MENÜ
İzmir
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Sen sus egom, kalbim konuşacak…
Derya AVŞAR
YAZARLAR
22 Ağustos 2014 Cuma

Sen sus egom, kalbim konuşacak…

İlk yazılarımda kısaca kişisel gelişimden, ne anlama geldiğinden ve tarihsel gelişiminden bahsetmiştim bu gün bizi bu gelişim yolcuğunda maksadı kötü olmamakla birlikte zaman zaman amacımızdan alıkoyan bir unsurdan ‘ego’dan bahsetmek istiyorum.
 
Kişinin kendi gelişimi sürecinde farkında olması gereken en önemli unsur ego’sudur ve o aslen dostumuzdur fakat bazen dostlarımızda yanılabilir öyle değil mi!
 
Ego biraz endişeli ve yeniliklere kapalı bir dosttur,
Amacı olası tehlikelerden korunmak ve mevcut durumumuzu güvence altında tutmaktır. Hafızası kuvvetlidir, geçmiş odaklıdır geçmişte yaşanan travmatik olaylar esnasında hissedilen olumsuz herhangi bir duyguyu o olayla, mekanla veya o sırada çevrede bulunan bir unsurla bağdaştırıp depolayan zihnin bu birikiminden beslenir,
 
VE
İlerleyen zamanlarda daha önce bilinç altı tarafından kaydedilmiş herhangi bir olaya benzer bir durum, mekan veya unsurla kısaca herhangi bir tetikleyiciyle karşılaştığı anda EGO devreye girer ve travmaya neden olan olayla bir ilgisi ve benzerliği bulunmamasına karşın o denli acı verici bir etki göstererek aynı derecede kötü hissettirebilir
Çünkü hatırlatıcı unsur zihinde kayıtlıdır ve kayıtlar zihin tarafından ancak duygular eşliğinde oluşturulabilir. 
 
Egonun devrede olduğunu nasıl anlarız;
Ego en belirgin şekilde halk arasında vesvese diye adlandırdığımız zihinsel konuşmalarla, panik, endişe, korku gibi duygularla kendini gösterir, zihninizde kayıtlı bulunan olayı ve ona ait duyguyu hatırlatmaya çalışır. Hatırlayın ki tehlikede olduğunuzu bilin ve kendinizi korumaya alın ister.
 
Her hangi bir iş için ilk adımı atmak üzeresiniz bu yeni bir işe girmek, yeni bir ilişkiye başlamak, yeni bir semte taşınmak vb. bir çok şey olabilir ve içinizden bir ses “Hey hey hey dur bakalım! Sen daha bunun için hazır değilsin ki hem şimdi nerden çıktı bu bütün düzenin bozulacak hadi onu da boş ver sen bu işi başarabileceğinden emin misin yo yoo bence sen bu işi gerçekten istemiyorsun bile zaten bence beklemelisin hatta belki tamamen vazgeçebilirsin bile çünkü bu çok zor bir süreç olacak ve sonunda üzülme ihtimalin çok yüksek”
 
YA DA
“Evet dostum bende bu günü bekliyordum çok doğru bir karar verdin hatta geç bile kaldın belki bu adımı atmak için inan bana her şey çok kolay olacak ve eminim sonuç istediğinden de iyi olacak çünkü sen bunu yapmak için gerekli her şeye sahipsin şans senden yana sen bunu başarabilirsin ve bu başarıyı çoktandır hak ediyorsun git ve mutlu ol” der durur.
 
Bilin bakalım kim bu konuşanlar?
 
Tahmin ettiğiniz gibi ilki korkularıyla güvende olmamızı sağlamaya çalışan sevgili egomuz ikincisi ise cesaretiyle mutluluğumuzu sağlamaya çalışan sevgili kalbimizdir. 
 
Egonun bu söylemlerini birer uyarı olarak algılayıp farkındalık kazanmayı başaramazsak yıkıcı etkiler yaratabilir çünkü zihnin kendi içinde yaptığı sonu gelmeyen konuşmalar yorumlamalar yargılamalar soruna saplanıp kalmanızı daha da ileri gidip bir süre sonra yaşamınızın sorunlar yumağı haline gelmesini bile sağlayabilir.
 
Elbette buna engel olmak için yapabileceklerimiz var, bu durumu dönüştürmek elimizde
Egonuzla baş başa olduğunuzu fark ettiğiniz anlarda;
 
Zihninizden geçen düşünceleri izleyin. Onlara müdahale etmeden, engel olmaya çalışmadan
Onları sadece izleyerek, yargılamadan zihninizden geçip gitmelerine izin vererek olumsuz etkilerini nötrleyebilirsiniz.
 
 Tek yapmanız gereken onları anlamlandırmamak.
 
Ego sorun odaklıdır bu yüzden sadece onun verdiği tehlike sinyalini alın ona teşekkür edin ve bununla ilgili harekete geçin!
 
NE DEMEK HAREKETE GEÇMEK
Harekete geçmek çözüme odaklanmak demektir çünkü sorun düşünmek yerinde saymak ve hatta sorunu büyütüp çoğaltmak demektir.
 
Çözümü odağınız haline getirdiğiniz an ego susar,
ve zihninizde endişe yüklü cümleler yerine olayı çözüme kavuşturacak altın fikirler uçuşmaya başlar.
 
Korku cesarete, telaş ve panik refaha, gelecek endişesi şimdiki zamanın muhteşemliğine, esaret özgürlüğe, güvensizlik sevgiye dönüşür.
 
Egonuzu susturup kalbinizi dinlemeniz dileğiyle…
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz