MENÜ
İzmir
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Okumadan yazar olmak mümkün değil
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
9 Şubat 2019 Cumartesi

Okumadan yazar olmak mümkün değil

Bireysel boyutuyla geçmişe duyulan özlem, modern insanın kendi yaşadığı ya da özlemini çektiği bir dönemin hayal edilmesi olarak açıklanabilir mi? Geçmiş o kadar da iyi miydi? Bir kez daha düşünmek gerek.

Böyle düşünerek son okuduğum üç kitaptan söz etmek istiyorum size… Okumadan yazar olmak kolay değil… Bence mümkün de değil.

SEYYAHLARIN İZİNDE ALİAĞA…

Aliağa Kent Kitaplığı’nın 8’inci kitabı “Seyyahların İzinde Aliağa ve Çevresi 17-20. Yüzyıl” okuyucu ile buluştu geçen hafta. 

Seyyahlar, seyahatnameler, haritacılık gibi alanlarda Türkiye çapında uzmanlığı ile bilinen Sevgili dostumuz araştırmacı- yazar İlhan Pınar’ın İzmir ve yakın çevresi külliyatına yeni bir katkısı bu kitap. 17. Yüzyıldan başlayarak günümüze kadar Aliağa’yı ziyaret etmiş Türklerin ünlü seyyahı Evliya Çelebi’den, İngiliz, Rus, Fransız, İskoç, Avusturya ve Alman dünyaca ünlü birçok seyyahın Aliağa’ya dair seyahatnamelerini konu alan kitap, Aliağa ve çevresiyle ilgili birçok bilinmeyeni gün ışığına çıkarıyor.

ETNO TARİH

Geçen hafta sonu Kuşadası’nda Giritliler Sempozyumunda Tuncay Ercan Sepetçioğlu’nunEtno Tarih isimli kitabını edindim. İyi ki elime geçmiş dediğim ve kitaplığımda hep olması gereken bir kitap.

Bir kültürün doğasına ve değişim nedenlerine dair bilgi edinmek için tarihsel ve etnolojik metotların kullanımını ifade eden etno-tarih, yazılı tarihi olmayan ya da tarihi yeterince irdelenmemiş (yerli, göçmen, ortadan kaybolan, vs.) halkların tarihinin araştırılması açısından uygun ve geçerli bir metodoloji olarak ancak 1950'lerin başlarında kabul görmüş.

Tarihsel kaynağın değerlendirilmesi sürecinde (ki o kaynak belge ve el yazmalarından öte haritalar, boyamalar, fotoğraflar, arkeolojik materyaller, lisan ve yer isimleri de olabilir) antropolojik kavram ve malzemenin eleştirel ele alınımı olarak da nitelenen etnotarih, yazılı ve sözlü kaynakları derlemek yoluyla bir topluluğun, bir kültürün tarihini yazma ya da yeniden yorumlama yöntemidir ve bu alanda bir boşluğu dolduran disiplinlerarası bir yaklaşımdır.

Etnotarih - Üç Köy adını taşıyan kitapta arşiv dokümanları ve alan araştırması verilerinin analizi doğrultusunda Batı Anadolu örneğinde tarihsel, kültürel ve demografik açıdan birbirinden farklı üç köye odaklanmaktadır: Ortodoks Rumların yaşadığı ancak 20. yüzyılın başında yeni bir kimlik edinen Kelebeç'e, konar-göçer Tahtacıların yerleştiği Alamut'a ve bir sel felaketinin ardından yeniden inşa edilen Yörük köyü Mahmudlar'a... Okuyun çok şey öğreneceksiniz…

 BALZAC: ÇALIŞANIN FİZYOLOJİSİ

Şöyle bir düşündüm. Ne kadar çok Balzac okumuşum hayatım boyuncaVakıfbank Kültür Yayınları tarafından, Münif Sair çeviriyle basılan Honore de Balzac’ın “Çalışanın Fizyolojisi” adlı kitap enteresan bilgiler taşıdı bize… Balzac, derin bir gözlem sonucu oluştuğu epey belli olan bir metinle karşımıza çıkıyor. Modern dünyanın çalışanlarını, ofislerde ömür tüketenleri, binaların içerisinde kaybolmuş yaşamları, mutsuzluğu hicvediyor. Yazar, 1800’lerin beyaz yakalılarını anlatırken, geçmişle bugün arasında bağlantı kurabileceğimiz çok fazla detayla sesleniyor okura. Ofis çalışanlarının, memurların devlet bürokrasisini devam ettirenlerin trajikomik hayatları yazarın anlatısında tüm ayrıntılarıyla ele alınıyor.

Balzac öyle iyi gözlemlemiş ki, ele aldığı çalışanları tüm detaylarıyla, adeta birer tip olarak ortaya koyuyor. Kitap her ne kadar 1800’lerden ve Fransa’dan bahsetse de anlatılan hikâye epey tanıdık. Balzac’ın bahsettiği, eleştirel bir üslupla ele aldığı konular, biraz farklılaşmış olsa da yaşamın ortasında duruyor. Çünkü kurumlar devam ediyor, onların devam etmesi bürokrasinin devamlılığını getiriyor. Bu da buralarda çalışanların, dünyanın herhangi bir yerinde benzer süreçlerden geçerek, pozisyonlarını sürdürmeleri anlamını taşıyor. Bu nedenle “Çalışanın Fizyolojisi” güncel bir metin olarak başka çağrışımlarıyla şimdimizde yerini alıyor.

***

Okumak gerek, düşünmek gerek…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz