MENÜ
İzmir 14°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Mümkün mü unutmak güzelim neydi o akşam
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
15 Haziran 2019 Cumartesi

Mümkün mü unutmak güzelim neydi o akşam

Bu hafta hastane koridorlarında geçen gündüzlerin sonrasında öyle bir akşam yaşadık ki Kızlarağası Hanı’nda… Başlığımız tam da durumu anlatıyor. 33. Uluslararası İzmir Festivalinde, “Soprano/ Bas / Allaturca- Yeni Yorumlar” konseri hafızamızda unutulmayacak bir noktaya yerleşti bile… Öncelikle Soprano Oya Ergün’e, Bas Alpaslan Mater’e ve bu geceyi her şeyi ile hazırlayan Nihat Demirkol’a teşekkür edelim.

Nihat Demirkol üstadın yazdığı “Meraklısı İçin Notlardan” öğreniyoruz ki repertuvar, sert, keskin ve parlak tavrıyla, eşlikten fazlasını üstlenen piyanoyu, dinleyiciye, yeni bir resim olarak takdim ederken, “gelenekten geleceğe uzanan şâheserler”in lezzetinden asla vazgeçmiyor... Onları, Soprano rengiyle, başka bir ses tekniğinin evrensel rüzgârıyla yelpazeliyor... Aynı tekniğin Bas renkleri ise, Türk Müziği repertuvarına, “makam ve usûllerin sırça köşkü”ne dokunmadan, ama özgün bir bakış açısıyla bestelenmiş yeni “soluklar” ekleyebilmeyi düşlüyordu.

Konserin birkaç zirvesinden söz etmek gerek… Kızlarağası Hanının avlusundaki izleyiciler arasında eşi Belgin Hanımla birlikte oturmakta olan Prof. Dr. Murat Tuncay’ın Can Baba’ya Selâm…”  şiiri üzerine yapılmış çalışma bu zirvelerin ilkiydi. Şarkı, kulakları, “fasıl tavrı”na hazırlamak üzere, Tanburî Cemil Bey’e ait “ŞedarabânPeşrev’in, ilk üç notası” ile başladı.

Can Yücel demiş ya “Baykuş aslen bir hatundur bakmayın baylığına. Mekânı cennet ola, makâmışattaraban. Her mendakkadukkada bir dokuz doğuran”…  Murat Hoca’nın şiiri, Nihat Demirkol’un bestesi ve Alpaslan Mater’in yorumu bu şiiri benzersiz bir noktaya taşıyor idi.

Notlardan: Şarkı, bitmeden önce; son bir gayret ile, “Can Baba”nın anısına, “dobra dobra” celâllendi... Şedarabân makamının târifi biter; Mistik bir saygı duruşu hissedilir. Tempo ve ezgi ile tekrar başa dönüldü… “Mekânı cennet ola, makâmışattaraban” denilirken, “Şedarabân Saz Semaîi”nden, “teslim hânesinin son iki ölçüsü” duyuldu…

***

Ah Ünal Ersözlü kardeşim sen de o gece orada olmalıydın.

Ünal Ersözlü’nün Aşk-ı Hakiki kitabından “Yaprak Dökümü” şiiri öyle güzel yansımıştı ki notalara…

Notlardan: Bestecinin, “murabba” olarak algıladığı dizelerde; “Saatli Maarif Takvimi’nin tik-tak’ları”, daha “yaprak dökümü”nün sessizliğinde başlar ki, burada “mağlubiyet” ; farklı bir ezgiyle vurgulanır. İkinci bölümde, “yalan”, artık “nilüfer”i temsil etmektedir. Akış, bilinen hüznü korurken, Irak perdesi, bu kez, “inanç ve dualar arasında” zikredilen beklentiye tesadüf eder.Terennüm kısmı; şiirde olmayan bir ayrıntıdır. “Aşk-ı Hakiki”ye bir göndermedir. Sözler bitmiş; duygu tükenmemiştir. Besteci, (Türkiye’nin zor yıllarına ait) “söylenemeyenler”i, terennüm ile anlatmayı dener…

***

“...Gülden güzel kokan Arnavutköy çileği ve asma yaprağına sarılı barbunya ızgarasıyla gelir Haydarpaşa garının büfesinde bahar...”

Nazım’ın adeta delisi olduğum bu satırları karşımıza Haydarpaşa Tangosu olarak çıkmaz mı?

Notlardan: Buna rağmen Hasan Şevket rakıyı bir tek dilim beyaz peynirle içiyordu ve saat on sekizi otuz sekiz geçiyordu...” nakaratı, kalabalık peronda; Haydarpaşa’dan, saat tam 19:00’da kalkacak olan “Anadolu Sürat Katarı”nın dumanında oynaşan sosyal, siyasal ve ekonomik çelişkileri, tekrar tekrar gündeme taşır. Besteci, Türk şiirinde, “Arnavutköy çileği için, bu şiirdeki gibi, emsalsiz bir koku tarifi bulunmadığı hayranlığı”ndan yola çıkmış olsa da; (aslında) yakın gelecekte, “Haydarpaşa garı’nın büfesinde bahar”ın nasıl geleceği kaygısını bestelemiştir. (Bestenin ilk seslendirilişiymiş)

***

Gecenin şarkıları arasında elbette karşılaştırma yapmak istemiyorum. Ama -bence- en çok alkışı Oya Ergün’ün Rakım Elkutlu’nun bestesine Demirkol’un getirdiği yorum aldı. Yazımıza da başlık oldu zaten: Mümkün mü unutmak güzelim neydi o akşam / Rüya gibi, hülya gibi bir şeydi o akşam/ İçtik kanarak bir ezeli, meydi o akşam / Rüya gibi, hülya gibi bir şeydi o akşam…

***

Ve notaları Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’e armağan edilen Nihat Demirkol’un bestesi Lavanta Tangosu…

Notlardan: Bestenin sözleri, 2018’de, Turgut Köyü’ndeki lavanta bahçesinin hasadını izleyen günlerde, “Sakin Şehir” Seferihisar için yazılmış ve "başka bir tarım mümkün anlayışıyla çıkılan yolculuğun anısına”, dönemin Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer’e armağan edilmiştir.  

2019 Ocak ayında, şiire ikinci bölüm eklenmiş ve güfte, Mart 2019’da, 33. Uluslararası İzmir Festivali için bestelenmiştir. Akdeniz kökenli bir bitki türü olan Lâvantanın, “zaman ve mekânda çağrıştırdıkları”, aslında, biraz da bilinmeyen bir yelin alıp götürdükleri, “hasret kaldıklarımız, bırakıldıklarımızdır...” …. Bestede, Lavânta, başka kokulara benzemez ! Çünkü o, kaybolan inceliğin kokusudur... Envaî olan biraz da hercaîdir... Nakaratın içine gizlenmiş feryat, işte biraz da bunu anlatır. “Kendine (her karanlıktan) bir sabah bulacak” kadar aydınlık ve hattâ parlak bir umut, kararlılık ve özgüveni de yedeğine alır; “heves”, zaman zaman “nefes” ile yer değiştirir.

Bu konserin yinelenmesi için ben de çalışmaya başladım. Daha geniş kitlelere ulaşması için de bu eserlerin bir CD olarak yayınlanması şart.

Teşekkürler kentimizin kültür hayatını derinleştiren bu girişim için İKSEV’e, Demirkol’a… 

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Abidin Demirkaya
 15 Haziran 2019 Cumartesi 13:44
Orada olmamakla birlikte ustad Demirkol ve diğer muhteşem solistlerin yaşattığı dinletinin ne kadar büyüleyici olduğunu tahmin ediyorum ve bu geceyi de siz en muteber kelime ve cümlelerle en güzel şekilde anlatmışsınız. Bu arada İzmirli, unutulmaz bestekar Rakım hocanın eşsiz nihavend şarkısı da konserin de tam başlığı olmuş.Ne kadar güzel. Ustad Demirkol''un türk musikisine piyano ile getirdiği Fevzi Aslangil''i çağrıştıran muhteşem yorumunu daha önce dinleme şansına sahip olmuştum.Bu nedenle bu konserin yurt genelinde tekrarlanmasını, ayrıca sizin de belirttiğiniz gibi cd kaydının mutlaka yapılmasını ve dağıtılmasını bekliyor ve istiyoruz.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz