MENÜ
İzmir 13°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Referandumda rakamların dili
Fatih YAPAR
YAZARLAR
17 Nisan 2017 Pazartesi

Referandumda rakamların dili

Cumhurbaşkanlığı sistem değişikliği 1 Kasım’da yapılan genel seçimlerin ardından aslında gündemde olmasına rağmen askıya alınmış, rafa kaldırılmış hatta soğumaya yani şartların olgunlaşmasına bırakılmıştı. 15 Temmuz’da yaşanan darbe girişimi sonrası gösterdiği tavır ve ülke içindeki FETÖ yapılanmasına karşı başlattığı mücadele,  sıcak atmosferle birlikte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kamuoyu desteğinin artmasına neden oldu. O günlerde yapılan araştırmalara bakıldığında yüzde 70’lere varan bir destek görünüyordu. Ve aradan geçen zamanda kampanyalar, yaşananlar, stratejiler, muhalefetin çalışması sandıktan çıkan orana kadar düşürdü son durumu.  Ve Türkiye’de yeni bir dönemin başlangıcı olan sistem değişikliği referandumda yüzde 51.4 evet, yüzde 48.6 oranında hayır ile kabul edildi.

Nefes kesen yarışta yaşananları bir kenara bırakırsak bu referandumda Yüksek Seçim Kurulu’nun aldığı karar ve gösterdiği tavır gerçekten çok tartışılacak gibi görünüyor. YSK Başkanı, kurumun kararlarının toplumda kabul edilmediğini, inandırıcı olmadığını anlamış olacak ki, “tartışmaya konu olan, geçersiz olduğu ileri sürülen oy pusulaları ve zarfları, Yüksek Seçim Kurulu tarafından imal ettirilen, üretilen, gerçek, doğru, sahte olmayan oy pusulası ve zarflardır” açıklaması yaptı. Çünkü, teamüllerin aksine mühürsüz zarfların da  “dışarıdan geldiği tespit edilmedikçe” gibi bir değerlendirmeyle geçerli olmasına karar verildi. Bu zarfların miktarının bir buçuk milyon adet olduğu konusu aradaki farkın 1 milyon 378 bin oy olduğu durumda çok önemliydi. Tabi ki bu durum da henüz netleşmedi. İtirazlar, yorumlar, meselenin üzerine kafa patlatmalar “atı alan Üsküdar’ı geçti” açıklamasından sonra da sürüyor.

Bu itirazlardan bir sonuç çıkmayacağına inanan da ciddi bir kitle var, umudunu halen koruyan da. Zaman her şeyi net bir şekilde gösterecek. Gerçek olan şu ki, evet cephesinde çalışanlar en başta 17 Büyükşehir’de başarılı olamadı. Sadece İzmir, Ege, kıyılar değil, Ankara ve İstanbul gibi stratejik öneme sahip kentlerin verdiği mesajlar ciddiye alınmalı. Ülkenin eğitim, bilim ve ekonomi olarak en gelişmiş bölgeleri anayasa değişikliğine “şerh” koydu. Ortak mutabakat, uzlaşı, kucaklama istedi. Bu arada Cumhurbaşkanı Erdoğan ve referandum sürecinde İzmir’den hiç ayrılmayan Başbakan Binali Yıldırım’ın tavrı, yaklaşımı çok önemli olacak. Yıldırım’ın, “Hayır diyen de evet diyen de birdir, beraberliğimizi göz bebeğimiz gibi koruyacağız” mesajı bundan sonra yaşanacakların şekillenmesine vesile olursa toplumun rahatlayacağı da kesin.  Tabi ki referandumda değişikliğin kabul edilmesiyle birlikte 18 madde hemen uygulanmayacak. En önemlisi yeni sistemin kuruluşu için 2019’a kadar zaman var. Bu dönemde hem genel hem de yerel seçim aynı anda olacak. Kalan iki yılda iktidar uzlaşı kültürünü topluma yayamaz, referandumun getirdiği kutuplaşmayı daha da derinleştirecek işlere imza atarsa seçimlerde büyük sorun yaşayabilir. Bunları da zaman gösterecek. Bu arada açık FETÖ mücadelesi, KHK’lar, operasyonlar ve dikkat çekebilecek sansasyonel işler durdurulmuştu. Referandum sonrasında OHAL’ın uzatılması ve FETÖ’ye yönelik çalışmaların artarak sürdürülmesi bekleniyor.

Bu referandumda “İzmir Marşı” ile birlikte İzmir “Hayır” diyenlerin ideali, sözcüsü, beklentisi hedefi oldu. Sistem kadar kent de konuşuldu. Şimdiye kadar yapılan kamuoyu araştırmalarının tamamında zaten İzmir’in yüzde 70 bandında bir hayır tavrı göstereceği belliydi. En son güncel araştırmayı yapan İntegral Araştırma Şirketi verilerinde de bu rakam netti.  Evet’in yüzde 31-32 bandında kalacağı, Hayır’ın ise yüzde 70 civarında bir noktada sabitleneceği öngörülüyordu. Sandık sonuçları ise yüzde 68.8 hayır, yüzde 31.2 oranını gösterdi. Aslında 7 Haziran genel seçiminde yüzde 26.2, 1 Kasım seçimlerinde ise yüzde 31.1 oy oranı almış AK Parti’ye MHP’nin desteğinin neredeyse hiç gelmediğinin de kanıtıydı. Buna tüm Türkiye’de olduğu gibi AK Parti seçmeninin yüzde 5-7 bandındaki hayır kararı da eklendiğinde gelen-giden dengesi net olarak ortaya çıkmış oldu.

İzmir sonuçları itibariyle 30 ilçede hayır çıkartsa da 2014 yerel seçim sonuçlarına göre Başbakan Binali Yıldırım’ın liderliğinde İzmir’de seçimi kazanmış şu anda 7 AK Partili belediye başkanı var. Farkın en az olduğu ilçeler MHP’den geçen Kiraz ve Kemalpaşa ilçeleri. Sürecin başından bu yana “benim ilçemde zaten başkanlık sistemi var” diyerek top çeviren MHP’li Serkan Acar’ın belediye başkanı olduğu Aliağa ilçesinde ise yüzde 65 oranında çıkan hayır dikkat çekiyor.  Yine, Torbalı, Menderes, Kınık, Ödemiş ve Selçuk’ta da belediye başkanları AK Partili. Sonuçlar analiz edildiğinde ise böyle giderse 2019 yerel seçim sürecinde bu ilçeleri zor günler bekliyor. Başbakanın oy kullandığı, milletvekillerinin kapı kapı dolaştığı, belediye başkanının sürekli boy gösterdiği Menderes’te fark hayır lehine 15 bin oya kadar çıkmış durumda. Bunların iki yıl sonraki yerel seçimlere elbette yansıması olacak.

Gelelim MHP’nin bölgedeki ayrıntılı durumuna… MHP özellikle yerel seçim sonuçlarına bakıldığında Ege illerinde birçok yerde CHP’nin önüne geçti. Mesela bunlardan birisi Manisa. AK Parti’nin genel seçim sonuçlarına göre önde olduğu Manisa’da Büyükşehir Belediyesi dahil MHP’li belediye başkanları tarafından yönetilen Salihli, Kula, Turgutlu, Alaşehir gibi nüfusu çok yüksek ilçeler var. Sonuçlara bakıldığında ise “Hayır” çok büyük bölümünde yarışı önde bitirdi. Bu da demek oluyor ki, MHP Manisa’da “Evet” kararına destek vermedi. Zaten MHP’nin parti içindeki olağanüstü kongre sürecinde Manisa, Koray Aydın, Ümit Özdağ gibi isimlerin hareket alanı olarak kayıtlara geçmişti. Bu durumu da eklediğinizde Manisa’daki durum daha da net olarak okunabilir hale geldi.  MHP sadece İzmir dışında Manisa değil, Balıkesir, Uşak, Denizli, Muğla ve Aydın’da da beklenen performansı gösteremedi.  Zaten Balıkesir’in bir önceki dönem belediye başkanı MHP Milletvekili İsmail Ok parti içinde muhalefetin önemli isimlerinden birisi olarak biliniyor. Uşak’ta ise iki dönem belediye başkanlığı yapan Ali Erdoğan bugün FETÖ’den cezaevinde olsa da Kasım ayındaki genel seçimlerinde CHP’den milletvekili adayı gösterilmişti. Denizli ve Aydın’da da MHP muhaliflerinin belediye başkanlıkları üzerindeki etkisi bariz ortaya çıkıyor.  Hal böyle iken MHP seçmeninin çok büyük oranının değişikliğe onay vermediği söylenebilir. Son olarak MHP’de “lider” ve kurumsal kimliğe bağlılık önemli bir faktördür. Parti, sadece Ege’de değil tüm illerde ve ilçelerin büyük bölümünde uzun yıllar parti başkanlığı, ülkü ocakları temsilciliği yapmış isimleri olağanüstü kongre sürecinde öğüttü. Ya kenara koydu, ya da ihraç etti. Bunların çok büyük kısmı partinin şifrelerini, damarlarını bilen isimlerdi. Şu anda görevde olan teşkilatların önemli bir kısmı yeni ve tecrübesiz. Gerek parti, gerekse parti dışında bir süreç yaşandığında bugün olduğu gibi kitleleri sürükleyebilecek yetenekleri de yok. Bunun gibi daha birçok sebep nedeniyle matekatiksel olarak “Evet” e gitmesi gereken oylar ibreyi “Hayır”a çevirdi.

Bu arada sonuçların kamuoyuna yansımasıyla, beklentiler, talepler yok değil. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun koltuğunu sallandıracak “olağanüstü kurultay” girişimleri mutlaka olacaktır. Bunun şimdiden altyapısının hazırlanmasına yönelik çalışmalar başladı. HDP’nin Doğu ve Güneydoğu’da Hayır’a yeterince asılmaması, kampanyaya yön verecek isimlerin aktif olmaması gibi nedenlerde hayır cephesinin tüm çalışmaları Kılıçdaroğlu’nun sırtına yüklense de bir değişim, dönüşüm CHP’de şimdilik zor gibi görünüyor. Başından bu yana evet için çalışan MHP’nin kurumsal yapısının tabanda karşılık bulamaması, MHP seçmeninde destek görmemesi de meseleyi başka boyuta götürüyor. Bundan sonraki seçimlerde MHP’nin alacağı oy oranı Bahçeli’nin gösterdiği tavrın sonucu olarak gün yüzüne çıkacaktır. Yani sandık sonuçlarının tüm siyasi partilere olduğu gibi liderlere de bedeli olacak.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 sezarın hakkı sezara
 18 Nisan 2017 Salı 18:24
Tuğrul Akman bey! 2015 genel seçimlerinde AKP Torbalı da %37.1 oy almış. 2017 referandum da %31.2 oy almış! Nasıl oluyorda 10.000 oy artışı sağlıyor ? 10.000 oy kaybetmiş demek istediniz sanırım :)
 Tuğrul Akman
 18 Nisan 2017 Salı 12:12
Fatih bey Ak Parti Torbalı'da yerel seçimlere oranla oylarında 10 bin artış sağladı. Oranda ise iki puan arttırdı. Veriler onu gösteriyor. Düzletmek istedim.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz