Uğursuz bir dağda, uğursuz bir sığınakta eli kanlı teröristler 13 vatan evladını acımasızca şehit ettiler.
İçimiz kan ağlıyor.
Millet acı ve kedere boğuldu; yüreğimiz şehit evlerinde atıyor, gözyaşlarımızı öksüz kalan çocuklar için döküyoruz.
Karlı bir kış gününde yan yana konulan aziz naaşlarının al yıldızlı bayrağımıza sarılmış görüntüsü bu milletin ortak belleğine kazındı.
Tarih bu görüntüyü bize hep hatırlatacak ve unutturmayacak.
Zaten unutmamız da gerekiyor.
***
Terör yüzyılımızın vebasıdır.
Ne yazık ki ülkemiz neredeyse 40 yıldır bu vebayla boğuşuyor.
On binlerce şehit verdik bu mücadelede. Acılarımız bize çok şey öğretti. Ama bir ölçüde çok şey de kaybettik.
Babasız büyümüş şehit çocukları eşlerini kaybetmiş anne-babalar, sönen ocaklar, yıkılan umutlar...
Artık biliyoruz ki terör bitmeden hiçbir sorunumuz çözülemez.
Bunun için hiç birbirimizi suçlamadan bu sorunu çözmeye odaklanmalıyız.
Bu konuda siyaset birbirini suçlarken kaybeden emin olun millet oluyor.
Çare üretmek yerine bütün enerjimiz boşa gidiyor.
***
Çözüm için bütün toplumsal zeka ve yeteneklerimizi, birikimlerimizi devreye sokmalıyız. Önce odaklanmamız gereken şey, terörün niçin ortaya çıktığı; bunun toplumsal, siyasal ve kültürel temellerinin neler olduğunu anlamaktır.
Bunun için enstitüler kurmalı, araştırmalar yapmalı; tartışma ortamları yaratmalı ve yol haritaları belirlemeliyiz.
***
Benim anladığım şu:
İşsiz güçsüzlük ve eğitimsizlik, terörü yaratan en önemli etkendir.
İşi ve ailesi olan insan kolay kolay teröre bulaşamaz.
Terör, kaybedeceği pek bir şeyi olmayan insanların yöneleceği bir bataklıktır.
Bu bataklığı kurutmanın çaresi de ekonomik kalkınma ve refahın dengeli biçimde dağılmasıdır. İşsizlik sorununun çözümü ve kaliteli bir eğitimdir.
Ha, bunlar yapıldığında terör bitecek mi?
Elbette hayır! Ama bu konuları çözerek başlamalıyız işe.
***
Bu adımları attırmamak için ülkemizi sevmeyen dış emperyalist güçler ellerinden geleni arkalarına komayacaklar.
Her yönden kışkırtıcılıklarını yapacaklar.
Daha çok ayrılıkları kışkırtacaklar ülkemizde…
Olmadık gerekçeler yaratarak…
Sayfa başına git