MENÜ
İzmir 13°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Nasıl bu kadar tüketim canavarı haline geldik?
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
4 Eylül 2017 Pazartesi

Nasıl bu kadar tüketim canavarı haline geldik?

Ben, 50'li 60'lı yılların "geliri iyi" ailelerinden birinin çocuğu olarak büyüdüm... Türkiye'nin "o günkü" fotoğrafına bakıldığında Turgut Özal'ın dilimize armağan ettiği "Ortadirek" tanımlamasının bir "tık" üstündeydik...

Yaşantımız çok dengeliydi... Her konuda "israf" evimizin anayasasına göre yasaktı...

Pazar'a "file" ile çıkılırdı... Her alışverişte "kesekağıdı" başroldeydi... Naylon torba icat edilmediği için, "çevre kirliliği" de söz konusu değildi... Bütçeyi babaannem yapardı... O babaannem ki, "bir gün yine lazım olur" diye kesekağıtlarını, hatta ambalaj kağıtlarını bile biriktirirdi...

Hangimizin kaç dilim ekmek tükettiği bilindiği için yıllarca fırından aldığımız ekmek sayısı bile sabitti...

Yaşı 50'ye yaklaşanlar bana hak verecektir...

Tutumlu bir millettik, inanmayanlar TV'deki "Seksenler" dizisine bi'gözatıversin...

Yazıya az-biraz nostalji yaparak başlamamın sebebi, önümdeki haber...

Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, güzel ülkemin yedi bölgesinden 26 kent merkezinde, 18-69 yaş arası bin 650 kişiyle yüz yüze görüşmüş; araştırmanın adını da,  "Tüketici İsrafının Boyutları" diye koymuş... Pek de iyi yapmış... Böylece "israf" konusunda hiç bir ülkenin elimize su dökemeyeceği ortaya çıkıvermiş...

Şu rakamlara bakın... Türk halkının yüzde 66'sı hergün düzenli ekmek alıyor ama bunların neredeyse yüzde 10'u ekmeği "çöp"e atıyor!

Başka bir deyişle ekmeği çöpe atanlar, haftada kişi başı 226 gram ekmeği tüketmeden "At gitsin çöpe..." yapıyor... "Neden?" diye sorsanız binbir mazeret duyarsınız... 30 yıl önce (parçalanmadan) Yugoslavya'daki marketlerde ekmeğin "dilimle", elmanın "taneyle" satıldığını görünce o insanlara acımıştım...

Evlere şenlik bir detay daha var o araştırmada...

Türkiye'de "akıllı telefon" kullanımı yüzde 85'e ulaşmış... Yüzde 14 hala "standart telefon" kullanıyor... "Yüzde bir n'oldu?" dediğinizi duyar gibiyim...

Onların cep telefonu yok!

Yani, kundaktaki bebeler, henüz emeklemeye başlayan kuzucuklar ve Anadolu'nun ücra köşesinde yaşını-başını almış dedeler-nineler... Onlar da 750 bini geçmez...

Bunlar Türkiye'nin gerçekleri...

Tabii ki, "eski"ye dönmeyelim...

Tabii ki, gücümüz yetiyorsa satın alalım ama parayı da sokağa  atmayalım...

Sırf yan daire mobilyalarını değiştiriyor diye biz de atak yapmayalım...

Geçmiş yıllarda her mahallede bir "ayakkabı tamircisi" vardı... Ayakkabınız su aldı mı, bi'dikiş bi'pençe yeni gibi olurdu... Şimdi o tamirciler kayboldu... Çünkü top peşinde koşarken azıcık deforme olan spor ayakkabıyı "şak" diye değiştirecek anne-babalar var... Nasılsa kredi kartı cepte...

Bence "tüketim canavarı" oluşumuzun temelinde "gösteriş" merakımızın payı büyük...

Neden kazancımızla doğru orantılı biçimde hak ettiğimizle yetinemiyoruz?

Evde aynısı varsa ve dahi henüz eskimemiş ise, sırf o ürün "indirime girdi" diye bi'tane daha alınır mı?

Bak, süper ülke Amerika son ekonomik bunalımda "sefertası"nı yeniden icat etti; çalışanlar öğle yemeğini evden götürmek zorunda kaldı...

Daha fazla tüketmekle daha fazla olunmuyor; unutmayalım...

Sonsöz: "Bu tüketim zihniyeti, sonunda harbiden tüketecek bizi..."

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Taner
 4 Eylül 2017 Pazartesi 19:50
Çok güzel bir yazı Tebrikler. İsraf çok fazla bu konuda çalışılması gerekir. Eğitim vs yanında bazı düzenlemelerle tasarruf sağlanır örneğin ekmek neden atılıyor çünkü herkes taze yemek ister kalanı bayatlayinca atılıyor . Almanlar çözümü bulmuş gramı düşürmus minik ve taze ekmek haline getirmişler. Bizde de 100 gr ekmekle israf azaltilabilir Saygılar
 Tarım ve hayvancılık
 4 Eylül 2017 Pazartesi 15:54
İlkokul kitaplarında yazıyordu ülkemiz tarım ve hayvancılıkta kendi kendine yeten ülkelerden biridir.Şimdi bütün gıda maddelerini ithal ediyoruz.Çünkü biz bir ağaç keşfettik meyvesi kağıttan döviz hemde çok bereketli ağaç. Çalışıp uğraşmamıza gerek yok başkaları uğraşıp büyütsün biz dövizle satın alalım.İthalat ihracatın 2 katı ama biz ihracatla övünelim.Sadece konuşalım birde posta koyanları görünce ballandıra ballandıra anlatalım.Birlik olmayalım ötekileştirme en büyük kazancımız, toplumu bölmek için yabancılar uğraşmasın biz alasını yapıyoruz.Parayı harcıyacak yer bulamadığımız için 10 gün tatil yapıyoruz.2019a kadar keşke hep tatil ilan edilse, güzel olmaz mı?
 Elalem ne der
 4 Eylül 2017 Pazartesi 13:41
Biz bu zihniyetle dünyaya baktığımız için eskiden söylenen ayağını yorganına göre uzat sözünü unuttuk.Cep telefonunda taksit kaldırıldı hemen bankalar mağazada çözüm buldu "Tüketici kredisi" verdi.Yurtdışında bankaya tasarruf için yatırılan paradan bankalar kredi verir yıl sonu vergi mükellefleri açıklandığında bankaları bizdeki gibi ilk sıralarda göremezsinİz.Bizde tasarruf edilecek para olmayınca bankalar yurtdışından kredi alır bunu vatandaşımıza çeşitli adlarla verir birde kredi kartına borçlandırınca gelir mükellefleri arasında ilk sıraya oturur. Vatandaşın karşısına çıkan siyasetçi kızıyormuş gibi "Faiz lobisi" diye ahkam keser.Oysa ki gerçek tavşan kaç tazı tut.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz