MENÜ
İzmir 12°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Sessiz gemi...
Adnan SÖKMEN
YAZARLAR
2 Aralık 2017 Cumartesi

Sessiz gemi...

Dün bir "doktor"u kaybettik...

Muhteşem bir "estetik" uzmanını...

Gazeteciliğin Macellan'ını, Da Vinci'sini!..

Hatta "Mimar Sinan"ını...

 

Şimdi diyeceksiniz ki, "Bir insan hem doktor, hem gazeteci, hem kaşif, hem sanatçı, hem de mimar nasıl oluyor?.."

 

Bu adam öyle biriydi işte...

Çok başarılı bir doktordu...

Usta bir cerrahtı...

 

Ama onun neşteri vurduğu şey, ete kemiğe bürünmüş eşref-i mahlukât'lar değildi!..

Gazeteler ve o gazetelerin sayfalarıydı...

Can verir, kan verirdi o sayfalara...

 

Yazılı basının vitrinini, yani tezgâhta gördüğünüz şeklini o çizer, o boyardı...

Tıpkı Da Vinci'nin tabloları ve heykelleri gibi eserler çıkarırdı ortaya...

İşte "sanatçı" tarafı da buydu...

 

Kaşifliğine gelince!..

Bu yönü çok daha değerliydi...

Gazetecilikte değişik ve modern teknikler keşfeder, bunları da cesurca uygulardı...

 

Türk basının bilgisayar teknolojisiyle gazete yapan ilk "Mimar"ıydı...

Ve bu mesleğe de onlarca insan kazandırdı...

 

Benim ustam değildi, ama ondan çok şey öğrendim...

 

İkimizde iyi "gazete" vitrini yapardık...

 

Bunu bilen bilir...

Bilmeyen de, bilenlere sorup öğrenebilir...

 

Tek farkımız...

O, işini hayatının merkezine koyup yükseldi ve bu sayede güzel paralar kazandı...

 

Ben, "Önce insanım, sonra gazeteciyim" diyerek, mesleğimi hep yaşam çemberimin en dışında tuttum...

 

Tabii o, bu doğrusu sayesinde "kaliteli" bir hayat sürdü...

Ben ise tozlu topraklı arazilerde dolaştım...

 

Yollarımız önce İzmir'de, ardından da İstanbul'da kesişti...

Basının "Amiral gemisi" olarak bilinen Hürriyet'te uzun bir süre birlikte çalıştık...

 

Ama rütbe olarak o "kaptan köşkünde", ben "güvertede"ydim...

 

Çok iyi bir "süvari"ydi...

Amiral gemisine fırtınalarda, kasırgalarda ustaca yön verdi...

Ne batırdı...

Ne de karaya oturttu...

 

Bir kaç yıl önce de, basının çalkantılı denizlerine veda ederek Foça limanına sığındı!.. 

 

Eskisi gibi "Caf caf"lı bir hayatı yoktu...

Uzaktan takip ettiğim kadarıyla sessiz, sakin; biraz da buruk bir yaşam sürüyordu...

 

Ve dün, yeni bir yolculuğa yelken açtı Amiral gemisinin efsane süvarisi...

 

Tıpkı Hümeyra'nın unutulmayan şarkısındaki gibi "meçhule giden" gemiye binerek, sessizce yol aldı o limandan... 

 

Güle güle Cafer Yarkent...

Işıklar içinde uyu...

Ve eğer istemeden kalbini kırdıysam da bağışla beni...

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Gyulser Esen
 2 Aralık 2017 Cumartesi 22:46
Allah rahmet eylesin!Chok güzel yazmishsiniz Adnan bey!
 Zarafet Zarafet
 2 Aralık 2017 Cumartesi 20:40
Nur içinde uyusun.
 Mahmut Kayhan
 2 Aralık 2017 Cumartesi 18:47
İnsan için bundan daha güzel ne olabilir? Şu dünyada ki konukluğumuz bitip de göçtükten sonra hatırlanmak, yad edilmek... Işıklar içinde olsun...
 İbrahim günenç
 2 Aralık 2017 Cumartesi 13:53
Allahtan rahmet mekanı cennet olsun kalemine sağ?ık bu kadar tarifi ancak sen yapabilirdin
 Sevim
 2 Aralık 2017 Cumartesi 13:52
Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun ??
 Argun Cakin
 2 Aralık 2017 Cumartesi 12:40
Allah rahmet eylesin.. Bu zamanda insanlarin vefasizligina inat edercesine onu anmis olmaniz da buyuk incelik
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz