MENÜ
İzmir 13°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Petrini’nin İzmir Rüyası gerçekleşiyor
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
3 Ekim 2019 Perşembe

Petrini’nin İzmir Rüyası gerçekleşiyor

Dünyadaki en etkili 100 kişi sıralamalarında hep yer alan İtalyan Gazeteci ve Slow Food Hareketinin lideriCarlo Petrini 2006’yı 2007’ye bağlayan yılbaşı günlerinde Türkiye’de idi. Beni İstanbul’a davet etti, uzun uzun konuştuk. Bu görüşmeler sırasında başta İlhan Koçulu ve Defne Koryürek gibi hareketin önemli isimleri ile de ilk kez tanışma olanağımız oldu.

Carlo Petrini daha sonra yanında Bra’daki Gastronomi Bilimleri Üniversitesini bitirmiş üç Türk öğrenci ile İzmir’e geldi. (Bu öğrencilerden diğer ikisi şimdi ne yapar bilmem ama Tangör Tan kardeşimle hep beraberiz…) Beraber Urla, Çeşme, Kuşadası, Aydın, Ayvalık turu attık. Carlo Petrini tüm konuşmalarında Ege kıyılarına bayıldığını söylüyordu. Kuşkusuz Slow Food ruhunu o zaman da yansıtan dünyanın en eski çarşısı Kemeraltı’na, Havra Sokağına bayılmıştı. Hayatında ilk kez turşu suyu içti ve lezzetini mükemmel bulduğunu söyledi. İtalyanca öğretmeni-rehber arkadaşım ve üyemiz Nüket Franco’nun çevirileri harika sohbetlerimiz oldu. Petrini, “Bu coğrafya tam bir Terra Madre bölgesi” diyordu.

Kadere bakın ki Milano ile İzmir’in girdiği EXPO yarışında, Carlo Petrini rakibimizin dünya çapında bilinirliği ile önemli aktörlerinden biri olmuştu. Paris’teki buluşmalara iki kez karşılaştık ve konuşma fırsatımız oldu.

Seyahat bitiminde Slow Food İzmir örgütlenmesini bana emanet etti ve İtalya’ya döndü. Giderken hem Batı Anadolu’da hem de Türkiye’nin her yerinde slowfood hareketi için yerel birlikler kurmak isteyenlere destek olmak konusunda bana görev de verdi. Meslek büyüğüm ve üyemiz Ahmet Örs’ün önerisiyle İzmir birliğimizin adını Bardacık koyduk. Petrini’nin emanetini de yerine getirdik dostlarımızla. Önce Foça Zeytindalı birliğimizi rahmetli Gül Girişmen ile kurduk. Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer 2009’da seçilince bu kasabayı Citta Slow yapmayı hedeflemişti. Soyer, bir gün beni aradı, Citta Slow işine destek olmamı istedi. O sırada -galiba hâlâ da öyle- bir Citta Slow kurulurken bir Slow Food birlik liderinin yazılı destek mesajı gerekiyordu. Bizden başka da bölgede çalışan birlik olmadığı için destek imzasını ben attım…

Slow Food’un Trakya, Teos, Yenipazar birliklerini oradaki sevgili ve bu işe gerçekten inanmış dostlarımızla beraber kurduk. 2019’da da iki yeni birliğin kurulmasına destek verdik: İstanbul İmalathane ve Tarsus. Halen de bu felsefenin yaygınlaşması için gönüllü olarak çalışıyoruz. Sırada Bursa var, Foça Zeytindalı’nın hayata döndürülmesi var, Sasalı var, Küçük Menderes var, Antakya ve Kastamonu var. 2019 bitmeden hepsi için adımlar atılmış olacak inşallah….

***

Slow Food gönüllülerinin çok iyi bildiği 30 yıllık bilgileri tekrarlayayım şimdi:

Slow Food Hareketi, Carlo Petrini 1986 yılında başlatıldı. Hareketin nedeni Roma’daki Piazza di Spagna’da Mc Donald’s açılmasına gösterilen tepkiydi.

Aslında Slow Food, ortak kültürel ve gastronomik sürdürülebilirliği amaçlayan uluslararası bir hareket.

Kişilerin demokratik ve gönüllü katılımına dayanır. Slow Food aynı zamanda, dünya genelinde gıda tarım biyoçeşitliliğini savunur. Evcil yada vahşi hayvan ve sebze türlerini korur. Lezzetin standartlaşmasına karşıdır. Tüketicinin bilinçlenme gereksinmesini destekler. Gıda ve gastronomik geleneklerin bağlı olduğu kültürel kimliklerin sürdürülebilirliğinin sağlanmasına çalışır. Yiyecek ve tarım alanında, geleneklerden miras kalan işleme tekniklerini araştırır.

Slow Food tüm insanların ulaşabileceği ve tat alabileceği, kendileri için yetiştirenler için ve gezegenimiz için iyi gıdayı hayal etmektedir.

En başından beri üç sözcük Slow Food’u tanımlar:İyi, temiz ve adil.

İyi: Yerel kültürün bir parçası olan ve duyuları tatmin eden taze kokulu mevsimsel diyet

Temiz: Çevreyi, hayvanları ve insan sağlığını tehlikeye atmayan gıda üretimi ve tüketimi.

Adil: Tüketiciler için ulaşılabilir fiyatlar ve üreticiler için adil şartlar ve ücretler.

Slow Food gıdanın çevre, tarım, siyaset, kültür gibi hayatın pek çok yüzü ile ilişkili olduğuna inanmaktadır. Gıda tercihlerimiz üzerinden kolektif olarak gıdanın ekilmesini, üretilmesini ve dağıtılmasını etkilemekte ve sonuç olarak büyük bir değişiklik meydana getirmekteyiz.

Bilgili ve seçici tüketiciler iyi temiz ve adil gıdayı tercih ederek eş-üretici ya da yepyeni bir deyim olarak “türetici” olmaktadırlar.

***

Slow Food, tüm insanların, gezegenimiz ve gıda üreticileri için iyi olan gıdaya ulaşabileceği ve tadını çıkarabileceği bir dünyayı amaçlayan küresel bir örgütlenme. Üye destekli ve kâr gütmeyen bir kuruluş olan Slow Food, 1989 yılında fast food ve hızlı yaşamın yükselişine, yerel ve geleneksel gıdanın yok oluşuna bir tepki olarak, insanları yedikleri gıdaların tadı, nereden geldiği ve gıda seçimlerinin dünyanın geri kalanını nasıl etkilediği hakkında bilinçlendirmek amacıyla Paris’te tüm dünyaya deklerasyonunu açıkladı.

Slow Food, kaliteli gıdaya erişebilmenin ve zevk almanın her insanın temel hakkı olduğuna ve zevki mümkün kılan biyoçeşitlilik mirasının, kültürün ve bilginin sürekli korunmasıgerektiğine de inanır.

150’den fazla ülkede; aralarında iyi, temiz ve adil gıdayı savunan şeflerin, gençlerin, aktivistlerin, çiftçilerin, balıkçıların, uzmanların ve akademisyenlerin yer aldığı yaklaşık 100.000 Slow Food üyesi bulunmaktadır. Üyeler, dünya geneline yayılmış iki binden fazla yerel birliğe üyedirler ve düzenledikleri etkinliklerle ses getiriyorlar.

Kuşkusuz Slow Food hareketinin en önemli etkinliği dünyanın en büyük gıda fuarına dönüşenTerra Madre ve Salone Del Gusto.

İlk kez 2012 yılında eş zamanlı düzenlenen Salone del Gusto ve Terra Madre, her kıtadan sıradışı gıda çeşitliliğini iyi, temiz ve adil üreticilerin birer örneği olarak tek bir organizasyon altında birleştirdi. Ziyaretçiler yemek ve şarabın tadını çıkarıp, ilgili birçok aktiviteye katılırken-ki bu Salone'nin temel özelliğiydi-; Terra Madre sayesinde bu ayrıcalıklı ürünlerin arkasındaki çiftçiyi, balıkçıyı ve üreticiyi keşfetme fırsatı yakaladılar.

***

Defalarca gittik Salone Del Gusto ve Terra Madre’ye…  Ve şimdi Carlo Petrini’nin hayalinin İzmir’de gerçekleştirilecek olmasının hayali içindeyiz.

2009’da Seferihisar Belediye Başkanı olduğunda Citta Slow hareketini ülkemize getiren Tunç Soyer, şimdi dünyanın en büyük gıda hareketi Slow Food önderliğinde iki yılda bir İtalya’nın Torino kentinde gerçekleşen “Terra Madre” gastronomi fuarını 2021’de İzmir’e getiriyor. Terra Madre fuarı, Türkiye’deki “Slow Food” gruplarının ortaklığıyla hayata geçirilecek.
 
Geçtiğimiz hafta İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Tunç Soyer ve Türkiye’deki Slow Food birliklerinden bir heyet İtalya’nın Bra kentinde Slow Food yetkilileriyle görüştü. Tunç Soyer ve Slow Food Türkiye heyeti, Slow Food Başkanı Carlo Petrini, Slow Food Genel Sekreteri Paolo Di Croce ve Balkanlar Slow Food Koordinatörü Michele Rumiz ile buluştu.

Görüşmeler sonucunda Slow Food Terra Madre fuarının Akdeniz ve Anadolu ayağının 2021’de İzmir’de yapılması konusunda anlaşmaya varıldı.İzmir’de düzenlenecek Terra Madre Fuarı’na sadece İzmir değil, tüm Türkiye ve Akdeniz’den küçük üreticiler katılacak. Anadolu mutfağının ve tarım ürünlerinin tüm örneklerinin buluşacağı fuarda, bugüne kadar ürettiğini pazarlamakta zorlanan üreticiler, kadimden gelen yerel ürünlerini tüm dünyaya aracısız olarak tanıtacak. Slow Food birlikleri ve diğer belediyeler aracılığı ile üreticilerin tek tek tespit edileceği fuarın hazırlık süreci 18 ay sürecek ve bu sürecin yönetimine Türkiye’den yüzlerce gönüllü katılacak.
 
Fuarda Türkiye’nin farklı coğrafi bölgelerinden gelen gastronomik ürünler buluşacak. Fuar kapsamında üreticiler de bir araya gelerek sorunlarını konuşacak. Sağlıklı gıdaya erişim ve tarım konusunda çok sayıda panel ve çalıştay yapılacak. İzmir’de gerçekleşecek Terra Madre’nin Türkiye ve Akdeniz’den yüzlerce yerel üretici ve binlerce ziyaretçiye ev sahipliği yapması hedefleniyor.

Özetle Carlo Petrini’nin 13 yıl önce gördüğü rüya gerçekleşiyor. Ne güzel.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 muhalif
 7 Ekim 2019 Pazartesi 07:19
slowfood a inanarak yıllar içinde destek ve emek vermişsiniz, örgütlenmeye, bilgilendirmeye çalışmışsınız, şimdi de belki de bir hayal olan Terra Madre fuarını 2021 den itibaren izmire getirilmesine vesile olmuşsunuz, umarım bu fuar sürekli olur,tebrikler..
 orhan keskinsoy
 4 Ekim 2019 Cuma 10:58
Değerli dost; Şu son zamanlardaki yemek programlarına bakınca,benim aklıma başka bir şey geliyor. Organik beslenme programı.Gelin bu şarlatanlara inat böyle bir program yapalım. Ödülünü de organik ürünlerden bir paket koyalım. Buna sponsor bile bulunur. Selam ve sevgiler
 ibrahim Yüncü
 4 Ekim 2019 Cuma 06:11
Güzel çalışmalarınız umut veriyor. Keyifle ve gurur duyarak izliyoruz. Geçen zaman içinde Özbek Köy'de hohluz ya da Yunanlıların Salingari dedikleri yemeği iştahla yiyen insanları görünce yöre köylüsünü öyle takdir ettim ki aslında diğer köylerde de kendi farklı yöresel ürünleri ile spesifik bir mutfak oluşturabilir, köylerine gidiş nedeni olabilir mi dedim. Hem ekonomik katkı hem de turistik bir işlev yaratılabilir...
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz