MENÜ
İzmir 12°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Ordular İlk Hedefiniz Akdeniz
Dr. Berna BRIDGE
YAZARLAR
29 Ağustos 2017 Salı

Ordular İlk Hedefiniz Akdeniz

26 Ağustos’ta başlayan, 30 Ağustos’ta zaferle biten Meydan Muharebesi, yani Zafer Bayramımız bayramlarımızın en büyüklerindendir. Bağımsız Türkiye’nin temelidir. Gururumuz, mutluluğumuzdur. Her yıl doya doya kutladığımız bayramımızdır… Sevr anlaşmasını yok kılan, Lozan anlaşmasına olanak tanıyan unutulmaz bir tarihtir…

Mustafa Kemal Atatürk, 30 Ağustos 1922’deki Büyük Zafer’i, 1924 Dumlupınar konuşmasında şöyle anlatıyordu.

“Ulusal tarihimiz çok büyük, parlak zaferlerle doludur. Ama Türk Ulusunun burada kazandığı zafer kadar kesin sonuçlu, yalnız bizim tarihimize değil, dünya tarihine yeni bir akım vermekte kesin etkili bir meydan savaşı hatırlamıyorum.

Türk Devleti’nin, genç Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli burada sağlamlaştırıldı, ölümsüz yaşayışı burada taçlandırıldı. Bu alanda akan Türk kanları, göklerde uçuşan şehit ruhları, devletimizin, cumhuriyetimizin ölümsüz koruyucularıdır.”

Büyük Taarruz, Kurtuluş Savaşı sırasında Türk ordusunun işgalci güçlere son ve kesin darbeyi vurmasını sağlamak ve yurdumuzdan atmak için düşünülüp planlanan bir harekât idi. Mustafa Kemal taarruz kararını haziran ayında almış ve hazırlıkları gizli olarak yürütmüştü. Büyük Taarruz Afyon'da başlamış, Aslıhan civarında kuşatılan düşman birliklerinin Mustafa Kemal’in bizzat idare ettiği Dumlupınar Meydan Muharebesi'nde kazanılması ile Türk ordusunun zaferiyle sonuçlanmıştı.

Zafer Bayramını 9 Eylül’de İzmir’in Kurtuluşu tamamlar, taçlandırır. Biz İzmirliler için unutulmaz bir tarihtir 9 Eylül… İzmir’in Yunan askerlerinden temizlendiği, bağımsızlığını kazandığı tarih bizler için kutsal bir tarihtir. Ancak burada ilginç olan neden Atamız “Ordular İlk Hedefiniz Ege” dememiş, “İlk Hedefiniz Akdeniz” demiştir? O zamanlar Ege değil, Akdeniz miydi şimdinin Ege Denizi?

Tarihten biliyoruz ki Türkiye o yıllarda 7 bölgeye de ayrılmıyordu. Bölgeler yoktu. 7 bölgeye ayrılması 1941 yılı, yani Atamızın kaybından üç yıl sonra oluşuyor. Neden böyle bir gereksinme oluşmuştu ve bölgelere ayrılmıştı? Kimin kararı ile bu olmuştu? Neden Atamızın yaşamında böyle bir gereksinme duyulmamıştı da Atamızın ölümünün hemen ertesinde bu bölünme olmuştu? İlkokuldan beri bize ezberletilen, kanıksadığımız bu yedi bölge şablonu ülkemize ne yarar getirmişti? Bizleri birbirimizden mi ayırmıştı? Bunlar aklıma takılan sorular… Sanırım yalnızca benim değil, birçok kişinin aklına aynı sorular takılmakta…  

Bu yıl Zafer Bayramımızı Kurban Bayramımız ile birlikte kutluyoruz. Tatilleri çok seven bir ülke olarak iki bayramı birleştirip uzun bir tatile girdik ve birçok kişi bu tatile çok sevindi ancak çalışan bazı kesimler mutlu değil. Bürokrasinin durması, 10 günlük bir çalışma sürecini kilitlediği için işlerin ciddi durması anlamına geliyor. Ayrıca birçok kişi bu on günü nasıl geçireceğiz derdinde. “Her yer çok kalabalık ve pahalı, evden burnumuzu çıkaramayacağız, tatil bitmek bilmeyecek” gibi serzenişler de duyuyorum…

Tüm ülkemizin Zafer Bayramını ve Kurban Bayramını kutlar, yollarda gidenlerin kazasız belasız, dikkatli yol almalarını dilerim. Mutlu Bayramlar… 

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz