MENÜ
İzmir 14°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Rektör Hoca bu ne iş?
Fatih YAPAR
YAZARLAR
22 Ocak 2018 Pazartesi

Rektör Hoca bu ne iş?

Ege Üniversitesi’nin çiçeği burnunda Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak...

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın onayıyla, 15 Temmuz sonrası FETÖ/PDY soruşturması nedeniyle hakkında yakalama kararı çıkartılan ve sonrasında yurt dışına kaçtığı öğrenilen Prof. Dr. Cüneyt Hoşcoşkun’un ardından bu göreve atandı. Üniversite, bu arada YÖK Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Beril Dedeoğlu tarafından da bir süre yönetildi.

Vekaletlerin asaletlere dönüştüğü görevlendirme sonrasında kısa süre öncesinde çalışmalara başlayan Prof. Dr. Budak’ın maşallahı var!

Arı gibi çalışıyor. Bir bakıyorsunuz kütüphanede, bir bakıyorsunuz öğrencileri evlerinde ziyaret ediyor. Metroda, otobüs durağında soğuktan üşümesinler diye onlara çorba ikram ediyor. Sosyal medyayı da aktif kullanmayı ihmal etmiyor.  Twitter hesabı bir fenomen edasıyla çalışıyor.

Espriler, diyaloglar, sorulara verilen yanıtlar dikkat çekiyor!

Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi’ndeki akademik yaşamını önce CHP’den Edirne Milletvekilliği sonrasında ise AK Parti’ye transferi ile taçlandıran Budak’ın siyasi tecrübesi de gayet yerinde. Son olarak Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakan Danışmanlığı görevinden bu göreve atanan Budak, İzmir’e yeniden uyum sağlamış görünüyor.

Ülkenin içinde bulunduğu durum itibariyle akademik camiada gerçekleşen görevlendirmelerin “siyasi mi yoksa bilimsel mi olduğunu” tartışmak artık “tavuğun mu yumurtadan yoksa yumurtanın mı tavuktan çıktığını” tartışmak kadar anlamsız bir hal almış durumda.

15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminden sonra Ağustos ayında göreve atanan firari Hoşcoşkun’un kadrolarındaki değişim ve sonrasındaki isim Prof. Dr. Dedeoğlu’nun atamalarındaki fırtına bu kez olmadı. Usta bir hamleyle Prof. Budak, eski ekibe “elveda” yeni ekibine de “merhaba” dedi.

Hem de hiç mesele olmadan, tereyağından kıl çeker gibi!

Herkesin bildiği gibi üniversitelerin durumu, yapısı zaman zaman tartışma konusu da olur. Akademik camianın sosyal yaşamdan kopukluğu, bilim üretim yerlerinin kentin sanayisini, yerel yönetimini takip etmediği, iletişim kurulamadığı gibi konulardan dem vurulur.

İşte şimdi yeni bir sorun var!

Ne yazık ki Bornova Belediyesi’nin Ege Üniversitesi ile yaptığı işbirliği protokolleri, çalışmaları ve projeleri askıya alınmış durumda.

Peki niçin, kimin kararıyla? Ve hangi iradenin inisiyatifiyle?

2009-2014 yılları arasında Bornova Belediyesi’nin başkanlığını yapan Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır tıpkı şimdiki Rektör Prof. Dr. Budak gibi Ziraat Fakültesi’nden siyasi bir göreve geldi. Bunu da beş yıl boyunca yaptı. Şimdi ise CHP’nin hem Genel Sekreteri hem de İzmir’den milletvekili olarak görev yapıyor.

Bornova’yı dört yıldır ise akademik unvan taşıyan “Yüksek Mimar” Olgun Atila yönetiyor. Hal böyle iken üniversiteyle özdeşleşmiş bir belediyenin “ortak” projeleri neden bir çırpıda kenara atılır?

Gelelim ayrıntılara…

Başkan Atila’nın “üniversite bizim gözbebeğimiz” diyerek yaptığı çalışmalar arasında neler yoktu ki!

Bornova Belediyesi, Ege Üniversitesi, MTK Tekstilciler Sitesi ve İzmir Kalkınma Ajansı işbirliğiyle kadınlara yönelik iş garantili konfeksiyon kurslarının verildiği Bornova Konfeksiyon Eğitim Merkezi (BOR-KEM) artık hayal oldu.

Belediyenin binaların depreme dayanıklılığının tespit edilmesinde kullanılan cihaz ve yardımcı ekipmanları hibe ettiği Mühendislik Fakültesi ile ortak kurulan Deprem Etüd Merkezi’ndeki “kullanım” sözleri de askıya alındı.

Belediye-üniversite işbirliğinde vatandaşların en çok merak ettiği sağlık sorunlarının ele alındığı Sağlık Halk Kongresi de artık yapılmayacak. Ve toplumun her kesimini etkileyen hastalıklar konusunda uzman öğretim üyelerinin sunumları artık gösterilmeyecek. Etkinliklerde yapılan “ücretsiz” kan şekeri ve tansiyon ölçümleri gibi basit işlemler bile olmayacak.

Belediyenin üniversiteyle uzun süredir ortak uyguladığı “Diyabet Günü Etkinlikleri” de bu kararlardan etkilenecek.  Bilgilendirme panelleri, toplantılar vatandaşla kucaklaşamayacak. 

Bu arada aynı kapsamda, Uluslararası Gençlik ve Dans Festivali, Bornova Belediyesi’nin desteği ile Dost Market Kart sponsorluğunda yapılan etkinlikler, girişimcilik oyunları, down sendromlu gençleri sosyalleşmelerini sağlamak amacıyla düzenlenen eğitimler de ne yazık ki bu uygulamadan nasibini alacak.

Meselenin özetine gelirsek; Bornova’nın Belediye Başkanı Olgun Atila akademisyen olmadığı için üniversite rektörü olamayacağına göre bir şık var.

O da, akademisyen rektörün yeni siyasi hedefleri ya da Bornova Belediye Başkanlığı hayali!

Sayın rektöre, Başbakanlığını İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’ın yaptığı hükümetten ya da iktidar partisinin bir milletvekilinden “ortaklıkları boz, yerel yönetimi görmezden gel” önerisi geleceğini kesinlikle sanmıyorum.

Son bir şık daha var!

Onu da, şahsen Ege Üniversitesi kampüsünün yıllarca tozunu yutmuş, bu üniversitenin mensubu olan bir kişi olarak söylüyorum;

BİR YERLERE YARANMAK!

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 
 23 Ocak 2018 Salı 11:36
bornovayı yüksek mimar!!! yönetiyor ama izmirin en berbat yeri. yüksek mimarsa bornova yandı. bu kafayla hiçbir yere varılamaz. hayal görüşü olmadıktan sonra isterse ABD başkanı olsun sıfır.
 Ercan
 22 Ocak 2018 Pazartesi 19:17
Izmire şaşı bırakmaktan bir türlü kurtulamadılar
 göçmen
 22 Ocak 2018 Pazartesi 17:14
Fatih bey sizin yazılarınızı hep beyenerek okuyorum.Bu yazınız kayıtlarda dursun Sn rektör born.beled.başk.için derin hesaplar yapıyor.Allah sonunu hayırlı eylesin
 Izmir li
 22 Ocak 2018 Pazartesi 15:53
Ege ünv. Başı Buyruk bir şekilde gidiyor özellikle hastane almış başını gitmiş çorap değiştirir gibi yöneticiler değişiyor her gelen keyfine uygun yönetiyor.ve taşeron şirketle saman altından su yürütüp türlü oyunlarla,hakkını arayıp kazanmış işçileri işten çıkarmayı iyi biliyor efendiler koca ege ünv. 2 ayda bir ihale yaparak işçilerin hak kazanma şansını sıfırlıyorlar.Ne hikmetse ihaleyi alan şirkeler ise dönüşümlü aynı şirketler ha bide yaptıkları yanlıştan dolayı yedikleri cezayı iptal ettirmek için işçiden baskı ile yazı istemesinide bilir bunlar eğer yazı vermez isen iş akdin fesih edilir demesinide bilirler birde Ne yaparlar işçi yazıyı vermez ise işten tazminatsız çıkarmasınıda güzel bilirler.işçiye nekadar kızdılar ise artık işsizlik maaşı almasın diye 22. Maddeden çıkarmasınıda bilirler.tabi çalışırken işsizlik maaşı kesintisi kendi maaşlarından yapılıyor ya neyse her türlü haklı olmayı bilirler...
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz