MENÜ
İzmir 11°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Şikayete hakkınız yok
Metin ÖNEY
YAZARLAR
14 Ekim 2014 Salı

Şikayete hakkınız yok

Biri 12 yıl Başbakanlık yaptı.
Diğeri uzun zaman Dışişleri Bakanıydı.

Şimdi : Biri Cumhurbaşkanı diğeri Başbakan.
Erdoğan Ve Davutoğlu.
 
Ülke bir baştan bir başa yangın yerine döndü. Yakılan yıkılan yerlerin sayısını bilen yok. Ne okul kaldı ne kütüphane. Polis arabaları da dahil yüzlercesi kullanılmaz hale geldi. Ölü sayısı 30 u geçti. Yaralılar, gözaltına alınanlar ve tutuklananlar. Güneydoğuda Devlet otoritesinin zerresi kalmadı. Aslın da Ülkenin tamamına yakının da hukuki otorite boşluğu had safhada.
Düşünün ki pazar günü yapılan HSYK seçimleri ile ilgili yorumlara bir bakın. Cemaat mi kazandı, Hükümet mi kazandı yoksa Hakim Ve Savcılar mı kazandı? Her bir yayın organında ayrı bir manşet ve ayrı bir yorum var. Yargının en üst kuruluşu ile ilgili bir seçimin sonuç ve yorumları ne hale geldiğimizi en açık bir biçim de ortaya koymuyor mu?
Olup bitenler karşısın da Yargıtay Baş Savcılığına da görevler düşmüyor mu ? Bunu da bir hatırlatmak istedim.
Durum bu.
Ancak yukarda sözünü ettiğim ikili yani Cumhurbaşkanı ile Başbakan meydan meyden geziyorlar ve mitinglerde durmadan şikayet ediyorlar, yakınıyorlar, itham ediyorlar, hasılı esip savuruyorlar.
Aslın da çizdiğim ve tamamen gerçekleri ifade eden tablo karşısın da Kılıçdaroğlu ve Bahçeli meydanları doldurarak içinde bulunduğumuz durumu halka şikayet etmeleri gerekirdi. Yani Cumhurbaşkanı ile Başbakanın yaptığını aslında Kılıçdaroğlu ve Bahçeli yapmalıydı.
Ama ne gezer.
Onlar salıdan salıya dükkanı açarak vaziyeti idare etmeye çalışıyorlar. Ya yazılı bir kaç beyanat veya bir kaz söz. Ondan sonra derin bir sessizlik. Ve gelsin tekrar salı günü.
Şimdi :
Anlatılması gerekir ki:
İktidar şikayet yeri değildir.
İktidar yakınma yeri değildir.
İktidar ağlama duvarı değildir.
İktidar icraat yeridir. Çözüm bulma yeridir.
Bu coğrafya da bu Ülkeyi yönetmek kolay değildir. Her babayiğidin işi değildir.
Çünkü yönetmek için:
Bilgi gerek.
Yürek gerek.
İnanç gerek.
İyi niyet gerek.
Ve en önemlisi Atatürk'e, İlkelerine, Laik Cumhuriyete, Üniter Devlete, Ulus Devlete, hukuk devletine, çağdaşlığa, yurtta sulh cihanda sulh ilkesine, aydınlığa inanmak ve bu uğurda mücadele azmini taşımak gerek.
"Açılım" diye bir süreç başlatıldı.
Analar ağlamasın dendi.
Ne oldu? Yanlış hesap Bağdat'tan döndü.
Sözüm ona "akiller" vardı ne oldu, nereye kayboldular?
TBMM den "tezkere" geçti. Ortadoğu bataklığına girmek için. Aslın da o "tezkere" emperyalizimin elinde "testere" olacak, orta doğuyu yeniden şekillendirmek için. Ve şimdilik o "bataklığa" girmedik ama "bataklığı" kendimize çektik. İşin vahim tarafı hala "Esad" hedef gösterilmiyor mu? Anlamak mümkün değil. Defalarca İstanbul'da konuk ettiğiniz ÖSO(Özgür Suriye Ordusu) ne oldu? Nerelere kayboldu?
Hasılı artık apaçık gerçek ki yönetemiyorsunuz.
O zaman şikayete de hakkınız yok.
Ya yöneteceksiniz ya da gideceksiniz.
Aksi halde meşhur bir türkümüz var:
"Kendim ettim kendim buldum" türküsünü söyleyeceksiniz.
Muhalefetle beraber.
Bir de hiç şüphesiz böyle giderse, Milletin de size oy veren bölümü aynı türküyü söyleyecek :
"Kendim ettim kendim buldum" diyerekten.
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz