MENÜ
İzmir 13°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Renkler solarken bir bir…
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
18 Temmuz 2020 Cumartesi

Renkler solarken bir bir…

Türkiye kimileri kabul etmese de özellikle son dönemde renkliliğe tahammülün giderek azaldığını gördüğümüz bir ülke… Ne renkliliği ulan! Dendiğini duysak şaşırmam…

Bu gri ülkeye neşesiyle, üslûbuyla, sanatıyla, becerileriyle renk katan bir sanatçıyı, son derece zarif, rafine bir insanı yitirdik 87 yaşında… Seyfi Dursunoğlu ya da Huysuz Virjin alanında benzersiz bir kimlikti… Huysuz Virjin’in kantolarını, danslarını severek izledik TV’lerde 40 sene…

Son zamanlara pek üzgündü… “45 yıl önceki Türkiye beni kabul etmişti, şimdiki Türkiye mi beni kabul etmeyecek?'' diyordu… Bu ülkeyi bazı ikiyüzlülükleriyle yüzleştirmişti aslında… Ama öyle bir ikiyüzlülükle karşı karşıya kaldı ki. Cinsel eğilimi yüzünden değildi kendisine verilen ceza. Öyle olmasa “uyduruk diva” kanal kanal gezerken o evine mahkum edilmezdi. Huysuz Virjin, cumhuriyetçiydi, laik demokratik Türkiye’den yanaydı ve o nedenle cezalandırılıyordu…

Alfa Yayınları'ndan çıkan “Katinanın Elinde Makası” adlı kitabı ne keyifle, ne hüzünle, bazen de kahkaha ile okumuştum. Temizlik takıntısını anlamıştım. Korhan Atay ile Figen Kumru Akşit’in büyük emeklerinin ürünüydü… Huysuz Virjin ile Seyfi Bey’in hikayesi anılar, tanıklıklar, gözlem ve yorumlar, bir nehir söyleşiydi…

Gazeteci dostlarım şöyle demişlerdi kitap için: Akıllı, terbiyeli, titiz ve eni konu muhafazakâr bir İstanbul beyefendisi; son derece zeki, erkek düşkünü, hafifmeşrep, müptezel, nüktedan, ağzına geleni hemen söyleyecek denli açık sözlü, şıklık ötesi frapan, geçkin ama camisi ve mihrabı hâlâ yerinde bir kadınla evlenirse ne olur? Günler, haftalar, aylar süren bir söyleşi bombardımanının ardından anladık ki, Seyfi Dursunoğlu oluyor. Seyfi Bey ve Huysuz Virjin, “iyi günü ve kötü günü” birlikte yaşamak için söz vermişler bir kez. Zaman zaman birbirlerinden bıkıp “hayatlarını yaşamak” isteseler de, Katolik nikâhı kadar dönülmez bir söz onlarınki.

Tursun ailesi Trabzon’dan İstanbul’a 1938’de göçmüş. Soyadları sonradan Dursun olmuş, 1932 doğumlu Seyfettin bir değişiklik daha yaparak Dursunoğlu’na çevirmiş bu soyadını. Atikali’de başladığı ilkokulu Beylerbeyi’nde bitiren Seyfettin, Arnavutköy’deki Feyziati Lisesi’ne devam etmiş. (Arada Heybeliada Deniz Koleji var, ama askerî disiplin ona göre değil) Edebiyat Fakültesi’nin İngiliz Filolojisi bölümü. Onu da yarım bırakarak, Sosyal Sigortalar Kurumu’nda çalışmaya başlamış.

38 yaşında devlet memurluğunu bırakıp Huysuz Virjin gibi muazzam bir karakteri yaratıp sahneye taşımış bir cesur insandı Seyfi Dursunoğlu. Sahneyi her şeyden çok sevmiş ve yüceltmişti fakat yasaklarla sahneden mahrum bırakılmıştı son dönemlerde…

Tüm mal varlığını Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ‘ne , bedenini de kadavra olarak bağışlayarak ölürken de ders verdi.

Çocuk tecavüzcülerinin elini kolunu sallaya sallaya sokakta gezdiği bu ülkede onu sahneye çıkarmamalarını anlayamıyordu. Ya da 45 sene evvel kabul görüp 45 sene sonra yasak yemesini anlıyordu!

Çünkü her gösterisinde gülümseten, hicveden, çok zeki ve merhametli bir insandı.

Sorar ya imam son namazda, “nasıl bilirsiniz?” diye. İyi bilirdik, çooook iyi bilirdik…

***

Hangi çiçek, diğerini “sarı açtı” diye ayıplar..? Hangi kuş, “farklı ötünce” diğerine yasak koyar?

Bukowski 

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Çok acı
 20 Temmuz 2020 Pazartesi 16:36
Yüreğinize sağlık. Çok güzel yazmışsınız.
 barış abdullah kuş
 20 Temmuz 2020 Pazartesi 13:08
kalemine saglık!
 Nurgül Çerçioğlu
 19 Temmuz 2020 Pazar 14:50
Kaleminize sağlık çok güzel bir anlatım olmuş
 İyi bilirdik
 18 Temmuz 2020 Cumartesi 15:55
İyi diye geçinen birçok kişiden daha iyi idi. Işıklar içinde uyusun.
 Esin Kurt
 18 Temmuz 2020 Cumartesi 15:33
Işık’lar yolunu aydınlatsın.Kaleminizle hayat bulmuş,anılmış.??????
 Yeri dolmayacak bir değerdi
 18 Temmuz 2020 Cumartesi 14:46
"Biz kimsenin hayatına karışmıyoruzun" en belirgin örneğidir rahmetli.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz