olmuş. Her biri ayrı ananın, her biri farklı bir şehrin, kasabanın, köyün evladı olan Anadolu’nun çocukları rüzgarda gelincikler gibi salınıyor sanki.

Gelibolu’da hemen her köşede bir şehitlik var. Her köşede bir mezar taşı. Akın akın ziyaretçiler geliyor Gelibolu’ya. Şehitlerimizi ziyarete. Genci yaşlısı, kadını erkeği, onbinler koşmuş gelmiş.

Gelibolu topraklarında her metrekarede bir şehit yatıyor. Şaşkınlıkla geziyorsunuz. Toprak bu kadar vatan evladını bağrına nasıl basmış diye düşünüyorsunuz ister istemez. Çanakkale Savaşı, İtlaf Devletleri’ne karşı 252 gün boyunca sürdü. 252 bin şehit verdik. Mehmet oğlu Hüseyin - Malatya, İsmail oğlu Nuri – Afyon, Ahmet oğlu Nami Batum … Kütahya, Erzincan, Bursa, Burdur, Afyon diye gidiyor şehitlikler.

1915 yılında savaş gemileriyle, toplarıyla tüfekleriyle Çanakkale Boğazı’nı ele geçirip İstanbul’u almak üzere harekete geçen İngiliz ve Fransızlar’a karşı sürdürülen destansı mücadeleye baktığınızda VATAN kelimesi tokat gibi çarpıyor suratınıza.

Vatan toprağına, gelincik tarlalarına tekrar bakıyorsunuz.

Vatanı savunmak için 15 yaşındaki oğlunun tetik çekecek sağ işaret parmağına kına yakan anayı düşünüyorsunuz.



Günde dört kuru üzüm yiyerek savaşan Mehmetçikleri.

Ah o dört kuru üzüm tanesi.

Buz gibi rüzgarın estiği şehitlikte üzerinde sadece Nevşehir yazan isimsiz mezar taşının yanına konmuş o dört kuru üzüm tanesi.

Hangi el bıraktıysa sizi şehidin başucuna, görenlerin gözünden yaş olup akan üzüm taneleri.
“Çanakkale geçilmez” diye tarihe geçen ve Mustafa Kemal Atatürk’ün Conkbayırı’nda sayıca çok üstün İngilizler’i mağlup etmesiyle son bulan savaşın izlerini sürerken siperlerde anladım her şeyi.

Conkbayırı’nda Mustafa Kemal’in devriye gezen uçaklardan gizlenmek için siperlerin altından geçerek elinde dürbünüyle başını yerden yarım karış kadar dışarı çıkarıp düşmanı gözlediği dehlize bakarken anladım.



Mustafa Kemal’in Conkbayırı tepesinden ovayı bir şahin gibi izlediği yerdeki gizli dehliz kapağına bakıp siperleri inceleyen mavi gözlü köylü amca hayret dolu bir samimiyetle yüksek sesle soruyordu:
“Koca Atatürk buraya nasıl sığmış?” diye.

Yaşı 80’lerdeki amca kar soğundaki Conkbayırı tepelerinde cesaretin ve inancın izini sürerken…
Üzerinde gri cepkeni ve kasketiyle mavi gözlü amca Conkbayırı’nda anlamaya çalışıyordu.

Koca Atatürk buraya nasıl sığmış diye…
Ah güzel amcam, canım mavi gözlü amcam. “Koca Atatürk” derken yüreği titreyen amcam. O Koca Atatürk her bir vatan evladının kalbine sığdı güzel amcam. Koca Atatürk, kalplerimize sığdı.

Cephede Laz, Çerkez, Kürt, Türk demeden can veren şehitlerin, vatan diye kurşuna koşan Mehmetlerin Türkiyesi’nde biz Atatürk’ü kalplerimizde paylaştık. Koca Atatürk’ü kalplerimizle paylaştık…

Mustafamız, Kemalimiz, Atatürk’ümüzü canımıza, kanımıza, kalbimize sığdırdık.

Ey Koca Atatürk
sen ve silah arkadaşların, Mehmetçikler, 15’lik liseliler, kınalı ana kuzuları sizler müebbet bir aşkla kalbimizdesiniz.
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Süleyman
 20 Mart 2013 Çarşamba 10:45
Sevgili canıtın bizim ofisin balkonuna konup duruyorsun, çok seviniyoruz...ancak bir türlü fotoğrafını çekemedik...sana koyduğumuz simitleri alıp kaçma hemen bi sohbet edelim:)))
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz