MENÜ
İzmir
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Orman yangınlarını önlemede çobanlara rol verilmeli mi?
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
YAZARLAR
9 Eylül 2019 Pazartesi

Orman yangınlarını önlemede çobanlara rol verilmeli mi?

Geçtiğimiz ay, İzmir’in dağlarında içimizi dağlayan yangınlar çıktı. Yangınların kasıtlı çıkarıldığı belirtiliyor. PKK da yangınları kendilerinin çıkardığını açıkladı. Tartışmalarda yangının söndürülmesinde zamanında davranılmadığı, gecikildiği ve kurumlar arasında yeterli düzeylerde eşgüdümün olmadığı da gündeme getirildi.

Anılan tartışmalarda yangının neden başlangıçta haber alınamadığı konusu biraz gözden kaçmış gibi.

Şunu söyleyelim: Yangınların sayısında giderek bir artma var. Önceleri yangının başlangıcı daha önce fark edilirdi.

Şimdi gelelim konumuza.

Ben ortaya çıkan sonucu, ormandaki keçi sayısının giderek azalmasına bağlamak istiyorum.

Kimiler bunun tersini düşünebilir.  Çocukluğumuzdan beri ormanın en büyük düşmanının keçi olduğu anlatılır, çoğumuz buna inanmıştır ve devletimizin de bu konuda tasarrufları olmuştur. Bilenler vardır.Bir zamanlar “Keçi Sayısını Azaltma Çalışmaları “ yapılırdı.

Bu doğru mu idi?

Keçi Ormana Zarar Verir Mi?

Bilenlere, ancak daha doğrusu Keçi çobanları ile Göçer Yörüklere göre;keçilerin ormana zarar verdiği yaklaşımı doğru değildir.Çobanlar , Anadolu coğrafyasına en iyi şekilde uyum sağlamış hayvanlardan biri olan keçinin doğaya zarar verdiğini düşünmediklerini, kendilerini ormanın gönüllü bekçileri,ana göğüsleri ,evleri ve rızıkları olarak gördüklerini ve   doğa ile keçi çobanı ve yörük arasındaki ilişkiyi anne ve bebeği arasındaki ilişkiye benzettiklerini  ifade ederler.

Onlara  göre;

- Keçi, öncelikle tarıma elverişli olmayan taşlık, kayalık arazide sağladığı et ve süt üretimi ile ülke ekonomisine katkı sağlamaktadır.

- Keçi, bitkileri yerken aynı zamanda budama yapar.

- Keçi, fidanların altını havalandırır, keneleri öldürür, toprağı sertleştirerek kaymasını önler. 

- Keçi, ormanlık alanda otları taze iken yiyerek toprağın nefes almasını sağlar ve orman alt bitki örtüsünü temizler. Diğer otları da ayağı ile ezdiği için yangın çıksa dahi yangının hızlı bir biçimde yayılmasını önler, oluşturduğu patika yollarla yangının sıçramasını engeller.

- Keçi, ormana bıraktığı gübre sayesinde ağaçları besler, dolaştığı yerlerde ağaçlardan yere düşen  tohumların toprağa gömülmesini sağlar.

- Keçiler göç sırasında endemik bitkilerin bir yerden başka bir yere taşınması konusunda da doğaya yarar sağlamaktadır.

- Keçi, sadece yeni dikim sahalarının içerisine girer ve yeni filiz vermiş fidanları yerse, ormana zarar verebilir. Yörüklere göre böyle bir durumun yaşanması ise çok zordur.  Yörükler, keçileri yeni dikim alanlarına sokmadıklarını, ormanın onlar için önemli olduğunu ısrarla vurgularlar.

- Ormanların zarar görmesinin ve yok olmasının asıl nedeni; insanların yanlış uygulamaları, yanlış kesimler, orman yangınları vb. dir. Keçiler, bu coğrafyada binlerce yıldır varlık sürdüren hayvanlardır ve orman onların rızkıdır. Keçinin kendi yaşam alanını yok etmesine olası olmadığı gibi, yörüklerin de bu tahribatı yapması olası değildir. (*)

Ancak bu yaklaşımlar dikkate alınmadı.

Keçi sayısı çok hızlı bir azaldı. Sözgelişi 1980 yılında 100 kişiye düşen keçi sayısı 44 baş iken 2017 yılında 14 başa indi. Bir başka deyişle 100 kişiye düşen keçi sayısında 30  baş bir azalma oldu.

Keçi ile çobanlar ormandan dışlandı.

Orman ile Keçi Çobanları ve Göçerleri Yeniden Barıştıralım Mı?

İşin üretim ve istihdam yanını bir kenara bırakalım. O,ayrı bir konu ve de önemli.

Orman yangınlarını önleme açısından orman içi ve kenarında, ekonomik örgütleme ve teknik örgütlenmeyi dikkate alarak keçiyi ve dolaysıyla çobanı yeniden ormana sokalım mı?

Ne dersiniz?
Orman yangınlarını önlemede konuya biraz da böyle bakabilir miyiz?

Hadi isterseniz, bir  de Mustafa Kemal Atatürk’ün Yörükler  için ne söylediğini anımsayalım mı?

“Arkadaşlar! Gidip, Toros Dağları’na bakınız,  eğer orada bir tek Yörük Çadırı görürseniz ve o çadırda bir duman tütüyorsa,  şunu çok iyi biliniz ki bu dünyada hiçbir güç ve kuvvet asla bizi yenemez.”

-------------------------------------------------------------

(*)Sarıkeçili Yörükleri Dernek Başkanı Pervin Çoban Savran; ormana asıl zarar verenlerin yörükler ve keçiler olmadığına dikkat çekerek: “ Keçi ormanı ihaleye açıp meşe kömürü yapmaz, golf sahası, spor sahası, tatil köyü yapmaz, keçiler ormanı yakmaz… Sigara içen, izmarit atan bir keçi var mı? Ormanda ilk dumanı görüp haber veren Yörüklerdir… Gözetleme kuleleri her yeri göremez, ormanda belli dönemlerde kalırlar. Ormanı koruyacak olanlar ormana karargâh kursun ve ormanı asıl kim tahrip ediyormuş görsün” diyerek ormanı tahrip eden diğer unsurlara vurgu yapar.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz