Seyretmekle, sessiz kalmakla olmaz.

Valla yeter artık yaa. Artık isyan ediyorum.

Bu ülkeyi yönetenlerin, belediye başkanlarının, sivil toplum örgütlerinin kısacası herkesin bir şeyler yapması lazım.

Terbiyemi bozmak istemiyorum ama insanın da bir tahammül gücü var.

Nedir bu çöpler böyle. 23 yıldır çevre yazıları yazıp programları yapan bir kişi olarak çok kez gördüklerim karşısında ağzıma geleni söylemek zorunda bırakılıyorum.

Karşıyaka vapur iskelesinden Bostanlı balıkçı barınağına kadar gidiş dönüş yürüyüş yapıyorum. Olmaz bu kadar kirlilik ya.

Çöplerini denize, oturduğu banka, oturduğu yeşillik alana atanlara ben “İnsan değil maganda” diyorum.

İNSAN BU KADAR ANLAYIŞSIZ, KABA, GÖRGÜSÜZ OLAMAZ.
Yüde 99’u müslüman kabul edilen bir ülkede bu kadar yenilen içilen gıdaların çöpleri rasgele atılamaz, sanki özellikle yapılıyormuş gibi gelmeye başladı.

“MÜSLÜMANLIĞIN BİRİNCİ ŞARTI TEMİZLİKTİR” deniyor.
Büyüklerimiz “Temizlik imandan gelir” diyor.

Ne oldu bizim insanlığımıza, nedir bu kadar vurdumduymazlık, sorumsuzluk.

Eğer gördüklerimin fotoğraflarını çeksem sayfalar almaz.

Ama bir tane örnek koyuyorum ki görenler isyanımı anlasınlar.

Kesinlikle gördüğüm kirliliği yaratanlar, o bölgede yaşayanlar değil, başka yerden gezmeye gelip yiyip içip çöplerini, pisliğini bırakanlar.

PİSLİK MAGANDALAR…
Hadi o kişiler utanmaz ve görgüsüzler.

PEKİ O KİŞİLERE SESSİZ KALANLARA NE DEMELİ. SADECE SEYREDİYORLAR.
Tüm zamanların en iyi fizikçisi kabul edilen bilim insanı Albert Einstein’in bir sözü var “Dünya; kötülük yapanlar yüzünden değil hiçbir şey yapmayıp seyredenler yüzünden tehlikeli hale gelir"…

YANİ SEYREDENLER DE SUÇLU
Aslında nazik bir şekilde “Kardeşim bak ne güzel gelmişsiniz, bu güzelliğin tadını çıkarıyorsunuz. Yediğiniz gıdaların atıklarını lütfen çöp kutularına atın” demenin hiçbir zararı olmaz.

Bu şehir, bu deniz, bu doğa hepimizin. Dünyada yaşanılan doğal felaketleri herkes görüyor. Bunun nedeni insanoğlu.

TERTEMİZ İMRENDİM
Bir hafta önce Yunanistan’ın Midilli (Lesvos) Adası’na gittim. Girit’ten sonra Yunanistan’ın ikinci büyük adası 3 gün boyunca ara sokalarına kadar gezdim, tertemiz. Değil yiyecek, içecek atıkları, sigara izmariti bile göremezsiniz cadde ve sokaklarında.

“Neden bizim ülkemizde böyle duyarlı insanlar yok” diye iç geçirdim.

Mytilene’nin yemyeşil bir banliyösü olan Varias’ta karı koca eğitimci olan Aristides ve Chris’in evinde konakladık. Türk olduğumuzu anlıyorlar ve pek çok Yunan ile sohbet ettim. Politikacılarını bilmem ama Yunan halkı Türkleri seviyor. İzmir’den geldiğimi duyan hepsi iç çekti. Onlarda İzmir, Urla, Çeşme, Seferihisar’ı çok görmek istediklerini söylediler. Ben de onlara güzellikleri anlatıp evimde bile ağırlayabileceğimi ve rehberlik yapabileceğimi söyledim.

Ama ne olursunuz, bu ülkenin, yaşadığınız şehrin kıymetini bilin, bilmeyenlere öğretelim, seyretmekle, sessiz kalmakla olmuyor.