MENÜ
İzmir 13°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Sen ağlama Lima
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
10 Mayıs 2018 Perşembe

Sen ağlama Lima

Köpekler gözleriyle konuşur…

Havlarken çıkardıkları ses, sadece işarettir…

Köpek beslemeyenler…

Ne o gözlerin dilini…

Ne de havlamanın nasıl bir işaret olduğunu bilemez…

30 yılda dört köpek büyütüp toprağa verdiğim için…

Ben bilirim…

Bu nedenledir ki…

Günün en acıklı haberinin kahramanı “Lima”nın…

Gözlerinden anladım…

Yalnızlığın, çaresizliğin, bahtsızlığın ve kadersizliğin…

Ne olduğunu, bi’kere daha…

***

“Lima”

Labrador cinsi bir can…

15 yaşında…

Ömrünün son demlerinde…

Neden?

Çünkü, köpekler 20 yaşı zor görür…

“Lima” şu anda insanla oranlanırsa…

Ki böyle bir bilimsel kıyaslama var…

80 yaşının üstünde…

Irkı Retriever’dan geliyor…

İnsana en yakın cins yani…

Aslında hepsi birer “sevgi budalası”…

Sev onları, ömrünü sana versin…

Zekidirler, sabırlıdırlar, sadıktırlar…

Çocuklarla hemen arkadaş olurlar…

İnsanlar arasında olmayı çok severler…

Kendilerini hep…

Ailenin bir üyesi gibi hissederler…

Sizi yatarken görürlerse…

Hemen yastığın bi’ucuna da kendi kafalarını koyarlar…

Öyle can’dırlar yani…

İşte o “Lima”

Tam 2.5 yıldır İzmir Menemen’deki…

Bir köpek otelinde…

Kendisini oraya bırakan sahibini…

Belki döner gelir diye…

Her sabah kapıda bekliyor…

Yattığı toprağı eşeliyor…

Arada bir kapıyı kokluyor…

Kokusundan tanıdığı sahibi belki o görmeden içeri girmiş olabilir diye…

Bunları neden yapıyor?

“Lima”nın acıklı öyküsü şöyle:

Yaklaşık üç yıl önce sahibi “Lima”yı…

Geri alma üzere…

Menemen’deki “Köpek Oteli”ne bırakıyor…

Altı aylık parasını da ödüyor…

Arada bir gelip “Lima”yı sevip, okşuyor…

Sonra evlenip, başka bir kente yerleşiyor…

Eşi köpek istemediği için…

Bi’daha ne o köpek oteline geliyor ne de ücret ödüyor…

Peki, o sevgi budalası “Lima” ne yapıyor?

Her sabah uyanır uyanmaz…

Otelin kapısına yatıyor, sahibini bekliyor…

Saatlerce… Saatlerce…

Hüzünle karışık, umutla…

Ağlıyor insanlar gibi…

Yaşlı ya… Kaçınılmaz son yakın ya…

Hep ondan…

***

“Lima”nın acıklı öyküsüne başka bir pencereden bakalım…

İnsanlar da…

“Lima” gibi yaşlanıyor…

Bakın, huzurevleri tıklım tıklım…

Çocuklar evden uçunca…

Onların yanına sığınmak istemeyen…

“Ben tek başıma yaşarım; oğluma-gelinime yük olmak istemem…” diyen…

Yüzlerce tonton büyükanne ve büyükbaba…

Varsa, malını mülkünü satıp huzurevine yerleşiyor…

Bu dünyadan göç edinceye kadar…

Sevdiklerinden uzak…

Mümkünse yeni bir dünya kurmaya çalışıyor…

Bu “acımasız bir çark”…

Gelini, damadı, oğlu, kızı…

Ama en çok da büyüttüğü torunlarını…

Pencerenin arkasından…

“Belki bu Pazar beni ziyarete gelirler” diye…

Aynı “Lima” gibi…

Nemli gözlerle ama umutla bekliyorlar…

Gelen – giden olmayınca da…

Yine aynı “Lima” gibi…

Gizli gizli… Gözyaşlarını kimselere göstermeden ağlıyorlar!

 

Sonsöz: “Hayatta her şey olabilirsin; fakat mühim olan hayatın içinde insan olabilmektir… / Şems-i Tebrizi…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Okurken
 10 Mayıs 2018 Perşembe 19:23
Yazınızı okurken dizimin dibinde yatan köpeğimi seviyordum.Evden dışarı çıkıp geri dönüşte kapıda bekler çünkü steril su ve duru su ile ayakları silinecektir.Mutfağın kapısında onun hayali çizgisi vardır mutfağa girmez.Allah'a inanan hiç kimse hayvanlara eziyet etmez çünkü onların dili yok.
 nejat iblar
 10 Mayıs 2018 Perşembe 08:36
insanları tanıdıkca hayvanları daha çok seviyorum.
 Dilek
 10 Mayıs 2018 Perşembe 08:30
Kaleminize sağlık.Okurken yüreğim acıdı.Allah'ım hiç bir canlıyı yalnız bırakmasın...
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz