MENÜ
İzmir 10°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Seçim geldi hanım, oğlana bir kat çıkalım
Fatih YAPAR
YAZARLAR
26 Nisan 2018 Perşembe

Seçim geldi hanım, oğlana bir kat çıkalım

Genel seçim takvimi açıklandığından bu yana “ittifak” meselesi ana gündem maddemiz!

Kim kiminle ne yapacak, nerede duracak, nasıl hareket edecek, sonuç sandığa ne şekilde yansıyacak en büyük derdimiz.

Siyasi tartışmalar, adaylar, isimler, geçmişleri, gelecekleri şöyle bir kenara dursun memlekette olan bitenlere bir göz atmakta fayda var.

Ekonomik çalkantılar, krediler, bankaların nakit durumu, piyasanın sübvanse edilmesi, çıkan yasa ve yönetmelikler aslında “erken seçim” çanlarının çaldığının işaretiydi. Kısa süre önce de KGF modeli bir “nefes kredisi” dağıtımı yapıldı. Çiftçiye, üreticiye banka hesapları üzerinden nakit akışı sağlandı. Borçlar ertelendi, taksitlendirildi. Üstüne kamu kurumlarına “vatandaşın üzerine fazla gitmeyin” talimatı da verildi.

Nasıl olsa seçim vardı!

Yoğun gündemin içinde bir önemli konu daha var. O da imar affı!

Nedir bu imar konusu?

Kayseri’nin eski Büyükşehir Belediye Başkanı şimdiki Çevre ve Şehircilik Bakanımız Mehmet Özhaseki açıklamasını yaptı. Kamuoyuna “imar barışı” olarak sunulan affın ayrıntıları henüz yasallaşmadı ama çerçevesi belli.

Malum her seçim döneminde uyanık vatandaş binasının üzerine bir adet kaçak kat çıkarken kanun ve yönetmelikleri ciddiye alanlar ise vergilerini öderler. Yapanın yanına kar kalan bir sistematik durum içinde belediyeler ne kaçak yapıları yıkar ne de kesilen cezaları tahsil edebilirler.

Evin reisinin, “seçim geldi hanım oğlana bir kat çıkalım” diyerek içselleştirdiği durumu bizzat bakan bey şöyle anlatıyor:

“Türkiye’de yaklaşık 25-26 milyon civarında bağımsız birimin yüzde 60’ının devletle ihtilaflı olduğu bir ortamdayız. İmara aykırılıklar var, işgaller var. Devletle ihtilaflı çözüm bekleyen yerler var. Mahkemelerde sürünen yerler var. Bu ülkede yüzde 60 mülk sahibi, devletle ihtilaflıysa buna bir çözüm getirmek lazım. Eğer şu an mevzuat uygulansın diyorsanız, kanun 'hem yıkılsın hem para cezası verilsin' diyor. Hangi belediye yapıyor peki? AK Partili belediye mi, CHP’li belediye mi? Hiçbirisi yapamıyor. İzmir’in yüzde 62’si kaçak yarın ceza yazsınlar da göreyim. İstanbul Sarıyer’in yüzde 80’i, Üsküdar’ın yüzde 75-80’i kaçak. AK Partili belediye vatandaşa ceza yazsın da göreyim. Ceza kesmiyorlar ama yıkmıyorlar da”

Aslında bu ülkede hem belediye başkanlığı hem milletvekilliği hem de bakanlık yapan en önemli isimlerden biri olan Özhaseki mesenin özetini net bir şekilde açıklıyor.

Çünkü yine bir imar affı, kaçak yapılara onay geliyor!

Bakan’ın açıklamalarında çok önemli bir konu daha var. O da yıllardır allanıp pullanıp anlatılan kentsel dönüşüm yasasının getirileri. 

Hepimiz biliyoruz ki büyük şehirlerde kentsel dönüşüm önemli bir sorun. Bu da parsel bazlı değil ada bazlı yeni planlarla mümkün.

Bakan bey bu konuya da şu sözlerle yaklaşıyor:

“Belediyelerde,  bina bazlı değil de alan bazlı dönüşüm yapanlara kredi verilecek. Bina bazlı dönüşüm bir tek Kadıköy’de işliyordu o da battı zaten. Bina bazlı doğru değil, işe yaramıyor. Vatandaşla müteahhiti yüz göz etmeyecekler. Yüz göz olunca Fikirtepe gibi çamur çıkıyor. Belediye ortada olacak”

Bakan Özhaseki aslında İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin uyguladığı modeli tarif ediyor. Bina değil alan bazlı bir değişim, dönüşüm…

İzmir Büyükşehir, Karabağlar Uzundere’de başladı. Büyük bir özenle de sürdürüyor. Kimse Fikirtepe’de bakanın ‘çamur’ olarak nitelendirdiği gibi yerinden, yurdundan da gitmedi. Kadifekale’de, Ballıkuyu’da isteyene parası, isteyene Uzundere’den konut verildi. Yıkılan yerlere yüksek binalar değil ağaçlar dikildi. Bölge çiçeklendi, yeşillendi!

Büyükşehir’in Karşıyaka Örnekköy’de projesi sürüyor. Karabağlar Uzundere ve Gaziemir Aktepe-Emrez ise izin bekliyor.

Hazine, mülkiyetindeki yerleri belediyeye parasıyla satarsa buralarda da çalışmalar başlayacak.

Dönüşen bölgelerde insanlar tapularını gönül rahatlığı ile belediyeye veriyor. Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun bu konudaki bakışına, duruşuna inanıyor.

Her şeyden önce O’na güveniyor!

En önemlisi müteahhit ile vatandaş İzmir’deki bu projelerde yüz göz olmuyor. Belediye burada kamusal bir anlayışla dengeyi sağlıyor. 

Düşünün!

Yıllardır dişinizden, tırnağınızdan arttırarak sahibi olduğunuz evi gözünüzü bile kırpmadan sadece bir imza karşılığında belediyeye veriyorsunuz.

Biliyorsunuz ki sizin o tapunuza kendi evinin tapusu gibi sahip çıkan, koruyan, kollayan birileri var. O birileri sizin adınıza müteahhitle masaya oturuyor. Hakkınızı savunuyor.

İzmir’de başlayan birçok uygulama örnek model olarak Türkiye’ye yayıldı. En başta kırsal kalkınma, okul sütü projesi tüm ülkeyi sardı.

Emin olun ülke kentsel dönüşümde de İzmir modeline eninde sonunda gelecek. Hem de kısa zamanda bunu yapacak.

Konuyla bağlantılı son bir not ile bitireyim!

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu herkesin bildiği gibi ticaretle uğraşan bir isim. Mali yapısı, ekonomisi iyi, işi gücü olan bir belediye başkanı. İşlerini de çocukları yürütüyor.

Kocaoğlu ailesi Konak Alsancak Semti’nde 4 katı kendilerine ait olan 6,5 katlı binanın kentsel dönüşüm yasasından yararlanması için başvuru yaptı. Bina yıkıldı, yerine de ailenin şirketi olan Seçkin Ev Eşyaları Ticaret Sanayi Ltd. ŞTİ tarafından da 7 katlı bina dikildi.

Ne yazık ki bu konuda bir kara propaganda yapılıyor. Kocaoğlu’nun kent genelindeki dönüşüm çalışmaları için kullanıldığında tehlikeli olabileceğini anlattığı “6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kentsel Dönüşüm Yasası’ndan”  yararlanarak bu dönüşümü yaptığı ifade ediliyor.

Düşünün dört katı kendinize ait bir eviniz var. Diğer iki katta oturan komşularınızdan hiçbir ücret almadan binayı dönüştürüyorsunuz. Ve en önemlisi komşularınız başka bir yere değil yine aynı binaya gelerek yerleşiyor. Size de buçuk dairenin tamamlanmış hali müteahhitlik payı olarak kalıyor.

Kime sorarsanız sorun, hangi müteahhide giderseniz gidin böyle bir dönüşümü ticaret amacıyla yapamaz. Ailenin tamamen kendine yaptırdığı bu binada ileride oturup oturmayacakları da kendi sorunları olduğuna göre, alan da memnun satan da memnunsa olan durumdan kime ne?

Kısaca gasp, hak yeme, mülkiyet hakkına tecavüz bunun neresinde?

İzah edeyim istedim…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Gürkan
 27 Nisan 2018 Cuma 12:46
Arkadaş herhalde teknolojiden pek anlamıyor ; yazdıklarımı saatlerce yazdığımı düşünüyor. Ha ha ha ... yazdıklarımın aksini ya da doğrusunu yazdı bizde öğrenelim. Beni ikna et. İzmir'e sel basmıyor de; şehrin yüzde 70 i çarpık yapılaşmamış de; şehrin merkezi lağım kokmuyor de ... diyebilir misin, tabiki de hayır.
 Gürkan
 27 Nisan 2018 Cuma 12:23
Alen 35, haklısın. İzmir mükemmel bir şehir. Hiçbir sorunu yok. Her şey mükemmel :) kardeşim şu at gözlüklerini bir zahmet çıkarın da şöyle bir etrafınıza bakın da şehrin halini görün. Ayrıca buraya yorum yazınca işsiz biri mi olduk ? Konumuz bu mu ?
 Alen35
 27 Nisan 2018 Cuma 12:08
Gürkan kardeşim valla haklı oldugun konular var elbet ama bukadar uzun yazıcak vakti bulgduguna göre işssiz birisin :) Sen kendini inandırmışsın milleti de inandırmaya çlaşıyorsun ama neye yahu?
 Gürkan
 27 Nisan 2018 Cuma 00:49
İzmir'e sel basar ama Ankara, İstanbul' a da basıyor( bana ne !) diye zühürt tesellisi gibi herkes İzmir' de yaşamak istiyor diye hayal dünyasında yaşayan insanlar var oldukça İzmir gecekondu şehri olmaya devam eder. Böyle devam edin. Avrupalı İzmir :) yarın bir gün bir deprem olsa hesabını kimse veremez. Bu şehir tartışmasız büyükşehirler içinde şehircilik olarak en geri kalmış , en çarpık şehirdir. Bu çok net. Havaalanından şehre gelirken Türkiye' nin 3.büyük şehrine değil de Suriye'ye gitmişsin gibi bir görüntü var. 20 yılda tek bir çivi çakılmaz mı yahu ! Uzundere' de 3-5 bina yıkıldı diye sevinir duruma gelmişiz. Yahu bu şehrin bir çok semtinin hali içler acısı halde. Kötü değil perişan. Türkiye' nin 3.büyük şehri mi kasaba mı belli değil. Köyünden dışarı çıkmamış vatandaş da sanıyor ki İzmir cennet , herkes orada yaşamak istiyor. Şehrin ortası lağım kokuyor lağım. Ne hikaye anlatıyorsunuz ! Aktarma merkezi yapıyorsun kokudan geçilmiyor. Yok mu bunun bir çaresi ? Arıtmada lider şehir lağım kokuyor. Narlıdere lağım kokuyor , bayraklı öyle, Alsancak öyle, Halkapınar öyle ... Yazık yahu ! Çözüm sunun , bahane üretmeyin . Ücra bir köşede gecekondu olur neyse de İzmir'in büyük kısmı gecekondu, çarpık yapılaşmış durumda adam İstanbul'da, Ankara' da daha çok gecekondu var diyor. Şaka gibi !
 Gürkan
 26 Nisan 2018 Perşembe 23:02
Ankara örneğini verirken dikkat ederseniz "İzmir'e göre" çağ atlamış dedim. Her iki şehrin eski halini bilenler bilir. Bir tarafta iyi kötü değişim varken bir taraf yerinde sayıyor. Yoksa dünyanın gelişmiş şehirlerinin yanında Türkiye'deki şehirler şehircilik açısından vasat bile değildir. İzmir ' in ise yüzde 70' i çarpık yapılaşmış durumda. Aksini mi iddia ediyorsunuz ? "Türkiye' de daha kötü yerler var, bu genel bir sorun." İyi de bana ne ! Ben İzmir' in sorunlarını konuşuyorum , Hakkari ' nin değil. Daha kötü yerler var diye İzmir' de böyle mi kalsın ? Çözüm öneriniz yok mu ? İzmir' de şehrin merkezi yerleri dahil dökülüyor. Yeterli yol yapılmıyor. 10 senedir Yeşildere otogar yolu yapılacak. Yıl olmuş 2018 daha çalışmalar yeni başladı. Alt tarafı 7 km yol yapacaklar. 2000' li yıllardan beri kaç tane bulvar açıldı ? 2 , 3 ? Yeterli yol açılmadığı gibi alternatif yollar da yok. İzmir ' de son 20 yılda en az 10 tane Yeşildere otogar, Yüzbaşı İbrahim Hakkı Caddesi gibi bulvarlar yapılması gerekirdi ama yapılmadı. Şehrin ana caddeleri 2x2. Çoğu yerde de 1x1 oluyor. Bugün Buca' da , Karabağlar' da doğru düzgün yol yok, metro yok. 1 milyon kişi yaşıyor. Metro diyorsun 19 km' de kaldı. 4,2 milyonluk şehirde 19 km metro var. Hangi ulaşım ağından bahsediyorsunuz ? Yarım yamalak yapılan tramvay mı yoksa banliyö hattı mı bu şehri kurtaracak? kışın kömür kokusundan dışarı çıkılmıyor. Şehrin merkezinde dahi bir çok semtte doğalgaz yok. Çalışma da yok. Doğru düzgün konut yapılmadığı için konut fiyatları uçmuş durumda. Şehrin merkezi doğru düzgün planlanıp arsa üretilmediği için şehrin uçlarına, tepelere konut yapılıyor. Şehrin içinden geçen derelerin hali de , etrafı da perişan durumda. Bu alanlar şehre niye kazandırılmaz? Avrupalı şehir içinden geçen sulardan gondol yüzdürür, bizim dereler lağım kokar , çöp içinde , etrafı perişan halde. Yıllardır Alsancak Gar önü yeraltına alınacak. Arkadaş yolu 500 metre boyunca yeraltına almak bu kadar mı zor ? Zaten alternatif yol yok bari iyileştirme yap. 5-6 milyar bütçeler var. Bunlar az paralar değil.
 Alen35
 26 Nisan 2018 Perşembe 19:41
Bazı yorumcular izmire gerksiz yükleniyor. 1 Ankara nın 90 lı yıllardaki hlaine bakın birde şimdiki haline bakın "denmiş ama Türkiye de en fazla gecekondu halen daha istanbul ve ankarada var sonra izmir geliyor. Zaten modern lik adı altında İzmir ankaraya benziyecekse hiç modenleşmesin çok daha iyi. Bildiginiz Bozkıra 40 katlı gökdelen yapan bir zihniyete sahip ankara. Bunları modenlik diye sunmak nekadar mantıklı? İşin komik tarafı İstanbul ve ankara da yaşayanların çoğu İzmiri seviyor ve istiyor ! hatta ulaşım sisteminin genişliği falan olsun izmiri daha modern buluyorlar. Son yıllar da izmirin göç profilini başta istanbul olmak üzere ankaralılar oluşturuyor. buda size bunun kanıtıdır zaten. Türkiye Şehirlerinin ortak sorunlarını alıpta sadece izmirin sorunuymuş gibi lanse etmek ne derece güzel bir iş ! bazı yorumcuları anlamak mümkün değil !
 sezarın hakkı sezara
 26 Nisan 2018 Perşembe 19:33
Sevgili gürkan bu olay sadece izmiri kapsamıyor Bu ülkede izmirden daha kötü durumda olan şehirler var. Bu sebeple Türkiye hiç bir zaman modern bir ülke olamayacak demek lazım.
 Gürkan
 26 Nisan 2018 Perşembe 12:39
İzmir hiçbir zaman modern bir şehir olamayacak. En azından kısa ve orta vadede bu net görülüyor. İzmir'in uydu görüntülerine bakarsak vahim tablo çok net görülüyor. Ankara' nın 90' lı yıllarına bakın bir de şimdiki haline ... Şehir "İZMİR' E GÖRE" resmen çağ atlamış. Planlı gelişmiş bir çok bölge var. Geniş caddeler açılmış. Doğalgaz yaygınlaşmış. İzmir ise hala 90' larda kalmış. İzmir' in düzeltilmesi için vizyoner yöneticiler lazım. Sahilde düzenleme yaptık ile iş ne yazık ki bitmiyor. Sahilden uzaklaştıkça durumun vahamiyeti ortaya çıkıyor. Sanayi-şehir iç içe girmiş durumda. Öncelikle yapılması gerekenler bellidir: ?uydu şehirler yerine sanayi tesisleri şehrin merkezinden çıkarılmalıdır. 1-2-3. Sanayi alanları başta olmak Karabağlar'da konut -mobilya sektörü ayrıştırılmalıdır. Torbalı , Aliağa , Kemalpaşa bu iş için uygun yerlerdir. Bu alanlara geniş yeşil alanlar , konutlar , insanların vakit geçirebileceği sosyal alanlar yapılmalıdır. ?Şehrin geniş caddelere ihtiyacı vardır. Alternatif bulvarlar açılmalıdır. ? Metro yetersizdir. Tramvay yaptık, İZBAN ' ı bilmem nereye uzattık ile şehir içi trafik düzelmez. ?Şehrin bir çok bölgesinden geçen dereler şehre kazandırılmalıdır. Derelerin etrafı yeşil alan olmalı , halkın nefes alabileceği yerler olmalıdır. Şimdiki hali perişan. Dereler boyunca sanayi tesisleri , gecekondular var. ?Doğalgaz yaygınlaştırılmalıdır. ?Ve en önemlisi kentsel dönüşümde ufak parseller birleştirilmeli , 3-4 katlı bitişik apartmanlar yerine 8-10 katlı modern binalar yapılmalıdır. ? Şehrin vitrini olan Kordon' daki yapılar tamamen yıkılmalı, bölge gökdelen bölgesi olmalıdır. Çin Seddi gibi yapılar yerine birbirine bitişik olmayan yüksek katlı yapılar yapılmalıdır.
 Gürkan
 26 Nisan 2018 Perşembe 10:57
Bizim bu ülke adam olmaz.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz