MENÜ
İzmir 17°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Seviyorsak ‘yaşatalım’
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
17 Eylül 2019 Salı

Seviyorsak ‘yaşatalım’

Geçtiğimiz Cumartesi’ydi…

Önce çocuklar gördü, plajda oynarken…

Çocuktan al haberi, derler ya…

Koşup, nefes nefese büyükleri bilgilendirdiler…

“Kıyıda kocaman bi’balık var, nefes alıyor…”

Aslında kıyıya vuran gri-beyaz bir yavru Akdeniz fokuydu…

İri simsiyah gözlerini açıp açıp kapatıyordu…

Meraklı ahali, eğilip baktı…

“Ah canım, yaralı bu…”

“Bi’veteriner yok mu?”

Biri çıktı, “Bunu taşımak lazım, böyle ölmesini mi bekleyeceğiz?”

Fok’u taşımak amacıyla ağ yapmaya kalktılar…

Bi’diğeri, “Nereyi aramak lazım, fok bu… Veteriner olmaz” dedi…

Hassas bir durumdu…

Ortak akıl öne çıktı…

Doğa Koruma ve Milli Parklar 4. Bölge ekipleri çağrıldı…

Bu arada selfiler çekildi…

Yavru fok, yaralı kapalı gözleri ile…

İnsanoğlunun yaptıklarını izliyordu…

İlk şaşkınlık geçti, fotoğraf çekenler dağılırken…

Aradan saatler geçmiş, hala ekipler bekleniyordu…

Yavru fok…

Son bir gayretle hareketlendi…

Deryaya geri döndü…

***

72 saat sonra zavallı yavrunun…

Geriye döndüğü…

Bu kez Kuyucak’ta, bir kez daha kendini sahile vurup…

Hayata veda ettiği anlaşıldı…

***

Bilir misiniz ki?

Akdeniz fokları, dünyanın en nadir 12 memelisinden birisidir…

Sayıları 400’ü geçmez…

Biraz bizde var…

(Anayurtları güzel Foça’nın Siren Kayalıkları…)

100 tane kadar…

(Acaba o kadar kalmış mıdır?)

Biraz da Datça ve Gelibolu Yarımadası’nda…

Gerisi…

Portekiz ve Afrika sahillerinde…

Peki…

Foça neden Fok Başkenti?

Şundan…

Akdeniz Fokları burayı yuva olarak kullanıyorlar…

Aslan gibi olunca da başka sulara yelken açıyorlar…

Çok nadir ve zor üredikleri içindir ki…

Siren Kayalıkları'nda…

Tekne ile gezmek, dalmak, deniz ürünleri yakalamak ve…

Orak Adası'nda kamp yapmak yasak…

Foklar…

Foça’nın simgesidir; adı bile onlardan yadigar...

Foça Belediyesi’nin ambleminde sevimli yüzü var…

Bu yüzden taaa 28 yıl önce…

Akdeniz Fokları’nı korumak için…

Türkiye’nin “tek pilot bölgesi” ilan edildi…

Ve yine bu yüzden…

Bizim gözbebeğimiz Foça…

“Henry Ford Avrupa Çevre Koruma Ödülü”ne layık görüldü…

Foçalı balıkçılar bile…

Ağlarına dolanan “yaramaz fok yavruları”nı itina ile suya bırakırlar…

***

Ha’di, biraz geçmişe dönelim…

“Fok Badem”i hatırlar mısınız?

2006 yazında Didim’de yaralı bulunmuştu…

Neredeyse 13 yıldan fazla oluyor bu hadise yaşananalı…

O sırada yaralı bir Akdeniz Foku’na…

Ne yapılacağını kimseler bilmiyordu…

Ölmek üzere olan “Fok Badem”

“SAD-AFAG” olarak anılan…

Sualtı Araştırmaları Derneği - Akdeniz Foku Araştırma Grubu’na teslim edildi…

Henüz bir aylıktı “Badem”

Beş gündür süt ememediği için ölmek üzereydi…

Uzmanlar bir süre kumsalda annesini bekledi…

Badem’in annesi bir türlü gelmiyordu…

Tuttular sevimli yavruyu…

Hemen Türkiye’nin Fok Başkenti Foça’ya getirdiler…

Foça’daki Rehabilitasyon Merkezi'nde özel bakımdan geçirildi…

Vaka, umutsuzdu…

Devreye kim girdi, biliyor musunuz?

Üç yıl önce kalp krizinden kaybettiğimiz…

Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç

Genç patron…

“Bu işi en iyi kim yapar?” diye sordu…

“Hollanda’daki Fok Hastanesi”, dediler…

En deneyimli fok bakıcısı Foça’ya geldi, uçakla…

Hortumla beslendi Badem’cik…

Doğal hayata uyum sağlayabilmesi için…

Balıkları, ahtapotları avlama gibi egzersizler öğretildi…

Fok Badem, beş ay içinde kendine geldi; gürbüzleşti…

Datça’dan doğal ortamına bırakıldı…

Ama…

O yaramaz yavru ne yaptı?

İki dalgıcın peşinden güle oynaya karaya çıktı…

İnsanoğlu’na çok alışmış…

Resmen, genleri bozulmuştu yavrucuğun…

Badem’e pilav yedirmeye kalkanlar bile oldu…

Börek ikram edenler çıktı…

Ölü balık bile yiyemezken, istavrit tava verdiler…

Şapka takıldı, sarmaş dolaş fotoğraflar çekildi…

İnanmayacaksınız ama…

Heykeli bile dikildi, “Badem”in…

Bir süre sonra…

Muğla'nın Gökova Körfezi'nde doğal ortamına bırakıldı…

Ardından unutuldu…

Yaşıyorsa eğer…

(Akdeniz Fokları, ortalama 25 yıl yaşıyor…)

Şimdi kimbilir hangi kıyılarda dalıp dalıp çıkıyordur…

***

Bitiriyoruz…

Biz ne hikmetse Karaburun’da karaya vuran…

Fok yavrusunu yaşatamadık…

O can çekişirken, biz selfieler çektik…

Artık; ileriye dönük “tbt” yapacak…

Bol bol malzememiz birikmişti…

olmuştu…

72 saat boyunca o koy senin bu koy benim…

Yaşamak için çırpınan…

Garibim Akdeniz Foku yavrusunun son durağı…

Ne yazık ki, yine Karaburun sahilleri oldu…

Karaburun Yerel Fok Komitesi’nin bu trajik olayla ilgili…

Zehir zemberek bir açıklaması var; diyorlar ki:

Hafta sonu kurumların konuya müdahil olamamaları, halkın yavru Akdeniz Foku’nu fotoğraflamak için çok yoğun “ilgi” göstermesi, sirk hayvanı izlemeye gelmiş gibi davranış sergilemesi yavru Akdeniz Foku’nun sonunu hazırladı… Belkileri çoğaltmak çok mümkün... Kısadan; yaşama tutunmasına izin verilmedi, diyebiliriz…”

***

Acaba, diyorum…

Yıllar önce…

Daha mı duyarlıydık, böylesi acıklı olaylarda?

En azından…

Komik olaylar silsilesi içinde yaşatmak için çırpınıyorduk…

Bugün ise ölümünü seyrediyoruz!

Nokta…

Sonsöz: “Kalp deniz, dil kıyıdır… Denizde ne varsa kıyıya o vurur… / Hz. Mevlana…”

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz