MENÜ
İzmir 13°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Otobüse binen il başkanı özlemi!
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
30 Ocak 2015 Cuma

Otobüse binen il başkanı özlemi!

Din adamının biri bir ortamda harareti yüksek bir şekilde anlatıyormuş.
-Allah yerde değil, gökte değildir. Sağda değil solda değil, yukarıda değil aşağıda değildir. O mekândan münezzehtir. Ateistin dayanamayıp atlamış…
-Yok demeye dilin varmıyor galiba hocam! 
*
Dün kaleme aldığım ve çok ses getiren, ‘fermuar sancısı’ başlıklı yazıdan sonra bir dostum anlattı bu fıkrayı. CHP Genel Merkezi’nin ön seçim sözünü neredeyse bu noktaya getirdiğini söyledi.
Ön seçim yapılacak mı yapılmayacak mı?
Yapılırsa hâkimle mi yapılacak örgütle mi?
Tüm üyelerle mi olacak delegelerle mi?
Yoksa eğilim yoklamasına mı dönülecek?
Aidatını ödemiş üyelerle sınırlı mı kalacak?
İnternetten üye yapılanların durumu ne olacak?
Fermuar nerede/ne kadar uygulanacak?
*
‘Sanıyorum en sonunda merkez yoklamasına dönecekler’ diye ekledi dostum.
- Dönecekler de ‘ön seçim yok’ demeye dilleri varmıyor. Her geçen gün yeni bir senaryoyla örgütün aklını karıştırıp, sonunda ‘pes’ ettirecekler milleti.
Her ne kadar fıkra ile CHP’nin yaşadığı durum birbirine tam uymuyorsa da İzmir örgütünde fırtınalar kopuyor. Başından beri aynı şeyi söylüyoruz.
Kılıçdaroğlu’nun tüzükte tanımlandığı gibi bir önseçim yapacağına inanan CHP’li sayısı ne yazık ki bir elin parmaklarını geçmiyor.
Ve bana garip gelen bu manzaranın gerekçeleri son süreçte ortaya çıktı.
İş ön seçimden çıkıp fermuarlı bir eğilim yoklamasına döndü.
Pek çok aday adayının kafası karıştı. İştahı kaçtı.
Neden kaçmasın ki! Matematik ortada…
Fermuar sisteminin uygulandığını varsayalım.
1,3,5,7 genel merkez… Yahut 2,4,6,8…
CHP kaç vekil çıkarır İzmir’den?
Son seçimde 13 vekil çıkarmıştı. Bu kez bu hedefi aşabilir mi? Yoksa geriye mi düşer?
CHP’nin bugün için 2011’den daha iyi performans göstereceğine dair hiçbir emare yok. Dahası CHP’nin kendi içindeki sorunları, İzmir’in son süreçte sahipsiz/temsilcisiz bırakılması, yerel yönetimlerden kaynaklı sıkıntılar yüzünden kan kaybettiği düşünülüyor.
Tabi ki bugün için konuşuyoruz.
Yarın şapkadan tavşan çıkarma hakkını saklı tutuyoruz.

HDP’nin parti olarak seçime katılması halinde tablo değişebilir.
Barajı aşarsa İzmir’den 2 vekil çıkarabilir HDP… 2011’de neredeyse bağımsız adaylardan biri kıl payı diyebileceğimiz bir rakama ulaşmıştı. HDP’nin AK Parti’nin yanı sıra CHP’den de oy alma ihtimalini yadsıyamayız. Yahut CHP’ye giden uç sol partilerden…
2011’de İzmir’den ancak 2 vekil çıkarabilen MHP’nin konjonktürel bir yükseliş yakaladığı aşikar… İyi ve yerli bir liste ile MHP 2014 yerel seçimlerindeki başarısını biraz daha yukarıya çekebilir İzmir’de… Üzerine CHP’den yorulan ‘ulusalcı, milliyetçi’ seçmenin ‘bir de MHP’yi deneyelim’ deme ihtimalini düşündüğünüzde tablo iyiden iyiye değişebilir.
Böyle bir tabloda CHP’nin en iyi ihtimalle 12 vekil çıkarması mümkün olabilir.
AK Parti’nin yüzde 30-35 arası bir kitleyi bloke ettiğini düşündüğümüzde HDP’ye kayacakları da dikkate alsanız bu rakam yüzde 30’un altına inmeyecektir.
Bu da CHP’nin en çok 12 vekil çıkarmasını mümkün kılar.
Diyelim ki genel merkez fermuar denedi ve 1,3,5’i aldı. Her iki bölge için de seçilecek sıralar 2,4,6’dır. Hatta birinci bölge için 6. sıra risktir.
Hal böyleyken… Örgütün önüne konacak sandıktan kaç vekil çıkabilir. Hesap ortada…
Sadece 5 en çok 6. HDP barajı geçemezse 7’ler de potaya girebilir. Ama ben HDP’nin baraj sorunu yaşayacağına katiyen inanmıyorum. HDP parti olarak girerse barajı aşacaktır.

Ama çoğunlukla AK Parti’ye kaçan etnik seçmenden ama CHP’deki mutsuzlardan ama uç soldan ama ‘dördüncü parti girsin de iktidarın burnu sürtülsün’ deme ihtimali olan cemaatten vs…
O nedenle CHP’nin matematiğini 12 vekil üzerinden yapmak gerektiğini düşünüyorum.
Sonuçta eğilim yoklamasından en çok 6 vekil gönderecek olan örgütte kaç aday var?
Şu anda sosyal medyadan selam gönderen en az 100 kişi… Bu rakamın 300’e dayanmasını bekliyorum. En çok 6 koltuk için 300 aday… Üzerine kadın ve genç kotalarını da hesaba katın… Büyük bir itişme, kakışma hali çıkacak ortaya…
Yerel seçim sürecinde olduğu gibi aday adayları birbirini yiyecek.
**
Kılıçdaroğlu yönetiminin Yücel Özen’in getirdiği perspektifi de dikkate almasında fayda görüyorum. Yani CHP’nin H’sinin ne anlama geldiğini sorgulamasını…
Erdoğan’ın ‘HA’ diye okumayı tercih ettiği H’yi… Yani halkı, halkçılığı…
Siyaseti sadece parası olanların yaptığı, işçi, memur ya da dar gelirlinin de oy kullanmanın ötesine geçemediği manzaraya bir de bu açıdan bakmasını…
Adında Halk olan bir partinin vekil adayları için en az 10 bin lira başvuru ücreti belirlemesi ancak ‘Bu ne perhiz…’ sözüyle açıklanabilir.
‘Memiş Yıldırımcan’lı yılları’ özledim diyordu Yücel Özen… Belediye otobüsüyle yolculuk eden il başkanlarını, ilçe başkanlarını…
Orta ya da alt düzeyde gelir gurubuna sahip olanların aday olmaya bile cür’et edemediği, basit bir ön seçim kampanyası için bile 250 -300 bin liraların söz konusu olduğunu hatırlatıp, ‘Bu manzara da bu koltuklara tabi ki vergi rekortmenleri oturacaktır’ demeye getiriyordu. 
Haklıydı Özen…

Her fırsatta lafı İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne getirmeye meyilli olan bir partili de Özen’in ‘otobüsle seyahat eden il başkanı’ özlemine limon sıkıyordu.
-Velev ki otobüsle seyahat eden bir il başkanımız var. Muhtemelen CHP standartlarında 60’yaşın üzerinde olacaktır bu başkan. Ve cebindeki 60 yaş kartıyla seyahat ederse yandığı gündür. Biliyorsunuz 60 yaş kartı ‘pik saatlerin’ dışında çalışıyor. Yani sabah 10.00’dan önce otobüse binemez. Bindi diyelim. Uzak bir ilçede oturuyorsa vay haline… Oradan oraya aktarma derken ilk toplantı kesin kaçar.

İşin latifesi tabi ki… Ulaşımdaki aktarma sorununun büyük ölçüde çözüldüğünü düşünüyorum. 60 yaş kartlarındaki ‘pik saatler’ meselesi de çözülemeyecek bir mesele değil. Yeter ki otobüsle seyahat eden yani halktan biri iş başına gelsin.
Kültür Turizm Eski Bakanı Ertuğrul Günay anlatmıştı. 
- Bir gün bakanlar kurulunda bakan arkadaşlarıma döndüm ve şöyle dedim. Arkadaşlar bilmem farkında mısınız ama giderek oylarını aldığımız kitle ile aramızdaki gelir makası açılıyor. Yani onlardan uzaklaşıyoruz. 
Muhtemelen Günay, bu sözleri yan yana oturdukları Zafer Çağlayan’ın kolundaki 700 bin liralık meşhur saate bakarak söylemiştir. Ya da Egemen Bağış’ın havalı kıyafetlerine…
CHP’de de yaşananlar farklı sayılmaz.
Giderek para baronlarının partisine dönüşen, halktan kopan bir anlayışın ne yazık ki egemen olmaya başladığı görülüyor bizim baktığımız pencereden…
Yücel Özen’in de hatırlattığı budur.
*
Tabi ki fermuar sancısı dedik bir önceki yazıda. O sancıya dair sıcak anıları olanlar da aradı. Hatta biri şöyle anlattı; ‘Eskiden fermuardan önce düğmeler vardı. Fermuarı kullanmayı uzun süre öğrenemedik. Fena sıkıştığı zamanlar oluyordu. Yani fermuar sancısına alışığız hocam…’ diye matrak geçenler de sürecin ne kadar sulandığını anlatmaya çalışıyor gibiydi.
Gördüğünüz gibi gülüyoruz ağlanacak halimize…
Umarım gülerken düşünüyoruz da…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 ERCÜMENT ŞAHİN
 31 Ocak 2015 Cumartesi 13:20
CHP bildigimiz chp son gğn ginr bir ayak oyunu olur,degişime bu ddirenen parti dünyada yoktur
 
 30 Ocak 2015 Cuma 19:32
fermuarın Türkçe adı CIR CIR dır.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz