MENÜ
İzmir 11°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Şapka devrimini neden İzmir’den başlatmadı?
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
16 Eylül 2018 Pazar

Şapka devrimini neden İzmir’den başlatmadı?

Bugün Pazar…

Bugün; bu köşede bir kez daha…

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü…

Minnetle anma günü…

***

Ulu Önder…

57 yıllık kısacık ömründe…

Düşman çizmesinden kurtardığı ve…

Kuruluşu başlattığı İzmir’e…

Tam 17 kez geldi…

O’na Selanik’i hatırlattığı için…

İzmir’in kalbinde ayrı bir yeri vardı…

İzmirli bir kızla evlendi…

Çok önemli kararlarını bu kadim kentte aldı…

Bu şehri çok sevdi…

Bu şehir de O’nu çok sevdi…

***

Mustafa Kemal, İzmir’i ilk kez…

1905 yılının Şubat’ında gördü…

İstanbul’dan kalkan Nemse Vapuru ile…

Sürgün yediği Beyrut’a gidiyordu…

Kentin güzelliğine vuruldu…

Vapuru kaçırma pahasına Kordonboyu’nda dolaştı…

İzmir’e aşık oldu…

Sonra Eylül 1907’de Selanik’e giderken…

Kısmet oldu, bir kez daha İzmir’i görmek…

Kentle üçüncü kez buluşması…

Trablusgarp’a giderken gerçekleşti…

***

Ve Ata’nın İzmir’le dördüncü buluşması…

Tarih; 10 Eylül 1922…

İzmir’in kurtuluşunun ertesi günü…

Öğleden sonra…

Karşıyaka’da kendisine tahsis edilen eve gider…

Bi’de ne görsün?

Kapının önüne ipek bir Yunan bayrağı serilmiş…

Üzerine basılacak bir yol halısı gibi yayılmış…

Konutun önüne biriken İzmirliler Ata’ya sesleniyor:

“Buyurunuz geçiniz.... Bizim öcümüzü yerine getiriniz... Yabancı kral bu evden içeri, bizim bayrağımıza basarak girmişti…”

Mustafa Kemal yerde serili bayrağın önünde durur…

Adeta yalvaran İzmirliler’e bakar ve şöyle der:

“O geçmişte kötü bir şey yapmış... Bir milletin istiklalini temsil eden bayrak çiğnenmez… Ben onun hatasını tekrar edemem…”

Bayrağı kaldırtır ve bembeyaz mermerlere basarak içeri girer…

***

O gece…

10 Eylül gecesi…

Üzerinde sivil elbise, bir kaç arkadaşıyla Kramer Palas Oteli’ne gider…

Burayı tercih edişinin nedeni…

Selanik’in Beyaz Kule Kordonu’ndaki…

Ünlü Olimpos Gazinosu’na çok benzemesindendir…

Salona girerlerken, Rum bir garson önüne dikilir!

“Yerimiz yoktur efendim” der…

Mustafa Kemal, “Canım şöyle bir köşeye sığışsaydık...” diyecek olur…

Bozuk Türkçesi ile garson direnir:

“Mümkünsüzdür efendim yerimiz yoktur...”

O sırada müşterilerden biri onu tanır, “Mustafa Kemal Paşa!” diye bağırınca herkes fırlar alkışlar, çığlıklar yükselir… Bu sefer aynı Rum garson: “Emriniz paşam?” diye sorar…
Gazi, garsona: “Kral Kostantin İzmir’e geldiği zaman buraya oturup bir kadeh rakı içti mi?” diye sorar…
Garson, “Hayır Paşa efendimiz…” der…

“Yazık” der Mustafa Kemal ve ekler:

“Öyleyse neden İzmir’i almak istemiş?”

***

Tarih; 14 Eylül 1922…

İzmirliler Atatürk'e hemşehrilik teklif eder…

Ulu Önder duygulanır, kabul eder…

Ardından kent sakinlerine şöyle seslenir:

“İzmirli hemşehrilerime sevgi ve bağlılıkla teşekkürlerimi sunarım... İzmir'in acılarını gidermek için genel görevlerimizin verdiği zorunluluktan başka özel ve içten bir ilgi ile çalışmak, benim için bir ülkü olacaktır…”

***

Tarih; 16 Haziran 1926…

Ata’nın İzmir’e 10’uncu ziyareti…

Gazi, Naim Palas’ın alt kat taşlığında kurulan kalabalık sofrada…

İki garsonun perdeleri kapattığını görüyor…

Tepkisi müthiş:

“Açın perdeleri! Kapıları da ardına kadar açın… Ne varsa millet görsün ve bilsin ki; biz işte böyle yemek yiyoruz, böyle içki içiyoruz... Merak ederler önce birikir, bakarlar, sonra görürler anlarlar ve kendi işlerine giderler…”

Gerçekten de söylediği gibi oluyor… İzmirliler, önce uzanıp baktılar sonra çekilip gidiyorlar…

Atatürk resmi ve özel hayatında, alışkanlıklarını saklayıp gizlemek, ayrı gözükmek için hiç çaba göstermedi…

***

Bitiriyoruz…

En önemli ayrıntı ile…

Atatürk, 23 Ağustos 1925'te…

Kastamonu ve İnebolu'ya yaptığı seyahatlerde…

Başındaki şapkayı halka göstererek…

Kıyafet devriminin ilk işaretini vermişti…

Bir kaç ay sonra İzmir’i ziyaret eder…

Tarih; 11-16 Ekim 1925…

Atatürk Karşıyaka’ya vapurdan başında hasır bir şapkayla çıkar…

İzmirli erkekler de O’nu başlarında şapka ile karşılar…

Öyle ki…

Halk şapka namına ne varsa başına geçirmişti…

Hatta silindir şapkalı hamallar bile göze çarpıyordu…

Yazar Falih Rıfkı Atay, dayanamadı ve sordu…

“İzmir gibi aydın çevreler varken ilk şapkayı niçin Kastamonu’da giydiniz Paşam?”

Mustafa Kemal’in cevabı, tarihe geçecek nitelikteydi:

“İzmir halkı beni bir çok defa gördü… Eğer orada şapka giysem bana değil, şapkama bakarlardı… Beni ilk defa görenler ise şapkamla olduğu gibi kabul ettiler…”

Sonsöz: “Medeniyetin emir ve talep ettiğini yapmak, insan olmak için yeterlidir… / Mustafa Kemal Atatürk…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Sarı Çizmeli Memed'A.
 16 Eylül 2018 Pazar 17:56
Yazınızı okurken, Kurtuluş Savaşı sırasında Kastamonu'nun ilçesi İnebolu'nun limanından başlayarak Anadolu'nun içlerine uzanan ve Kuva-yı Milliye'ye yurtsever insan gücü ile gerekli savaş mühimmatının gizlice ulaştırılmasında önemli bir katkıda bulunan o 'unutulmayan güzergah'ı ve o 'unutulmayacak yurtsever direnişçiler'i anımsadım. Ve nedense hüzünle anımsadım. Bir şey kaldı mı ki geriye? :(((
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz