MENÜ
İzmir 14°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Prof. Ovalı’ya destek, tam destek
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
24 Nisan 2020 Cuma

Prof. Ovalı’ya destek, tam destek

Bu yazıda iki haber-bilgi paylaşacağım. İlki ABD’den… “Trump'ın corona-virüse karşı dezenfektan enjekte edilmesi önerisine uzmanlardan tepki geldi” ilk haberin başlığı…

ABD Başkanı Donald Trump'ın virüsün doğrudan güneş ışığına uzun süre dayanamadığını belirterek, vücuda ışın verilmesi ya da dezenfektanların enjekte edilmesi önerisine sağlık uzmanları tepki göstermiş. Trump'ın yorumları İç Güvenlik Bakanlığı Bilim ve Teknoloji Müşaviri William Byran'ın virüsün sıcaklık ve güneş ışığından nasıl etkilendiğine ilişkin yaptığı sunumdan sonra geldi.

Toplantı sonrasında da Trump'ın açıklamaları çok sayıda tepki aldı. Kolombiya Üniversitesi Felaketlere Hazırlık Merkezi Direktörü Dr. Irwin Redlener “Başkanın birilerine vücuda dezenfektan ve izopropil alkol (temizlik alkolü) enjekte edilmesini sorması dahi akıl almaz bir durum” yorumunu yaptı. Siz şaşırdınız mı? Ben şaşırmadım.

Sözde dünyanın en gelişmiş ülkesinin haline bakın; neyse ki aklı başında bilim insanları da var: Berkeley Üniversitesi'nden kamu politikaları profesörü Robert Reich da Trump'ın basın açıklamalarının kamu sağlığını tehlikeye attığını belirterek propagandanın boykot edilerek uzmanlarn dinlenmesi gerektiğini vurguladı. Reich mesajında “Ve lütfen dezenfektan içmeyin” uyarısında bulundu.

Bugün ABD’den “dezenfektan içti öldü” haberi gelse şaşırır mıyım? Asla!

***

Ve bütün dünyaya övünerek verebileceğimiz bir haber:

Coronavirüs aşısı konusunda ekibiyle birlikte çalışmalar yürüten Prof. Dr. Ercüment Ovalı, söz verdiği gibi beklenen açıklamayı 23 Nisan’da (dün) yaptı. Ovalı, “Covid-19’a karşı 2 farklı aşı üretiminin laboratuvar kısmını tamamladık. Sıra hayvan deneylerinde. Canım ülkem artık Covid-19 a karşı aşı geliştirebilen az sayıdaki ülkeler arasında” ifadesini kullandı.

Haksız mıyız bu övünmede…

Dornaz Alfa isimli ilacın koronavirüs tedavisinde kullanılabileceği şeklindeki açıklaması nedeniyle tıp uzmanlarının yanı sıra Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın da tepkisini çeken Prof. Dr. Ercüment Ova bu konuya da açıklık getirdi.

Prof. Dr.  Ovalı sosyal medya üzerinden yaptığı açıklama sonrasında , Habertürk TV Yayın Koordinatörü Kürşad Oğuz'a konuştu... Prof. Dr. Ovalı, "40 yıl sonra ilk defa bir aşıyı ürettik ve test aşamasına getirdik. Ürettiğimiz aşı diğer aşı gelene kadar geçişi sağlayacak. Tüm bu anlattıklarım bir ayda oldu" dedi.

Ovalı’nın dediklerini TV’de iki kez heyecanla izledim. Altını çizdiklerim şöyle:

DÖRT HAFTADIR GÜNEŞ GÖRMEDİK "Türkiye'deki en zengin laboratuvarda, en iyi şartlarda, mükemmel bir şekilde çalışıyoruz. Bir kuş sütümüz eksik" diyen Ovalı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Biz Türkiye'deki birçok bilim adamının bizden daha fazla çalıştığın, çok şey yapmak istediğini, belki de bizden çok da iyi şey yapabilecek belki değil kesin. Yetenekli bilim adamlarının olduğunu ben biliyorum. Ama şans bizden yana. Biz bunu yapabilecek bir laboratuvarda ve finansın altındayız. Dolayısıyla bunun karşılığını da verdik biz. 4 haftadır hiçbir personelim güneşi görmedi. Batan güneşi 4 haftadır görmemişim. Arkadaşlarım da görmedi. Ben ve arkadaşlarım günde 4-5-6 saat uykuyla çalışıyoruz. Bütün çocuklarımla çalışıyoruz. Onlara 'kahramanlarım' diyorum.

İKİ LİTRE VİRÜS İLE HERKES ÇALIŞAMAZ  : İnsanların tek bir virüsten kaçtığı bir yerde iki litre virüsün olduğu yerde herkes çalışamaz. O yüzden onları kahramanlarım diye çağırıyorum. Aşı geliştirmeyi hiç düşünmemiştim. Bulut beni aradı ve 'Ben evde durmayacağım' dedi. Hasta olup ölmeyi beklemek istemiyorum. Biz risk alalım ve laboratuvara girelim' dedi.  O gün aşı kararı verdiğimiz 17 Mart'tır. O gün aşı kararı verdik. O tarihten sonra ben onlara 'kahramanlarım, kahraman çocuklarım' dedim. En genci 22 en yaşlısı 38 yaşında. Hepsi Türkiye'nin çok iyi yerlerinde, yurtdışında eğitim almış insanlar. Hepsi çok iyi.

***

Prof. Dr. Ercüment Ovalı daha sonra “Acıbadem Labcell Hücre Laboratuvarı’nda Mart ayının ortasında ekibimizle başladığımız çalışmalarda geldiğimiz aşamaları kısaca paylaşmak istiyorum” dedi sosyal medyada şunları yazdı :

1-Koronavirüs aşısı hayvan deneyi aşamasına geldi

Covid-19 İnaktif Virüs Aşısı; preklinik invitro test aşaması tamamlanmış olup, 24.04.2020 tarihinde hayvan üzerinde deneylere başlanacaktır. Bütün dünya korona virüsüne karşı aşı geliştirme çabasında. Dünyada çok sayıda merkezde aşı geliştirmek için çalışmalar sürdürülüyor. Bu aşı araştırmalarının büyük bir kısmı, rekombinant yani sentetik aşı üretimi üzerine. Aşılar canlı virüslerin kullanıldığı atenue-inaktif veya virüsün sentetik parçalarından oluşturulan rekombinant olmak üzere iki yöntemle hazırlanıyor. İnaktif aşılar, rekombinant aşılardan çok daha hızlı hazırlanabiliyor, viral mutasyonel değişikliklerden daha az etkileniyor ve daha uzun süre etkin kullanılabiliyor. Öte yandan dezavantajları da var; kitlesel olarak çok yüksek sayıda üretilemiyor, daha yüksek maliyetli, virüsü canlı olarak laboratuvarda çoğaltmak gerektiği için maksimum düzeyde güvenlik uygulamaları gerekiyor, bağışıklık oluşturma yüzdesi rekombinant aşılara göre daha düşük. Acil müdahalelerin hayat kurtarabileceği bu özel süreçte, inaktif aşının olumlu taraflarına odaklanmak ve kısa dönem avantajlarını göz önüne almak gerekiyor. Yüksek sayıda üretilebilecek rekombinant aşılar geliştirilene kadar, doğası gereği az miktarda üretilebilen inaktif aşılar, özellikle risk altındaki sağlık personelini, ileri yaşlıları ve yine kanser, astım gibi ek hastalıkları bulunan risk altındaki kişileri koruyacak sayıda üretilebilir ve çok önemli bir yarar sağlanabilir.

Üç ayda tamamlanır

Biz, TÜBİTAK’ın destek verdiği Covid-19 inaktif virüs aşısı çalışmamızda üretimi tamamlayarak hayvan deneylerinin yapılacağı noktaya geldik. Hayvan deneylerinden sonra Faz-1 çalışmaları başlıyor, gönüllülerde 3 hafta süren yan etki ve antikor oluşturma açılarından değerlendirme yapılıyor. Sonrasında daha geniş bir popülasyonda aşı çalışmaları devam ediyor, yeterli güvenlik ve etkinlik elde edildikten sonra yine çalışma daha da genişletilebiliyor… İdeal koşullarda tüm bunlar, ortalama 3 ayda sonuçlanabilir.

Başarısız olursak girer yine çalışırız

Tüm bu aşamalar, Sağlık Bakanlığı’nın onay süreciyle gerçekleşiyor. Peki, başarılı olunamazsa?… Pek çok bilimsel araştırmanın başına geldiği gibi, hayvan deneylerinde ya da sonrasında istenmeyen bir etki ile karşılaşabiliriz, bu durumda yine laboratuvara girer, yine çalışırız.

2-Kök Hücre Çalışması: 7 hasta üzerinde araştırma yapıldı

Covid-19 tedavisinde Mezenkimal Kök Hücrenin Etkinliği; Faz II Klinik Çalışma olarak Sağlık Bakanlığı’na sunulmuş olup, münferit hastalar için bakanlığın izniyle uygulama yapılmaktadır. Kontrol grubuyla birlikte giden standardize çalışma için proje onayına ihtiyaç duyulmaktadır. Covid-19 hastalığının tedavisinde mezenkimal kök hücre uygulaması yapılabiliyor. Sağlık Bakanlığı tedavi rehberinde de yer almaktadır.  Bu ek tedavi şekli konusundaki klinik gözlemlerimize göre; uygun endikasyonla (ileri hastalık, entübe hasta) kök hücre uygulanan 7 hastada iyi sonuçlar elde ettik. Sağlık Bakanlığı’na yapılmış başvurumuz onaylandığı takdirde kontrol grubuyla beraber bilimsel bir veriye ulaşmak için klinik çalışmayı başlatacağız.

3-İmmün Plazma: Her kan grubuna uyumlu bir plazma ürettik

ACU-IP1.0 (Bağışık Konsantre/Patojen Free Plazma); üretimin yapılabilmesi için tüm şartlar oluşturulmuştur. Sağlık Bakanlığı’nın Covid-19 İmmün Plazma kullanımıyla ilgili genelgesi sonrası bu ürün de kullanıma girmiş olup, laboratuvarlarımızda üretilmektedir. Faz II Klinik çalışma için onay beklenmektedir.

TÜBİTAK tarafından desteklenen bu araştırma projesi, hastalığı yenerek bağışıklık kazanmış kişilerden kan alınması ile elde edilecek virüs spesifik antikorların toplanması ve bunların yeni hastaların tedavisinde kullanılmasına dayanıyor. Sağlık Bakanlığı, Covid-19 tanısı alıp iyileşen kişilerden alınan immün plazmanın içerdiği antikorlar nedeniyle hastaların tedavisinde kullanılabileceğini onaylamıştır. An itibariyle hastalarda kullanılacak olan immün plazmanın hazırlanması laboratuvarlarımızda en uygun şartlarda gerçekleştiriliyor.

Kan grubu uyumu sorunu oluşturmayacak girişim…

Birden fazla kişiden alınarak havuzlanan plazma; tüm virüs ve bakterilerden arındırılıyor, konsantre ediliyor, içerdiği antikor düzeyi ve çeşitliliği, ayrıca bunların virüs nötralizasyon kapasitesi de ölçülebiliyor ve standart düzeye getiriliyor (üründen ürüne farklılık olmuyor). Hazırlanan plazmadaki antikorların titre edilerek miktarlarının bilinmesi ve virüsü nötralize etme kapasitesinin ölçülebilmesi, plazma hazırlık aşamasında çok önemlidir. Ayrıca kan grubu uyumu sorunu oluşturmayacak şekilde hazırlanmaktadır. İmmün plazmanın hastalara yönelik klinik uygulamaları da devam ediyor.

Virüsle savaşacak hücreler!

4-COVID-19 Virüs Spesifik T-Lenfositler: Virüsle savaşacak T Lenfositler hazırlıyoruz!

Kovid-19 Spesifik T-lenfositler; üretimi tamamlanmış olup Faz II Klinik çalışma için TÜSEB’e destek başvurusu yapılmıştır. T-Lenfositler insanlarda bağışıklıktan sorumlu savaşçı hücrelerdir. Laboratuvar ortamında da bazı özel yöntemlerle virüsün tipine özgün olarak hazırlanan bu hücreler, bugün dirençli viral enfeksiyonların (EBV, CMEV, BK, AV) tedavisinde tüm dünyada çeşitli merkezlerde uzun süredir başarı ile kullanılıyor. Özellikle kanser, bağışıklık yetmezliği ya da bağışıklık baskılayıcı tedavi gören hastalar için uygulanılıyor.

5-Dornaz Alfa Çalışması: Klinik gözlemler Dornaz Alfa’nın denemeye devam edilmesi gerektiğini gösteriyor!

Kovid-19 tedavisinde Dornaz Alfa’nın etkinlik ve güvenlilik çalışması; Tüm laboratuvar süreçleri tamamlanmış olup, Faz II Klinik çalışma için TÜSEB’e başvurusu yapılmıştır. In vitro şartlarda (laboratuvar ortamında) beyaz kürelerin oluşturduğu jelimsi tabakayı süratle eritebildiğini gözlemlediğimiz bu ilacı kullanan kistik fibrozisli hastalarda da Kovid-19 enfeksiyonun daha hafif seyretmesi nedeniyle, standart tedaviye dirençli 3 hastada uygulama sonucu iyileşme olduğunu gördük. Bu bulgular daha önce laboratuvar ortamındaki bulgulara uyumlu olarak Kovid-19 hastalarının akciğerlerinde gelişen solunum zorluğunun kontrol edilebildiğini gözlemledik.

Sonuç olarak bu ilacın tedavide özellikle erken dönemde (entübasyon öncesi) uygulanabilirliği ile ilgili olarak TÜSEB’e destek başvurusu yapılmış olup, Sağlık Bakanlığı’na da klinik araştırma başvurusu yapılacaktır.

Çalışmalarımıza ait detaylı rapor Bakanlığımıza da sunulmuştur.

***

Bu kadar uzun açıklama sonrasında ilk baştaki düşüncemi yineliyorum: Prof. Dr Ercüment Ovalı ve kahraman arkadaşlarına destek, tam destek zamanıdır! bu yurtsever insanlar iyi yoldalar. Onlara pozitif enerji göndermeye devam edelim... Bizim yıllardır Slow Food'da yıllardır dile getirdiğimiz “Tohum üretimi - tarla ilacı- beşeri ilaç üretimi üçgeni içindeki sağlık kapitalizmi” kartelleri ne kadar izin verir bilemem ama ülkemiz adına ortaya iyi bir sonuç çıkabilir...

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz