MENÜ
İzmir 14°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Mutlu insanlar kentinde…
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
15 Eylül 2019 Pazar

Mutlu insanlar kentinde…

Bağımsız Belediye Başkanı Mehmet Siyam Kesimoğlu Kırklareli için bu tanımı yaptığında biraz abartıyor gibi gelmişti ama iki buçuk gün boyunca yaşadıklarımı düşününce başkana hak verdim açıkçası…

Sabah kentin artık içinde kalan Aşağı Pınar höyüğüne gittim. Arkeoloji politikaları konusunda şu dünyada en çok güvenilecek insanların başında gelen Prof. Dr. Mehmet Özdoğan’ın notlarından çalışıp gittim. Hocamız şöyle diyor:

“Doğu Trakya’da besin üretimine dayalı köy yaşantısının başlangıç ve gelişim sürecinin kesintisiz bir şekilde izlenebildiği Aşağı Pınar, MÖ 6200-4900 yılları arasına tarihlenmektedir… Kırklareli kent merkezinin hemen güneyinde bulunan yerleşim, Istranca Dağları’ndan Ergene Havzası’na doğru alçalan ve dağ ortamından ova ortamına geçiş niteliği taşıyan bir coğrafyada, tatlı su kaynaklarına yakın, değişik hammadde ve besin kaynaklarına ulaşmanın mümkün olduğu bir doğal çevre ortamında yer almaktadır. İçinde bulunduğu topografyadan ayırt edilmesi güç, yassı ve yayvan bir görünüme sahip olan höyük, bin yıllık bir süreci dokuz tabaka halinde yansıtmaktadır. Höyükte ayrıca tabakalanmış bu dolguları bozan İlk Demir Çağı’na ait bir kutsal alan ve adak çukurlarıyla, yine aynı döneme tarihlenen çok sayıda çöp çukuru ve tümüyle tahrip olduğundan yalnızca iz olarak saptanan MÖ 5. yüzyıla ait bir tümülüsün izlerine de rastlanmıştır. Aşağı Pınar besin üretimine dayalı köy yaşantısının Balkanlar’da izlendiği ilk dönemleri ardından yaşanan gelişim süreciyle birlikte kesintisiz olarak yansıtmaktadır. Yukarıdan aşağıya 1-8 olarak sıralanan sekiz tabaka ile  5-6 Geçiş Evresi olarak adlandırlan bir ara tabakayı içeren bu süreç  genel olarak iki dönem içerisinde değerlendirilebilecek özellikler göstermektedir”...

Gelelim bu yıl 11. Kez düzenlenen Kırklareli Yayla Bolluk, Bereket, Hasat ve Bağ Bozumu Şenliğine…

Tarımın her şeyin başı olduğunu binlerce yıldır öğrenmiş olan Kırklarelililer ikinci gün boyunca tarım etkinliklerine ev sahipliği yaptılar. Doğaya Dönüş Derneği Permakültür Tarım Etkinliklerine imza attılar.  Kırklareli Müzesi “Dionysos Bağ Bozumu” Asamblaj Atölyesi yaptı ama çok istememe rağmen yetişemedim.

Slow Food Trakya / Çanakkale Aşçılar Derneği  tarafından düzenlenen “Bağdan Sofraya” Yemek Yarışmasında jüri üyelerinden biri bendim. Gerçekten ödül verirken çok zorlandık. Ama yarışmacı kadınlarla az sayıdaki yarışmacı erkeği önce uygar cesaretleri için sonra da jüriyi gerçekten çok zor karar verdiren birbirinden lezzetli yemekleri için kutladım. Sonuçlar jürinin de yarışmacıların da içine sindi. Keşke daha fazla ödül  olsaydı da verebilseydik.

Biz yarışma yaparken bir yandan da atölyeler devam ediyordu. Ayhan Yakar (Köysel) Kirece Yatırılmış Pekmezli Bal Kabağı Yaptı. Bir parça yedim mükemmeldi. Çağlayık Köyü’nden Mehmet Kaygısız, Çerepenede Ekmek, Armağan Köyü’nden Recep Dal Balkan Fasulyesi pişirdiler. Bekleyenler parmaklarını yedi adeta.

Etkinliğin en önemli anlarından biri de Slow Food Trakya Conviviumumuz tarafından düzenlenen 4. Trakya Yerel Tohum Takası idi… Mükemmel iş için Convivium Liderimiz Ali Çakır’ı kutladım. Papazın Evi denilen mekanda hardaliye yapımının tanığı da olduk. Buz gibi hardaliyelere doyamadık.
Şenliğin zirvesinde ise “Kırsalda Kooperatifleşmenin Önemi” başlıklı sunumu gerçekleştiren Köy Koop İzmir Başkanı Neptün Soyer vardı. Neptün Soyer, önce Seferihisar’da şimdi de İzmir’de gerçekleştirdikleri kırsal kalkınma adına başarı öyküsünü öyle güzel anlattı ki, konuşma bittiğinde dakikalarca kutlama kabul etti. Neptün Hanım, 1970’li yılların efsane kooperatifçisi Erdoğan Kantürer’i sahneye davet etti. Erdoğan Bey’in anlattıkları 12 Eylül faşizminin tarımın üzerinden nasıl geçtiğini, kırsal kalkınmayı nasıl engellediğinin en canlı örneği idi… Sayın Kantürer’i tanıdığım için mutlu oldum açıkçası…

“Kırklareli’nin En İyi Bağ ve Çilek Üreticisi” ödülleri sonrasında Kırklareli kökenli olduğunu öğrendiğim Karagöz anısına Hayali Küçük Fatih ile “Türk Gölge Oyunu, Karagöz” gösterisi vardı…

Mutlu insanlar kenti Kırklareli’nden mutlu dönüyorum ben de…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz