MENÜ
İzmir 13°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Neden İzmirli olmak istiyorlar?
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
23 Mart 2015 Pazartesi

Neden İzmirli olmak istiyorlar?

Hafta sonunu İstanbul’da geçirdim ve uzun zamandır görmediğim arkadaşlarımla bir araya gelme fırsatım oldu. Konuşmacısı olduğum akşam yemeğinde üç gazeteci vardı; ikisi mesleğe İzmir’de başlamış, diğeri de uzun yıllar İzmir’de yaşamış. Bir de halkla ilişkiler dünyasında isim yapmış bir dostum, o da İzmir’den katılmış iş dünyasına… Hem cumartesi gecesi, hem de pazar sabahı uzun süren kahvaltı süresince, söz dönüp dolaşıp İzmir’e geldi. İnanın, yeni tanıdığım insanlardan bile şu cümleleri duydum: “Yakında ailemle birlikte İzmir’e taşınacağız.”, “Çocukların okulu tamam, biz İzmir’de oturmak istiyoruz.”, “İzmir’de çalışma ve yaşama olanaklarını araştırıyoruz.”, “Çocuğumuzu orada yetiştirmek istiyoruz.” Halkla ilişkiler uzmanı dostum ise kocası ile birlikte tarih bile verdi, “Oğlumuz iki sene sonra mezun oluyor, biz de yeniden İzmirli oluyoruz.” diye…
 
Bu İzmir sevgisi nerden ve nasıl kaynaklanıyor? En başından söyleyeyim, son beş-altı yıldır sıkça duyduğum; özellikle de İstanbul’dan Foça’ya ve Urla’ya yerleşen İstanbullularla tanışınca da doğruladığım İzmir sevgisinin tek nedeni, İzmir’in siyasal tercihleri değil.
 
Pazar sabahı, her şeye rağmen ve hâlâ dünyanın en güzel manzaralarından birine sahip olan Boğaz kıyısında yaptığımız kahvaltıda, İzmir’in ve İzmirlinin farkını konuşmaya başlayınca, şaşırdım diyemeyeceğim. Aslında onlarla, dünyada yükselen yeni beslenme esintilerini paylaşmak için bir araya gelmiştim. Ancak söz, bir süre sonra ortam ‘İzmir Forumu’na dönüşünce ortaya hayli ilginç gözlemler çıktı. İzmir’in cânım pazarlarından girdik, şahane deniz olanaklarından ve yaşam olaylığından çıktık. İstanbul’un nimetleri hiç tartışılmaz; dünyanın cazibe merkezi olmaya başladığı da kesin… Türkiye’de satılan kitaba, gazeteye, açılan sergilere, düzenlenen konserlere, sanat etkinliklerine baktığımızda kültür merkezi de İstanbul… Ancak artık insanları iyice yorduğu, un-ufak ettiği de tartışılmaz. Orada yaşayan dostlarım, ağız birliği etmişçesine şöyle bir şikâyette bulundular: “Burada insanların çoğu okumaya ve okumuşluğa bile karşı olmaya başladılar.” diye… Üstelik günlük yaşamın karmaşasında, kültür ve sanat etkinliklerine katılım da, malumunuz, hak getire…  
 
Öte yandan memleketimizin teknoloji başkenti de İstanbul. Türkiye’de satılan akıllı telefonların yüzde 60’ı İstanbul’da satılıyor, ama metropol sakinlerinin teknolojiyi nasıl kullandıkları da tartışılır… İzmir’e övgü düzenler ise, iş ya da tatil amacıyla her yıl küçümsenmeyecek sıklıkta İzmir’e gelip giden insanlar. Onlardan duyduklarımı sizlerle de paylaşacağım; katılmadıklarınız varsa, yazın birlikte tartışalım.
 
+ İzmirliler İstanbul’da ve diğer kentlerde artık unutulmaya yüz tutan, ‘insana saygı’ konusunda bütün Türkiye’nin çok önündeler. Güler yüzlüler ve selamlaşmayı ne olursa olsun ihmal etmiyorlar. 
 
+ İzmir’de de trafik sorun, ama İstanbul ile karşılaştırdığımızda inanın cennet… (Bu konuda ben, içimden hep “şimdilik” deyip durdum.) İstanbul’da insanların trafik nedeniyle nasıl vahşileştiği ortada… Trafik yüzünden her yıl onlarca cinayet işlenmesini, yaşanan kavgaları ve yaralanmaları az bile buluyorlar…
 
+ İzmirliler yaşadıkları fiziksel çevreye ilgililer ve özen gösteriyorlar. İstanbullunun ise neredeyse kendini görecek hali kalmadı.
 
+ İzmir’de yaşayanların dünyaya bakış ölçüleri son derece çağdaş ve evrensel… Türkiye’nin başka hiçbir yerinde bu aydınlık tavrı bulamıyoruz. İzmir’de çok rahat tartışma olanağı buluyoruz ve inanın şaşırıyoruz.
 
+ İzmir’de kadınlar, yaratılan hoşgörü ortamı sayesinde son derece kendine güvenli ve rahatlar. Erkeklerle eşit bir toplumsal statüde yaşadıkları o kadar belli ki…
 
+ Türkiye’nin İzmir dışındaki kentlerinde, egemen kültürün kökeni ‘kırsal’ kültür… Yanlış anlamayın, ama İstanbul henüz ‘kentlileşememiş’ insanlarla ve yaşadıkları bu metropole kendini ait hissetmeyenlerle dolu… (Aman karıştırmayın, gerçekten ‘köylü’ olmak başka bir meziyettir.) 
 
+ “Biz İstanbul’da yaşayanlar özür dilemeyi neredeyse unuttuk”. İzmirliler kibar ve nazik… İstanbul’da biri omzunuza çarpsa, yanlışlıkla ayağınıza bassa; ya farkında olmadan yürüyüp gider, ya da yüzünüze sert sert bakıp geçer. İzmirliler kuyruğa girmeyi, kırmızı ışıkta beklemeyi de unutmamışlar. “Biz sokaklardaki, caddelerdeki, otoyollardaki itiş-kakıştan yorulduk.”
 

İzmir’in ‘yaşanacak şehir’ diye tanımlanmasında, yakın çevresinin coğrafi ve tarihsel zenginlikleri de çok etkili kuşkusuz; ama içten içe keyiflendiğimi de söylemeliyim. Bu türden sohbetleri hep yapardık; ama bu kez dostlarımı, fırtınada sığınacak yer arayan denizcilere benzettim. Umarım bu son gelişmelerden hem İzmir, hem de eski-yeni İzmirliler kazançlı çıkar. Esecek Bizans rüzgârının, bizim diyara huzur getirmesi dileğiyle…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 süleyman Yıldız
 2 Mayıs 2015 Cumartesi 13:34
o şehre severek gelenler o şehri düzeltmeye kalktıkları anda o kaçtıkları şehre benzetmeye çalıştıklarınının farkına varmaları lazım.İzmir güzel ama bu halini degiştirmeye çalışmıyanlar için,insan sevgisini yüreginde taşıyanlar için
 İbrahim Yüncü
 26 Mart 2015 Perşembe 06:34
Nedim beyin tespitleri doğru. Bir aydır ben de İstanbul'un eskisi arkadaşıma Narlıdere ve Urla'da ev arıyorum. Ailesi de ilk kez yaşayacakları bu değişimin heyecanı içindeler Ancak İzmir'in iş olanakları genç kesime yetersiz. Emeklilik düşüncesinde olanlar için İzmir büyük nimet.
 enver olgunsoy
 25 Mart 2015 Çarşamba 12:03
daha önce kaptırdığımız degerlerımizi geri istiyoruz.izmir artık onları kucaklamaya hazır.
 Hür düşünce-
 24 Mart 2015 Salı 11:27
Evet İstanbul'da büyük bir kargaşa var- Ancak bir gerçek var ki o da İzmir'li vs. gençlerin İstanbul'da iş bulabildikleri, ve sonuçta orada yerleşmeleri. Trafik böylece , emekliler İzmir'e- gençler İstanbul'a şeklinde ortaya çıkıyor.
 Işık Dikicigil
 24 Mart 2015 Salı 11:15
PAHALILIK VE YOKSULLUK İZMİR'DE SOSYAL HAYATI BİTİRME NOKTASINA GETİRDİ. SİZ BAKMAYIN BAZILARININ TUZU KURU. HER GECE KORDON'A , HER YAZ ÇEŞMEYE KAÇANLARA. ESKİDEN DÜŞÜK VE ORTA GELİRLİLER BİLE. AKŞAMLARI ATIF'IN YERİNE ÖMERAĞAYA SALEP İÇMEYE GİDİYORLARDI. ŞİMDİ NEREDE .. KIŞ GECELERİ İZMİRİN CADDELERİ BİR KAÇ YER HARİÇ BOMBOŞ.
 İzmirli
 24 Mart 2015 Salı 09:09
Yahu izmiri övmeyin. Övülecek bir tarafı yok. Gelmeyin artık. İçine ettiniz küçücük şehrin. Dahası izmirden şehir dışına göç olması gerekiyor. İzmir bozuldu. Neresi iyiymiş izmirin?
 Hakan Fırat
 23 Mart 2015 Pazartesi 17:27
Nedim Bey İstanbulluların da aydın kesimi, paralı ve görgülü bölümü geliyıor İzmirimize. bekliyoruz hepsini..
 Tayfun
 23 Mart 2015 Pazartesi 17:03
izmir de dogmus ve 5o yılını bu sehirde gecirmis biri olarak yazarımızın gozlemlerine katılmanın otesinde sunu eklemekte yarar var İzmir bir Avrupa sehridir ve her gecen gun daha da Avrupa ' lı olmaktadır ;gerek cevre gerek egitim gerek sosyal yasam gerek hayat anlayısı ile cok farklıdır ki 3-5 seneye kadar korfezde deniz girilebilecek yani bir Rio daha otesi Kentsel donusumu tamamladı mı Avrupalı Akdeniz ulkelerinin ounde bir sehir olacaktır. bunu gormemek icin gercekten biraz kor olmak lazım.
 isa aydın
 23 Mart 2015 Pazartesi 16:22
sayın nedim atilla bizans kendine benzetir lütfen ordaki hastalıkları bizede bulaştırmasınlar aşkların engüzeli uzaktan olanıdır
 adnan erbesler
 23 Mart 2015 Pazartesi 14:22
bende dogma buyume ve emeklı olan bır bıreyım ızmırı hıc bır seye degısmem ne karsıyakasını ne kordonunu ne sahılını sabah gulen ınsanlarını ve 9 eylul bayram kutlamalarını bende IZMIRIMI hıc bır sehre degısmem kalemıne saglık
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz