MENÜ
İzmir 11°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Ne yapılmak isteniyor?
Metin ÖNEY
YAZARLAR
15 Mayıs 2020 Cuma

Ne yapılmak isteniyor?

Önce “bir takım çevreler”in tehditleri ile başladı…

Sonra “sivil milisler” devreye girdi…

Sonra da bazı “partili” gençlik gruplarının “eski/yeni” yöneticilerin, hatta parti üst düzey yetkililerinin “tehdit” dolu açıklamaları ile devre sürdürüldü…

“Muhalif siyasetçiler ve gazeteciler” adeta hedefe kondu…

Ve hatta…

İş “komşuları” bile tehdit eder duruma geldi…

Her konuda “hukuki yollar”a başvuranlar, bu ciddi ve hatta vahim durum karşısında aynı yollara başvurdular mı, bilmiyorum…

***

Şimdi gelelim konunun üç boyutuna…

***

Hukuki boyutu:

Konuya hukuk açısından bakıldığında çok ciddi bir durumla karşı karşıya olduğumuz apaçık ortadadır…

Çünkü, hiç kimse “kanun yerine geçerek, kendi hakkını - ki haklı dahi olsa - kendi eliyle alamaz…”

Böyle bir beyanda dahi bulunamaz…

Buna hukuki deyimle “ihkakı hak” deniyor ki; kendinde gördüğü hakkın, bizzat kendi eliyle almaya kalkışmasıdır…

Hukuk buna asla izin vermez…

Çünkü, hukuk devletinde hakların da cezaların da tayin, tespit ve verme yetkisi tamamen yargının yetkisindedir…

Aksine bir hal “Hukuk Devleti” değil, çok yaygın bir deyimle “Orman Kanunu” yürürlükte demektir ki; bunu düşünmek bile mümkün değildir…

Bahse konu olaylarda ise aynen ifade etmeye çalıştığımız gibi, adeta ve teşbihte hata olmazsa “Orman Kanunu” yürürlüktedir…

***

Unvanlarının başında bilhassa ve önemle “Cumuhriyet” bulunan Savcıların böylesine konularda gerekli hassasiyeti göstermeleri gerekir... Çünkü onlar, hem “Cumhuriyet”i ve hem de “Cumhuriyet yurttaşları”nı hukuken kollamak ve korumakla görevlidirler…

***

Konunun siyasi boyutuna gelince:

Sorulacak soru şudur:

Ne hale geldik ve nasıl geldik?

Ve hatta kim veya kimler bu hale getirdi?

Bu cesareti kimden veya kimlerden almaktadırlar?

Siyaset, toplumu ve Devleti daha iyiye ve daha ileriye götürmek düşüncesi ile yapılır.

Yani siyaset topluma mutluluk verme aracıdır.

Aksine davranışları siyaset kurumu içinde düşünmek mümkün değildir…

***

Geçmişle mukayese boyutuna gelince:

Şüphesiz her yurttaşın partili olma hakkı vardır.

Partisini sever.

Yardım eder.

Destekler.

Kazanmasını ister…

Geçmişte bütün bunlar olmuştur ve olacaktır…

Yasalar çerçevesinde bütün bunların olası normaldir…

***

Normal olmayan, işin “suç işleme boyutları”na ulaşmasıdır…

Geçmiş siyasi hayatımızda toplumsal olaylar olmuştur, ancak bahse konu olayların benzeri olmamıştır…

Veya ben hatırlamıyorum…

Yani kısaca TV’lere çıkarak veya sosyal medyayı kullanarak belirtmeye çalıştığım “suçlar” işlenmemiştir…

***

Özetle:

Hem hukuki açıdan…

Hem siyasi açıdan…

Ve hem de geçmişle mukayese yapıldığında toplum olarak “Nereden nereye geldik?” sorusunun cevabının verilmesi ve bir an önce “Hukuk Devleti” kuralları içinde gereğinin yapılması şarttır…

İş daha kötü boyutlara ulaşmadan...

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Tayyar Önder
 15 Mayıs 2020 Cuma 22:35
Konu'yu Çarpıtmayın... Siz Daha Olayı Bile Anlamamışsınız Demek ki... Kimse Kendini Kanun Yerine Koymuyor... Zira Darbe Girişimi Esnasında Bizatihi Darbeye Kalkışanlar Tarafından (Kanun Ne ki...) Anayasa Askıya Alınmış Demektir... Anayasayı Askıya Alıp Darbeye Kalkışana Direnişte Bulunmak... Bırakın Kanuna Aykırı Olmasını... Bir Vatandaşlık Görevidir... Tabi Darbeye Karşıysan...
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz